Sosyal Medya

Faruk Beşer: Kuranıkerim’de zamanla değişecek hiçbir hüküm yoktur

Hükümlerin değişip değişmeyeceği konusunda üç temel alandan söz ettik. İlk ikisini bir tek alan olarak da görebiliriz, diğer alan hükümlerin zamana ve mekâna göre değişebileceği alandır dedik. Buradan devam edelim.



Anlama farklılıklarıyla beraber o deÄŸiÅŸmeyen alana taabbudî alan da deniyor. Yani akıl-üstü, içtihada konu olmayan, safi Åžariin hakkı ve salt ibadet olan, ya da zamanın ve mekânın etki edemeyeceÄŸi alan. Kısaca akide ve ibadetler alanı. Bu alanda özel durumları olanlara tanınan ruhsatlar hariç, prensipte/azimette hiçbir deÄŸiÅŸiklik olmaz. Ä°man esasları nasıl idiyse hep öyle kalacak. Namaz hep beÅŸ vakittir, hac belli günlerde yapılır, ibadetlerin sayısı ve ÅŸekli bellidir, bunlara ne bir ilave ne bir çıkarma yapılabilir. Bu alandaki ekleme ve çıkarmalar bidat diye isimlenir ve din dışı sayılır.
 
Bu alanla ilgili olarak ruhsatlar söz konusu olduÄŸunda ise deÄŸiÅŸiklik hükümlerin aslında deÄŸil mükelleflerin onu uygulama biçiminde ortaya çıkar. Mesela ölümle tehdit edilen birisi imanını saklayabilir, hasta olan birisi namazını, ya da orucunu tehir edebilir vb. Ama bunların aslı, prensipte hiç deÄŸiÅŸmez.
 
Bu alana usulü’d-din de denir. Yani dinin esası, dini din yapan ve olmazsa olmaz olan temel hususlar demek. DeÄŸiÅŸmenin olabileceÄŸi alana ise Furuu’d-din, yani dinin bu köklere baÄŸlı olan detayları, farklı olabilecek uygulama biçimi, zamana göre dallanması ve budaklanması demek.
 
Buradaki önemli husus ÅŸudur: Dinin füruu, yani zamana ve mekâna göre göstereceÄŸi uygulama deÄŸiÅŸiklikleri de herkesin aklına ve arzusuna göre olabilecek ÅŸeyler deÄŸildir. Ä°slam’da Hıristiyanlık’taki gibi hakikati ve dinî olanı belirleyen kutsal bir kilise kurumu ya da ruhbanlar sınıfı yoktur. Prensipte kadın olsun erkek olsun herkes dini anlayabilir ve füru denen içtihatlar ortaya koyabilir. Ancak bunun da bir usulünün beceri ve maharet düzeyinin olması tabiidir. Berberlik için bile bir sürü vasıf aranırken dinde yeni bir içtihat ortaya koyma konusunda bir ehliyetin aranmaması, herkesin aklına göre hüküm vermesi gülünç olur. Bu da ayrı bir fasıldır. Bunun için Ä°slam ümmeti başından beri içtihat ve icma müessesesini geliÅŸtirmiÅŸtir. Tartışmasız genel prensipler ortaya koymuÅŸtur. Bunlardan biri, ‘nassın bulunduÄŸu yerde içtihada mesaÄŸ yoktur’ prensibidir. Yani bir konuda nas varsa orada artık içtihat yapılamaz. Nastan maksat Kuranıkerim ve onun beyanı olan Sünnet’tir. Burada olsa olsa nassı doÄŸru anlama içtihadı (içtihadü’l-fehm) olabilir.
 
Bu açıdan bakıldığında Kuranıkerim’in koyduÄŸu hükümlerin tamamı sabitedir. Åžartlarının bulunmaması sebebiyle hükmün uygulanamaması durumu hariç, onun hiçbir hükmü deÄŸiÅŸmez. DeÄŸiÅŸeceÄŸini iddia etmek, Allah’ın farklı zamanları hesaba katmadığını düÅŸünme anlamına gelir ki, bu Allah hakkında kötü bir düÅŸüncedir. Kuranıkerim hükümlerinin tarihsel olduÄŸunu söylemek bu açıdan köksüz, ithal, tutarsız ve marazi bir zandan ibarettir. Bir içtihat bile deÄŸildir. Çünkü içtihat da fıkhî ve Ä°slami bir kavramdır ve onun da belli bir usulü ve namusu vardır. Bununla birlikte Kuranıkerim’de Resulüllah’ın hayatta olduÄŸu süreyle ilgili hükümler bulunur. Onların konusu bulunmadığı için artık uygulanması söz konusu deÄŸildir. Yoksa onlarda da bir deÄŸiÅŸme olmamıştır. Onun evlilikleri, eÅŸlerinin ümmetin anneleri olması vb.
 
Kuranıkerim’deki bazı hükümlerin çok genel kurallar ÅŸeklinde olması, bazılarının da en ince detayları dahi bildirmesi de onun hükümlerinin hiç deÄŸiÅŸmeyeceÄŸinin bir göstergesidir. Hükümlerin zamana göre deÄŸiÅŸeceÄŸi alanda o sadece deÄŸiÅŸmeyen genel prensipleri koymuÅŸ, deÄŸiÅŸecek detayların hükmünü bulmayı ulemaya bırakmıştır. Bu aynı zamanda Ä°slamî ya da dinî olanı anlamada akla, ilme ve âlime deÄŸer vermenin ifadesidir.
 
Kuranıkerim’in detaylara kadar hükmü bildirmesinin en açık örneÄŸi miras ve nikâh meseleleridir. Çünkü nesepte ve insanların birbirlerine göre olan konumlarında kıyamete kadar bir deÄŸiÅŸme olmayacaktır. Kuranıkerim’de detaylara girilmeyen ve sadece genel prensiplerle yetinilen hükümlerin en açık örnekleri ise ticari ve idari hükümlerdir. Çünkü bu konular sürekli deÄŸiÅŸmektedir. Mesela Kuranıkerim ticari konularda sadece dört temel prensip vazetmiÅŸ ve sadece bunların hükmünü bildirmiÅŸtir. ‘AlışveriÅŸ helaldir, faiz haramdır’, ‘mallarınızı aranızda batıl, yani hak edilmemiÅŸ yollarla yemeyin’, ‘Cuma ezanı okunurken alışveriÅŸi bırakıp Allah’ın zikrine koÅŸun’, yani ticaretiniz ibadetinize engel olmasın, ‘Borçlanmalarınızı kayıt altına alın’. Faizin de, batıl yolların da, ticaretin ibadete engel olmasının da, muhasebenin de her zaman deÄŸiÅŸecek sonsuz ÅŸekilleri olabileceÄŸi için Kuranıkerim bunların sadece genel prensibini koymuÅŸ, detaylarını/füruunu bir kısmını sünnetin beyanına, bir kısmını da zaman içinde âlimlere bırakmıştır.
 
Biraz daha detaylandıracağız…
 
Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.