Türk havacılık tarihinin önemli ve sembol isimlerinden Türk pilot, ilk sivil ve askeri uçağı yapan, ilk özel havayolu şirketini kuran ve bir Rus uçağını düşürmekle ilk uçak düşüren Türk pilot ünvanını kazanan Vecihi Hürkuş'un hayat hikayesi.
Türkiye’nin ilk sivil ve askeri havayolu şirketini kuran, Türk havacılığının kurucu isimlerinin ilklerinden olan Vecihi Hürkuş’un hayat hikayesi, okunduğunda dahi büyük ısdırap verici engellemeler ve zorluklarla doludur. O, bütün çabası ve azmiyle, büyük bir mücadele veren bir kahraman olarak adlandırmayı hak etmişti. Her ne kadar hakkında bir sinema filmi yapılmış olsa da, maalesef Hürkuş’un, kendi ülkesinde, kendi emeği ile binbir yokluk içinde, binbir emekle sıfırdan inşa ettiği ve verdiği mücadele de bilinmiyor, ona bu hayatı reva görenler de bilinmiyor. Son zamanlarda savunma sanayimizde atılan önemli adımlarla birlikte ismi biraz biraz hatırlanmaya başlanan bu öncü isim, önüne çıkan bütün engellere rağmen hayallerini ve ideallerini gerçekleştirmek adına bitmek bilmeyen bir azim ve kararlılıkla mücadelesine devam etmiştir.
“6 Ocak 1896 İstanbul’da, gümrük müfettişi Faham Bey ve Zeliha Niyir Hanım’ın ortanca çocukları olarak dünyaya gelen Vecihi Hürkuş,16 yaşındayken eniştesi Kurmay Albay Kemal Bey’in yanında 1912’de Balkan Harbi’ne katıldı. Harbin ardından İstanbul’a dönerek, Beykoz Serviburun esir kampına kumandan olan Vecihi, 1914 yılında İstanbul – Kahire seferinde, Nuri, Sadık ve Fethi Bey’lerin şehit olmalarından çok etkilenerek pilot olmaya karar verdi. Ancak yaşı küçük olduğu için Makinist Mektebine gönderildi. Daha sonra 1. Dünya Savaşında, Bağdat cephesine “Uçak Makinisti” olarak katıldı. Fakat uçak kazasında yaralanarak İstanbula döndü. Bu kaza Vecihi Hürkuş’un pilot olma isteğini körükledi ve Yeşilköy’deki Tayyare Okulu'na gitti.1916 senesinde ilk uçuşunu gerçekleştirerek Pilot Astsubay olarak mezun olan Hürkuş, 1917 senesinde Kafkas cephesine atandı.
Kafkas cephesinde bir uçak düşürerek Türkiye’nin uçak düşüren ilk pilotu oldu. Bir hava savaşında yaralanan Vecihi, Ruslara esir olmadan önce düşmana teslim etmemek için kendi uçağını yaktı. Esir olarak gönderildiği Hazar Denizi'nde bulunan Nargin Adası'ndan, Azerbaycanlı Türklerin yardımı ile 1 yıllık esaretten sonra, tam 6 bin metre yüzerek kaçtı. Birlikte kaçmayı başardığı istihkâm teğmeni Salih Bey ile 2,5 ayda Süleymaniye üzerinden Musul'a yürüyerek, oradan da zamanın başkenti İstanbul’a dönmeyi başardı. İstanbul'a geldikten sonra İstanbul Hava Müdafaa Bölüğü'ne tayin oldu.
1920'De Kurtuluş Savaşı'na Da Katıldı
İstanbul'un işgalinde, Harem'den gizlice kalkan bir gemiyle Mudanya'ya, oradan da sırasıyla Bursa ve Eskişehir üzerinden Konya'ya giderek, Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Kurtuluş Savaşı'nda "sivil pilot" olarak hizmet veren ve hiyerarşi açısından rütbesi yüzbaşı olan Vecihi Hürkuş, İzmir'deki Seydiköy Hava Meydanı'nı da işgal etti. Hürkuş, başarılarından dolayı TBMM'den üç defa takdirname aldı, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası kazandı. Akşehir'de Jandarma Komutanı Ratıp Bey'in kızı Hadiye Hanım'la evlenen Vecihi Hürkuş'un Gönül ve Sevim isimli iki kızı dünyaya geldi. Bir çok başarıya ve ilk’e imza atan Hürkuş; Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu gerçekleştirmiş ve 3 takdirname alarak “Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası”na layık görülmüştür.
İlk Türk Uçağının Yapılma Hikayesi
Kurtuluş Savaşı'ndan zaferle ayrıldıktan sonra Seydiköy'de açılan tayyare okulunda eğitim vermeye başlayan, İzmit Mıntıkası Tayyare Bölüğü'ne atanan Hürkuş, Binbaşı Fazıl'ın eğitim uçuşu sırasında düşüp yaşamını yitirmesiyle yeniden İzmir'e çağrıldı. Kara ve deniz okulunda öğretmenlik yapan Hürkuş'un en büyük ideali havacılığın millileştirilmesiydi. Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağına, teslim alınmasındaki hizmeti nedeniyle "Vecihi" adının verilmesi, tayyare yapma düşüncesini yeniden canlandırdı. Hürkuş, savaş sırasında Yunanlılardan kalan uçak malzemelerinden yararlanarak projesini hazırladığı ilk uçağı "Vecihi K VI'yı yaptı. Hürkuş'un, uçabilirlik sertifikası için toplanan teknik heyette tayyareyi kontrol edecek personel bulunamadı.
Sonunda teknik heyetten bir kişinin "Vecihi, biz sana bu lisansı veremeyiz. Uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar." şeklindeki sözleri üzerine 28 Ocak 1925'te "Vecihi K VI" ile ilk uçuşunu yaptı. İzin almadan uçtuğu için cezalandırılmasının ardından ordudan ayrılan Hürkuş, Ankara'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir." hedefi kapsamında kurulan Türk Tayyare Cemiyeti'ne katıldı. Halka havacılık sevgisini yaymak amacıyla bağış toplamak için bir madalya tüzüğü hazırlandı. Yapılan bağışa göre bronz, gümüş, altın ve elmaslı madalya verilecek, ayrıca 10 bin lira veren kişi, kurum, kasaba, ilçe veya ilin adı alınacak uçağa konulacaktı.İlk uçağa burada yaşayan halkın katkılardan dolayı "Ceyhan" adının verilmesinin ardından Hürkuş, bu uçakla yurt içi bağış gezilerine çıktı.
İLK HAVA YOLLARI UÇUŞLARI
Milli Savunma Bakanlığı'nın Kayseri'de Tayyare Onarım ve Motor Anonim Şirketi'ne (TOMTAŞ) ait fabrika kurmak için anlaşmasının ardından gelen teklifi kabul ederek Almanya'ya giden Hürkuş, "Junkers A.20" uçaklarındaki eksikliklerin düzeltilmesi çalışmalarında yer aldı. 1926'da "Junkers A.35" uçağının tecrübe edilmesi görevini başarıyla yerine getiren Hürkuş, TOMTAŞ'ın 14 kişilik 3 motorlu "Junkers G.24", diğeri altı kişilik tek motorlu "Junkers F.13" yolcu tayyareleriyle Ankara-Kayseri arasında ulaşım uçuşları yaptı. 1927'de yapılan bu seferler ülkedeki ilk hava yolları uçuşları sayıldı. Ankara'da 16 Eylül 1926'da yapılan Türkiye'de ilk paraşüt gösterisi sırasında Hürkuş'un kullandığı Junkers F-13 uçağından Alman paraşütçü Heinke'nin 700 metre irtifadan yaptığı atlayışı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birçok vatandaş izledi. Başkent'te 1930'de düzenlenen Sanayi Kongresi'nde sergilenen, Vecihi Hürkuş'a ait yerli malı uçaklarının resim ve maketleri ile üstten kanatlı kapalı kabinli "Vecihi K-XI" tipi uçağın modeline ait minyatür yoğun ilgi gördü.
ÜÇ AYDA UÇAK YAPTI
Yıllık izni boyunca Kadıköy'de kiraladığı bir keresteci dükkânında üç ay içinde "Vecihi XIV" uçağını yapan Hürkuş, ilk uçuşunu 27 Eylül 1930'da Kadıköy'ün Fikirtepe semtinde büyük bir kalabalık ve basın topluluğu karşısında yaptı. Hürkuş, iki kişilik, tek motorlu spor ve eğitim uçağıyla Ankara'ya giderek, burada bir gösteri düzenledi.
SÖKÜLEN UÇAK, PRAG'A YOLLANDI
Dönemin Başbakanı İsmet İnönü ve bazı komutanlar tarafından uçağı incelenen Hürkuş, uçabilirlik sertifikası verilmesi için İktisat Bakanlığı'na müracaat etti. Ancak, "Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir." cevabını alan Hürkuş, bakanlık nezdinde yapılan girişimler sonucu istenen belgenin alınması amacıyla uçağın Çekoslovakya'ya gönderilmesine karar verdi. Gerekli izinleri alınan uçak, Ankara'da sökülerek demiryoluyla Prag'a gönderildi. Hürkuş, 23 Nisan 1931'de Çek yetkililerden uçuş müsaadesini almasının ardından iki gün sonra bu ülkeden Türkiye'ye gelmek için yola çıktı. Türkiye'ye 5 Mayıs'ta ulaşan Hürkuş, uçağın atıl kalmaması için Posta İdaresi ile "Ankara-Erzurum" ile "Ankara-İstanbul" arasında posta hattı kurulması için görüşmeler yaptı. Türk Hava Kurumu'nun planladığı, Ankara'dan başlayarak, Aksaray, Konya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Muğla, Aydın, Denizli, Uşak, Eskişehir, Adapazarı, İzmit ile devam eden ve Yeşilköy'de başarıyla tamamlanan tura katıldı.
TAYYARECİ KUŞAKLAR
Yardımcısı makinistin işine son verilmesi ve yaşadığı bazı sorunlar nedeniyle kurumdan ayrılan Vecihi Hürkuş, 21 Nisan 1932'de ilk Türk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi'ni (VSTM) kurdu. İkisi kız olmak üzere 12 öğrencinin kaydolduğu okul, Türk gençliğini havacılığa alıştırmak ve "tayyareci kuşaklar" yetiştirmek amacıyla eğitime başladı. Teorik ve uygulamalı olarak eğitim veren, büyük bir atölyesi bulunan okulun Kalamış'ta bir hangar ve uçuş alanı olarak kullandığı küçük sahası ile Fikirtepe'de uçuş alanları bulunuyordu.
İş adamı Nuri Demirağ'ın 5 bin lira bağışta bulunmasının ardından adı "Nuri Bey" olan "Vecihi XVI" kapalı kabin uçağını 1933'te yaptı. Aynı yıl tek satıhlı "Vecihi XV" uçağını da bitiren Hürkuş, ikişer adet "Vecihi XIV", "Vecihi XV" ile "Nuri Bey-Vecihi XVI" uçaklarında öğrencileri birlikte İstanbul'da bir gösteri uçuşu yaptı.
OKULUNA DİPLOMA DENKLİĞİ VERİLMEDİ
Öğrencilerinden Sait Bayav, Tevfik Artan, Muammer Öniz, Osman Kandemir, ilk Türk kadın tayyarecisi Bedriye Gökmen ve yeğeni Eribe'nin yalnız uçmayı başarmasına rağmen okul maddi sorunların yanı sıra yetiştirdiği öğrencilerin diplomalarına denklik verilmemesinden dolayı kapandı. Vecihi Hürkuş, Atatürk'ün, Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulca'ya ilettiği, çalışmalarından faydalanması talimatına uyarak, yeniden Ankara'ya döndü. Burada, başöğretmen olarak görev yapan Hürkuş, Etimesgut hangarlarını yaptı. Okulunda yetiştirdiği öğrenciler, Rusya'ya eğitime gönderildi. Yeğeni Eribe'nin 29 Ekim 1936'daki Cumhuriyet Bayramı törenleri provalarında paraşütünün açılmaması nedeniyle yaralanmasının ardından kaldırıldığı hastanede vefat etmesiyle sarsılan Vecihi Hürkuş, bir süre sonra mühendislik eğitimi için Almanya'ya gitti. Hürkuş, Weimar Mühendislik Mektebi'nde bir buçuk yıl sonra da mezun oldu. Tayyare Makine Mühendisliği diplomasını almasının ardından Danıştay kararı ile mühendis ruhsatnamesine sahip oldu. Türk Hava Kurumu tarafından Van'a tayin edilince istifa ederek, kurumdan ayrıldı.
HÜRKUŞ HAVA YOLLARI
"Vecihi Havada" kitabını 1942'da yayınlayan Hürkuş, 1947'de Kanatlılar Birliği'ni kurdu. Türk Hava Kurumu'ndan "Magister" tipi bir öğrenim uçağı temin eden Hürkuş, kızı Gönül ile "Kanatlılar" adlı bir dergi çıkarttı. 1951'de beş arkadaşıyla birlikte havadan zirai ilaçlama yapmak üzere "Türk Kanadı" şirketini kuran Hürkuş, Sait Bayav ve Muammer Öniz ile İngiltere'den "Auster MK-V" tipi üç uçak aldı. Hürkuş, bir yıl sonra bir firmanın mama reklamını yapmak için gittiği İngiltere'de "Percival Proctor V" tipi dört kişilik hafif turist tipi tayyareye sahip oldu. Bu tayyare ile değişik firmaların reklamını yapan Hürkuş, bebek maması ile puro sabunu gibi malzemeleri kâğıt paraşütlerle uçaktan dağıtarak, farklı bir reklam faaliyetlerinde bulundu. Hürkuş Hava Yolları'nı 29 Kasım 1954'te kurarak, Türk Hava Yolları'nın seferden kaldırdığı uçaklardan sekiz tayyareyi banka kredisiyle satın aldı. Sefer yapılmayan şehirlere uçuş koyma izni alamayan, bir süre gazete dağıtımı yapmak isteyen Hürkuş'un şirketi daha sonra kapandı. Elinde kalan son uçağı "TC-ERK"i Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün emrinde kullandırarak, Güneydoğu Anadolu'da toryum, uranyum ve fosfat arama çalışmalarını yaptırdı. Hayatının son dönemlerinde maddi sıkıntılar çeken Vecihi Hürkuş, Ankara'da anılarını yazdığı bir dönemde beyin kanaması geçirdi. Kaderin bir cilvesidir ki 16 Temmuz 1969'da, Apollo 11 'in uzaya fırlatıldığı gün, borç içinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde hayata gözlerini yummasının ardından Ankara'daki Cebeci Asri Mezarlığı'nda defnedildi. Yaşarkenki yalnızlığı cenazesinde de kaderiydi. Malesef ki cenazesine de sadece 12 kişi katılmıştı.
Hakkında yaşadığı dönem ve vefatının ardından önemine dair makale, şiir, şarkı sözü ve tiyatro oyunu yazılan Vecihi Hürkuş'un ismi birçok film ve dizide geçti. Hayatından kesitlere yer verilen "Hürkuş: Göklerdeki Kahraman" isimli sinema filmi, 25 Mayıs 2018'de vizyona girdi.
"ELİMİZDEN ALINAMAYACAK TEK ÖZGÜLÜK"
Türk havacılığının önemli ismi hatıralarında hedeflerine ilişkin "Gezdiğim yabancı ülkelerde nasıl havacılığa başladıklarını, nasıl atölyeler yaptıklarını çok iyi biliyordum. Her şeyden önce milli inanç ve teşvik bu yoldaki başarının tek çaresiydi. Ben de muvaffak olmak için buna muhtaçtım. Elimizden alınamayacak tek özgürlük tavrımızı seçme özgürlüğüdür. Ben Vecihi Hürkuş, bundan 88 yıl önce ülkemi kanatlandırarak soyadımı hak ettim. Benim özgürlüğüm milli bağımsızlığa tek yolun milli üretimden geçtiğine olan inancıma ömrümü vakfetmekti. Çünkü başkalarının kanatlarıyla uçmaya çalışanlar 'Hürkuş' olamazlar." açıklamasını yapmıştı.
VECİHİ HÜRKUŞ'UN TÜRK HAVACILIĞINDA İLKLERİ
►Çift motorlu tayyareyle "Caudron G-4" uçan ilk Türk pilot oldu.
►Kafkas Cephesi'nde bir Rus uçağını düşürerek ilk Türk Hava Zaferi'ni kazandı.
►Ruslardan ele geçirilen Nieuport tayyaresine pervane imal etti.
►İstiklal Savaşında uçak kanatlarının tamiratı için jelâtin ile emait imal etti ve savaşın ilk keşif uçuşunu yaptı. Yine İstiklal Savaşında ilk hava zaferini kazandı. Savaşın son uçuşunda (Seydiköy/Gaziemir) hava alanına ilk girdi ve tek başına alanı işgal etti.
►İstiklal Savaşında, her sınıf muharipler arasında Mustafa Kemal Atatürk'ün teklifleriyle üç defa TBMM takdirnamesi verilen tek kişi olarak kırmızı şeritli İstiklal Madalyası kazandı.
►Türk toprağı üzerine ilk yolcu seferi düzenledi. (Caproni Breda – 11 yolcu)İlk Türk tayyaresinin planlarını ve inşasını yaptı "Vecihi K-VI" (İzmir, 1924) İlk ve tek uçuşu (İzmir, 28.01.1925).
►Türkiyede kurulan ilk sivil havacılık organizasyonu olan Türk Tayyare Cemiyeti (THK) kurucuları arasındaki ilk ve tek pilottur. Vecihi Hürkuş'a "Türkiye'nin Baştayyarecisi" ünvanı verildi.
►Türkiye'de ilk paraşüt atlayışında uçağı, Vecihi Hürkuş kullandı. Atatürk'ün de izlediği gösteriyi Alman paraşütçü Herr Hainike gerçekleştirdi.
►İlk Türk sivil uçağının planlarını ve inşasını yaptı. "Vecihi XIV" Avrupa semalarında ilk Türk uçağı ile uçuş yaptı. Türkiye'de ilk Türk uçağı ile ilk yurt turunu yaptı. Vecihi Bey tarafından yapılan öneriyi kabul eden Belçikalı Paraşütçü M. Rene, Türkiye'de ilk Türk sivil uçağından ilk paraşüt atlayışını yaptı. Vecihi XIV Uçağını Vecihi Hürkuş kullandı.
►Türkiye'de ilk Sivil Kara ve Deniz Tayyare Fabrikası'nı kurdu. "Vecihi Fiham Kara ve Deniz Tayyare Fabrikası" Vecihi XIV tipte 2. Uçağını yaptı.
►İlk Türk Deniz Uçağını yaptı. Uçak motorlu sürat teknesinin projesini yaparak "Vecihi SK-X" ihtira beratı aldı (1930).
►Türkiye'deki ilk sivil pilotaj okulu açtı"Vecihi Sivil Tayyare Mektebi İlk Türk kapalı kabin yolcu/deniz uçağını "Vecihi XVI" inşa etti.
►İlk Türk Spor ve Eğitim uçağı "Vecihi XV" uçağını imal etti.
►İlk Türk kadın tayyare pilotu Bedriye Bacı'yı (Gökmen) ve 12 pilot yetiştirdi (Kadıköy/İstanbul, 1933)
►Türk Kuşu'nun kuruluşu ilgili katkılarda bulunurken Türkiye'de ilk planör inşasını (US-4 ve PS-2) gerçekleştirdi. 225 km'lik mesafedeki Ankara-Eskişehir arasında iki tayyareye bağlı olarak planör uçuşu yapıldı. Uçuş, Vecihi komutasında yapıldı. U-2 Uçağını Vecihi kullandı. G-9 Planöründe Sabiha Gökçen vardı.
►Türkiye'de planörle hava kalma rekoru, 3 saat 10 dakika ile Türk Kuşu uzmanı Rus pilotu tarafından 14 Temmuz 1936 tarihinde kırıldı. Saat 14,17 de havalanan Vecihi Hürkuş 800 m. yükseklikte 5 saat 45 dakika ile yeni rekoru kırdı.
►Yurt içi hatlarda yolcu ve kargo taşımacılık yapan "HHY" ilk özel havayolu şirketini kurdu. "Hürkuş Havayolları" Türkiye'nin toprakaltı radyoaktif servetlerini (Toryum, uranyum, fosfat) tayyare ile tespit etti "MTA." ICAO tarafından, dünyada pilotluğu 50 yılı aşan ilk Türk pilot olarak ödüllendirildi (1916-1967) 1916-67 yılları arasında, Vecihi Hürkuş toplam 102 ayrı model uçak kullanan ilk ve tek pilottur.
►Hayatının yaklaşık 30.000 saati havada geçen ilk ve tek Türk pilottur.
Henüz yorum yapılmamış.