Hollywood'da Zamanla Değişen Müslüman İmajı
Follow @dusuncemektebi2
Amerikan film sektörü her zaman için ilerici nitelikte bir sanayi olduğunu iddia etse de, ne yazık ki durum hiç böyle değil. Bunun en bariz gerçeklerinden biri de, kötü adam rolü söz konusu olduğunda halk arasında ön yargı oluşturacak imajlar yaratması. Bu imajları da belli başlı etnik gruplarla özdeşleştirmesi.
ÖrneÄŸin SoÄŸuk SavaÅŸ döneminin bitmesinin ardından Ruslar Amerikan ekranlarında kötü adam rollerinde bulunuyor. 2. Dünya Savaşının ardından Almanlar da ekranlarda Naziler ile aynı kaderi paylaşıyor.
Daha sonraki yıllarda ise Müslüman Araplar ÅŸeytanlaÅŸtırılmaya en çok maruz kalan grup haline getirildi. 11 Eylül saldırısından sonra bu olumsuz tablo daha da güçlendi. Yapılan araÅŸtırmalara göre ABD’de son 15 yıl içinde nefret suçu kapsamında iÅŸlenen cinayetlerin neredeyse tamamında, aşırı saÄŸcı ve beyazların üstünlüÄŸünü savunanlar sorumlu. Ama ne hikmetse ekranların teröristleri Müslümanlar oluyor.
Ä°SLAMOFOBÄ°YÄ° BESLEYEN EYLEMLER
Sadece Hollywood mu? ABD ve Avrupa’nın en çok satan gazeteleri, en çok izlenen televizyonları da Müslümanları karalama kampanyasının içinde.
Eski ABD baÅŸkanı George Bush tarafından söylenen ÅŸu söz Amerikan zihniyetini özetler nitelikte: ‘KiÅŸi ya bizimle olmalı ya teröristle beraber.’’ Yani Müslümanlar ya terörist olarak lanse ediliyor ya da ABD ile iÅŸbirlikçi. Son yıllarda sık sık eleÅŸtirilere maruz kalan ve önümüzdeki sezon ekranlara veda edecek olan ‘’Homeland’’ dizisi bu sözlerin en iyi göstergesi. Dizi 2011 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana Müslümanlar ile ilgili hayal edebileceÄŸiniz bütün olumsuz kalıpları topladı. Hatta konu neredeyse Müslümanların Amerika için gizli bir tehdit olduÄŸuna kadar geldi. Obama tarafından da sık sık övgülere mazhar olan dizide, Ä°slam Dünyasının temel esaslarına dikkat edilmedi. Arap kiÅŸilere Farsça isimler verilip Ä°slamabad gibi güzel bir ÅŸehir pislik içinde, savaÅŸ bölgesi olarak gösterildi.
Müslüman Kamu Hizmetleri Konseyi Hollywood Bürosu Müdürü Sue Obeidi‘ye göre sektörlerin bu olumsuz kliÅŸelerle doldurulması batı toplumunu olumsuz yönde etkiliyor ve Ä°slamofobiyi arttırıyor. Obeidi, Müslümanların ekranda doÄŸru ve gerçekçi bir ÅŸekilde temsil edilmesinin yalnızca baÅŸkalarının algılarını deÄŸil, aynı zamanda kendi algılarımızı da etkilediÄŸine dikkat çekiyor. Ekranlarda Müslüman sıfatlarını taşımayan Müslüman karakterler kullanılarak algı operasyonu yapılıyor.
YENÄ° MÜSLÜMAN KAHRAMANLAR
Müslümanlara karşı yapılan bu karalama kampanyasından sonra, bu algıyı deÄŸiÅŸtirmek için bilinçli giriÅŸimler ve ümitvari çalışmalar yapılmaya baÅŸlandı. Polisiye NCIS dizisi bunlardan biri. Dizide Sam adlı bir karakter, ABD ekranlarında baÅŸrol de oynayan ilk Müslüman karakterlerden biri oldu. Dizide bu adamın dininin, kiÅŸiliÄŸinin sadece bir yönü olduÄŸu ve ülkesini seven bir Amerikalı olduÄŸu vurgulanmak istendi. Amozon Prime’de yayınlanan Tom Clancy’s Jack Ryan dizisi için de “Bütün Müslümanlar terörist deÄŸildir’’ imajı verdiÄŸini söyleyebiliriz. Konusu Amerikan suçları olan bir baÅŸka dizi BlindSpot ta da baÅŸörtülü FBI için çalışan bir karakter bulunuyor. BaÅŸörtüsünden ziyade, yaptığı yersiz ÅŸakalarla ön plana çıkıyor.
Bu adımlar ileriye dönük bilinçli adımlardır. Çünkü daima baÅŸörtü, seccade gibi Müslümanların kendine özgü özelliklerinin üzerinde durulması iyi niyetle bile olsa faydasız bir iÅŸtir.
Yeni dizilerde Müslüman karakterler yer yer ABD’ye sımsıkı baÄŸlı vatanseverler olarak ele alınsa da en azından terörist deÄŸiller. Amerika’nın en önde gelen yazar ve televizyoncularından biri olan Riz Aslan, olumlu geliÅŸmelerin nedenini giderek artan Müslüman yazar ve aktörlere baÄŸlıyor. Amerikan sinemasının insanların basmakalıp ifadelerle anılmasını umursamadığı, tek hedefinin para kazanmak olduÄŸunu söylüyor. Zorlu dönemlerden sonra Müslümanların ekranlardaki imajı deÄŸiÅŸmeye baÅŸlasa da önümüzde uzun bir yol var. Bu alanda daha çok gayret etmeli, nitelikli çalışmaların sayısını artırarak devam etmeliyiz.
DiÄŸer Bir Güzel Haber: Lena Khan
Müslüman tesettürlü yönetmen ve senaryo yazarı Lena Khan, Hollywood’da güler yüzü ve baÅŸarısıyla tanınıyor. Her türlü baskıya raÄŸmen o hayallerinin peÅŸinden giderek, örnek davranışlar sergiliyor. Tesettürlü bir yönetmen ve senaryo yazarı olarak Amerikan film endüstrisinin en önemli noktası olan Hollywood’da her yürüyüÅŸünde güler yüzüyle ve baÅŸarılarıyla dikkatleri üzerine toplamayı baÅŸarıyor.
2017’de çıkan “Kaplan Avcısı” filminin hem yönetmenliÄŸini yaptı hem de senaryosunu yazdı. Komedi türündeki “Kaplan Avcısı” Amerika’daki bir Hint mültecinin hayatını ele alıyor. Filmin çıktığı yıl aynı anda BaÅŸkan Donald Trump birçok ülke vatandaÅŸlarının ABD’ye giriÅŸini yasaklamıştı. Yasağın geldiÄŸi 7 ülkenin vatandaÅŸlarının büyük bir kısmı Müslümandı. Bu konuyla ilgili Khan ÅŸu sözleri söylüyor: “Aslına bakarsanız filmimde buna deÄŸinmeye niyetlenmemiÅŸtim fakat bu da konuyla oldukça iliÅŸkiliydi.”
Ä°lk filmini baÅŸarıyla çıkardıktan sonra Lena Khan için daha önce hiç karşılaÅŸmadığı yeni yollar açıldı. Artık televizyonda komedi ÅŸovları yapıyor ve Disney firması ile bir film yönetme konusunda anlaÅŸtı. Fakat kendisi ne oldum deÄŸil ne olacağım diyeceÄŸini söylüyor.
Henüz yorum yapılmamış.