Güncel
İbrahim Tenekeci Yazdı: Millî muhalefet ihtiyacı
Follow @dusuncemektebi2
Ä°nrahim Tenekeci / YeniÅŸafak
Türkiye bugün Akdeniz’den Kuzey Irak’a kadar uzun bir hatta / cephede varlık mücadelesi veriyor. Tarihî ve hayatî günlerin içindeyiz.
Kıbrıs meselesi hayli önemlidir. Türk milleti, asırlar sonra, kaybettiÄŸi toprakların çok küçük bir parçasını geri alma teÅŸebbüsünde bulunmuÅŸ ve bunu baÅŸarmıştır. Batı dünyası, bu toprağı kendilerinden alınmış kabul ediyor, dolayısıyla bir türlü hazmedemiyor. Rum kesimini Avrupa BirliÄŸi’ne alıp da Türkleri yok saymalarının temelinde bu hakikat vardır.
1974 yılına gelene kadar Batı dünyasını ilgilendiren son büyük hamlemiz 1897 tarihli Türk – Yunan Harbi idi. Ordumuzun kesin zaferiyle sonuçlanan savaÅŸ sonrasında Girit adasını kaybetmeye mahkûm edildik. (1898.) Bugün o savaÅŸtan geriye kalan Teselya hatıra pulları, sıkça karşımıza çıkan gümüÅŸ madalyalar ve bir de Fener Rum Patrikhanesi’nin önündeki caddenin adıdır: Abdülezel PaÅŸa. Bu güzide paÅŸamız, Türk – Yunan Harbi’nin aziz ÅŸehitlerinden biridir. Hatırası millî hafızada hâlâ yaÅŸamaktadır.
‘Devlette devamlılık esastır’ sözünün geniÅŸ bir anlamı bulunmaktadır. Bugün DoÄŸu Akdeniz sularında gördüÄŸümüz ilk sondaj gemilerimizin isimleri bile bu devamlılığın bir parçasıdır. Fatih ve Yavuz, elbette birilerine iyi hatıralar çaÄŸrıştırmıyor.
Ülkemiz, düvel-i muazzamayı karşısına alma pahasına ve gayet kararlı ÅŸekilde mavi vatan olarak tanımladığımız DoÄŸa Akdeniz’de hem Kıbrıs Türklerinin hem Anadolu insanının haklarına sahip çıkıyor. Dikkat edilirse, neredeyse herkes bölgede ama sadece biz istenmiyoruz.
Ana muhalefet partisinin Akdeniz konusundaki tavrını ise hayretle takip ediyoruz. Åžu ana dek hiçbir destek emaresi göremedik. “Türkiye neden orada yok?” Var. “Hayır, onu demek istemedik.”
***
Suriye sahasındaki geliÅŸmeler, ülkemiz adına tehlikeli bir noktaya geldi. Devletimiz bazı karşı tedbirler almak, hamleler yapmak istiyor. Elbette can-ı gönülden destekliyoruz.
Türkiye ve Amerika, Åžanlıurfa ilimizde müÅŸterek harekât merkezi kurdu. Ana muhalefet partisinin konuyla ilgili aklımızda kalan tek açıklaması ÅŸu: “MüÅŸterek harekât merkezi neden bizim topraklarda kuruluyor?” Åžundan kesinlikle eminiz: Merkez Suriye topraklarında kurulsaydı eÄŸer, aynı ağızlar bu kez ÅŸöyle itiraz edecekti: “MüÅŸterek harekât merkezi neden topraklarımızda kurulmuyor?”
Amerika’nın güvenilmez olduÄŸunu, bu mizaçta bir ülkeyle güvenli bölge kurulamayacağını söylemiÅŸ olsalardı, kendilerini tebrik ederdik.
Ülkemizdeki Suriyeliler konusunda da kara siyaset sergilediklerini söyleyebiliriz. BeÅŸ bin nüfuslu küçük bir ilçede bile eksikler tamam edilemiyor. Üç buçuk milyon insanı misafir ederken elbette birtakım sorunlar çıkacak, sıkıntılar yaÅŸanacaktır.
***
Ülkemiz kırk yıldır terör musibetiyle imtihan ediliyor. En ağır kayıplarımız Hakkâri – Şırnak hattında verildi. Çünkü hududun uygun olmaması güvenlik önlemlerini zorlaÅŸtırıyor. Dışarıdan sızmaların ciddi bir kısmı bu bölge üzerinden gerçekleÅŸiyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörü hem vatanımızın dışında karşılamak, hem de kaynağını kurutmak için ileri harekât düzenliyor. Adını verdiÄŸimiz illerimizin tam karşısında olacak ÅŸekilde. Tedbir amaçlı üsler kuruluyor ve kırk yıllık terörle mücadele tarihimizin en baÅŸarılı hamleleri yapılıyor.
Oldukça uzun zamandır evlatlarımızı, emeÄŸimizi, servetimizi, milli neÅŸemizi yutan bataklığa karşı kalıcı bir operasyon düzenlenirken, ana muhalefet partisi nerede duruyor?
GeçtiÄŸimiz günlerde, teröre yataklık yapmak suçlamasıyla üç belediye baÅŸkanı görevden alındı ve yerlerine vekil ataması yapıldı. Mebusundan belediye reisine kadar ana muhalefetin bütün birimleri, bu karar üzerinden hemen devleti ve hükümeti yıpratma yarışına giriÅŸtiler. Buna ‘diyet ödemek’ de diyebiliriz.
Öyle anlaşılıyor ki, devletin yahut iktidar partisinin herhangi bir konuda haklı olabileceÄŸi hiç akıllarına gelmiyor. Sanki her ÅŸeyi yanlı ve yanlış yapıyorlar.
***
Orman yangınları karşısında ana muhalefetin takındığı tutum da listemize eklenebilir.
AÄŸaçların ve onlarla beraber türlü canlının yanmasını vicdan sahibi hiç kimse istemez. Böyle bir duruma sevinen ve yangından medet uman insaniyete hasım, fenalığa hısım olmuÅŸtur.
Orman yangınlarının birçok nedeni var; sabotaj, ihmal, piknik ateÅŸi, söndürmeden atılan izmaritler, anız yakma ve yıldırım gibi doÄŸal sebepler. Son yıllarda orman yangınlarına müdahale etme süresi on dört dakikaya kadar düÅŸürüldü. Öte yandan, Amerika’da haftalar süren orman yangınlarına tanıklık ettik. Onca imkâna raÄŸmen rüzgârın etkisiyle büyüyen, bir türlü kontrol altına alınamayan yangınlar.
ÇeÅŸitli bahaneler bulmak ve yalandan medet ummak suretiyle hep aynı adresi suçlamak, buna karşılık hiçbir olumlu çabayı görmemek ve göstermemek, muhalif olmakla deÄŸil, ancak ÅŸartlanmış düÅŸmanlıkla açıklanabilir.
***
Önümüzdeki yılların ülkemiz adına zorlu geçeceÄŸi ÅŸimdiden anlaşılıyor. Sabrımızı deneyecek, gücümüzü sınayacak geliÅŸmeler olabilir. Partizanlık günlerinde deÄŸiliz. Bize lazım gelen yıkıcı deÄŸil, yapıcı muhalefettir. Hatalar muhakkak eleÅŸtirilmeli, kusurlar söylenmeli, ihmaller gündeme getirilmelidir. Bütün bunlar Türkiye’nin aleyhine olmayacak ve millî birliÄŸimizi zedelemeyecek ÅŸekilde yapılmalıdır.
Henüz yorum yapılmamış.