Özel / Analiz Haber
Sezai Karakoç: Bütün Müslümanlar suçlu
Sezai Karakoç’un 12 Ağustos 2019 tarihinde yaptığı ve İslâm dünyasının içinde bulunduğu durumu değerlendirdiği bayram konuşmasını sizlerle paylaşıyoruz. Üstad özetle dünyanın kurtuluşu Müslümanların dirilişine bağlı diyor.
Bayramımız mübarek olsun ve kıyamete kadar da bayramlarımızı biz Müslümanlar bağımsız, hür ve boynumuz eÄŸik deÄŸil, dik olarak kutlamayı Allah bize nasip eylesin.
Tek kudret sahibi, tek kimseye muhtaç olmayan ve tek başına var olan Allah’ tır.
Biz insanlar ve diÄŸer yaratıklar, her varlık, her ÅŸey kendisine verilmiÅŸ bir kaderle, kendine tayin edilmiÅŸ bir hayat ve bir ölümle yaÅŸar. Kendisi tayin etmez onu. Onu tayin eden, iÅŸte Allah’tır.
Bu sebeple her ÅŸeyden önce bir Ä°slâm toprağında dünyaya geldiÄŸimize hamd edelim, ÅŸükredelim. Bu bize bir mazhariyettir, Allah’ın bize bir lütfu, Ä°slâm toprağında meydana gelmek, bir Müslüman anadan babadan doÄŸmak, bunlar Allah’ın çok büyük lütfudur. Bize verilmiÅŸ, niye baÅŸkasına verilmemiÅŸ? Bunu sormaya kimsenin kudreti yoktur. Ä°ÅŸte burada asıl önemli olan konu. Sen kendin seçip de gelmedin, sana bu verildi. Ve ondan sonra da, her türlü bizi yoldan çıkarmaya çalıştılar, yanlışlıklar yapılarak yön verilmek istendi, fakat biz buna raÄŸmen Müslüman kaldık, Müslüman kalıyoruz ve inÅŸallah ölünceye kadar da Müslüman kalacağız. Bu da bize Allah’ın büyük bir lütfudur. Bizim ufak bir, yanlış bir mantıkla ayağımız kayabilirdi. Bunun için de ortada çok çalışmalar var. Onun için Allah’a bu Kurban bayramı günü öncelikle, bir Müslüman olduÄŸumuz için, Müslüman toprağında dünyaya geldiÄŸimiz için, Müslüman anne babadan geldiÄŸimiz için ve Müslümanlığımızı bütün gücümüzle devam ettirmeye çalıştığımız için öncelikle Allah’a hamd edelim.
Unutmayalım, çünkü bu ÅŸekilde ayağı kaymışlar bizim için çok büyük kayıptır ve onların iÅŸi yine Allah’a kalmıştır. Tekrar Allah onları kaldırabilir, tekrar kurtarabilir, son nefeste bile kurtarabilir.
Bu türlü, bu nimetleri saymakla bitiremeyiz, bundan ibaret deÄŸil bize verilen, bayram namazını kıldık, bayram namazı yine Allah’ın bir lütfudur. Hep bir araya geldik biz Müslümanlar, birlikte namaz kıldık. Ve bütün bu Kurban bayramının ana, esas hedefi hacdır. Hac, yine biz Müslümanlara Allah’ın bir lütfudur.
Nedir hac? Allah’ın Evi olarak yapılmış Kâbe’yi gidip ziyaret ediyoruz, onu yapan peygamberi, onun başından geçenleri, ondan sonra Ä°slâm’ın nasıl geldiÄŸi, Peygamber Efendimiz, ashab, Mekke, Medine, onları görüyoruz. Onlarla bütün bir Ä°slâm tarihini yaÅŸayarak dönüyoruz. Orada hiç tanımadığımız Müslümanlarla hep kucaklaşıyoruz, buluÅŸuyoruz, görüÅŸüyoruz, dertlerimizi paylaşıyoruz. Hac yine Müslümanlara Allah’ın lütfettiÄŸi büyük bir iyilik, büyük bir imkân ve büyük bir güçtür. EÄŸer biz bunu hakkıyla kullansak, Müslümanları yenecek kuvvet yoktur. Hacca giderken yine sadece Mekke’yi, Medine’yi görmüyoruz, Kudüs’e uÄŸranıyor Åžam, BaÄŸdat, herkes bir taraftan geliyor, birbirleriyle buluÅŸuyorlar.
Bunlar, ÅŸimdi, her zaman tekrar edildiÄŸi için, sıradan bir olay gibi geliyor. Aslında bunların hepsi mucize, hepsi harikadır, her an bir harikayla yaşıyoruz. Hac, zekât, namaz, hani namazdan sonra tesbih yaparız; 33 defa Subhanallah, 33 defa Elhamdulillah, 33 defa Allahuekber deriz. Aslında bunu düÅŸündüÄŸünüz zaman, niçin Subhanallah diyoruz? Çünkü iÅŸte Allah bu kâinatı yaratmış; insanları, varlığı, bunu görünce gözler, hayrete düÅŸüyoruz, hayranlığa düÅŸüyoruz onun için Subhanallah diyoruz. Ondan sonra bize verdiÄŸi nimetlere bakıyoruz, sayısız nimetler, maddi ve manevi nimetleri görünce Elhamdulillah diyoruz. Ondan sonra orada durmuyor, kalmıyor, bu maddi, manevi, dünyevi nimetlerden ibaret deÄŸil, ondan sonra bize namaz, hac, zekât, kardeÅŸlik, birbirimize sarılmak, ÅŸehitlik, bunlar verildiÄŸi için de Allahuekber diyoruz.
Bunun gibi, her an Müslümanlık iÅŸte böyle, bu dünyada bile bu kadar bir harika, mucizevi bir hayatı yaÅŸamak olduÄŸuna göre, bir de düÅŸünürsek ahiret nedir? Dünya onun yanında bir hiç olarak kabul edildiÄŸine göre, iÅŸte ahiretteki nimetleri, Allah’ın bize lütfedeceÄŸi nimetleri ve mucizeleri, ebedi mucizeleri düÅŸünmemiz mümkün deÄŸil, tasavvur etmemiz mümkün deÄŸil. Ancak dünyadaki bu örneklerden, muhakemeyle onu az çok tahayyül edebiliriz.
Ä°ÅŸte Müslümanlık, bu kadar güçlü, bu kadar doÄŸru, bu kadar hakikate sahip ve bu kadar aklıselim, saÄŸduyulu bir temele dayalı olduÄŸu halde, bugün Müslümanlar ne yazık ki dağınık ve her biri bir nevi bir rüzgâra kapılmış ve daha çok yabancıların etkisinde, onlarla birlikte olmak zorunluluÄŸunda duyuyorlar. Müslümanlar ne yazık ki bugün çok acı bir kıyım içindeler. Bugün Afganistan’ın başına gelen, Libya’nın başına gelen, Yemen’in başına gelen, Suriye’nin, Irak’ın, kısacası tüm Müslümanlar, Ä°slâm âlemi düÅŸmanların oyununa gelmiÅŸ birbirlerini kırıp dökmekteler. Bunu çözemedik. 100 yıldır Ä°slâm âleminin en büyük problemi bu.
Evet, iman temeldir, her bir ferdin namazı, orucu, bunlar temeldir. Ancak bunları icra edebilmemiz, hakkıyla yerine getirebilmemiz için önce hür ve bağımsız olmamız gerekir. Avrupa ezanı okutturmuyor, camini bilmem, nasıl yapıyorsun belli deÄŸil. Aynı ÅŸeyi bugün DoÄŸu Türkistan’da da yaptırıyor Çin. Okutmuyor ezanı, Müslümanlara iÅŸkence, her türlüsünü yapıyorlar. Peki, o DoÄŸu Türkistan’daki Müslümanlar buna layık mıydı? DeÄŸildiler. Biz layık olabiliriz, bakın ben size ağır bir ÅŸey söylüyorum. Biz layık olabiliriz, fakat iki Müslüman halk bunlara layık deÄŸiller. Biri DoÄŸu Türkistan, diÄŸeri Afganistan. Bu ikisi az oldukları halde bağımsız olmak için, dinlerini korumak için, en büyük kahramanlıkları gösterip, onlarca yıl, 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl, Çin’le çarpıştı, Rusya’yla çarpıştı. Afganlılar Ä°ngilizlerle çarpıştı, Ruslarla çarpıştı, ÅŸimdi Amerikalılarla çarpışıyor. Yani bunlar layık deÄŸiller. Peki, neden buna uÄŸradılar? Bunun suçlusu deÄŸiller, sonuna kadar her biri tam bir kahraman olarak çarpıştı.
Suçlusu biziz, bütün Müslümanlar suçludur. DoÄŸu Türkistan’ın başına gelenden, DoÄŸu Türkistanlıların hiçbir suçu yok, onların hepsi ölürse ÅŸehit de olurlar, Allah onların mükâfatını verir. Fakat suçlu biziz, Afganistan’ın başına gelenden suçlu biziz, öbür yerleri demiyorum, Suriye’nin, Irak’ın başına gelenler, bizim başımıza gelenlerden kendimiz suçluyuz. Fakat bu ikisi suçsuz, bunlar maalesef Müslümanların hataları yüzünden. Ä°ran, Afganistan’a bana katıl, benim ol, dedi. Pakistan benim ol dedi, öbürleri sahip çıkmadılar, küçük bir ülke, sonunda iÅŸte göz diktiler, ilkin Ä°ngilizlerle, sonra Ruslara on yıl çarpıştılar yenilmediler, fakat ÅŸimdi de Amerikalılarla çarpışıyorlar. Suçlu kim? Biziz.
Demek ki Müslümanların toplum halinde veya toplu, ümmet olarak bir suçları olursa bundan yalnız suçlu Müslümanlar zarar görmez, aynı zaman da hiç suçu olmayan Müslüman da zarar görür. Bu neye benzer? Bir aile düÅŸünün, çocukları var, ona bakmazsa, onu korumazsa, o çocuÄŸun bir suçu yok onda, aç kalır, hasta olur, ölür falan. ÇocuÄŸun bir suçu var mı? Yok. Ama onun anne babası suçludur. Tıpkı bunu gibi, küçük ülke olduÄŸu için DoÄŸu Türkistan, Afganistan, Filistin bunlar çocukları gibidir ümmetin, korunmaları lazımdır, korumadılar, onları kaybediyoruz, çocuklarımızı, kardeÅŸlerimizi kaybediyoruz.
Türklerin Müslüman olduÄŸu ilk yer iÅŸte DoÄŸu Türkistan, bunun gibi Afganistan yine Selçukluların Müslüman ÅŸehirler inÅŸa ettiÄŸi yerler. Buralar dünyada paha biçilmez yerler, bir medeniyetin eserleri, iÅŸte onları yok ediyorlar. DoÄŸu, Batı ikisi beraber yok ediyor, biri Çin biri Amerika. Avrupa da yardımcı oluyor onlara. Ama kim suçlu? Bütün Müslümanlar suçlu. Bu suçun da cezasını maalesef çekeceÄŸiz, çünkü her suçun bir cezası vardır bu dünyada, öbür dünyada zaten çekeceÄŸiz, bu dünyada da maalesef kendimizi toparlamazsak, Ä°slâm âlemi kendini en kısa zaman da toparlayıp, ayaÄŸa kalkmazsa bizde teker teker cezamızı çekeceÄŸiz. Onlar suçsuzken bunlara uÄŸradılar, biz suçluyken elbette cezamızı çekeriz.
Onun için her birimize düÅŸen vazife öncelikle, tabii bir kiÅŸi olarak Müslümanlığı öÄŸrenmek, yaÅŸamak. Bu yetmez, sadece bu yetmez. Toplum olarak, bütün Müslümanlar olarak, Ä°slâm’ı yaÅŸamamız lazım ve medeniyet olarak Ä°slâm’ı yaÅŸamamız lazım, çünkü medeniyet olmazsa kendini koruyamıyorsun. Maddi ve manevi medeniyetle ülkeler korunur, insanlar korunur, inançlar korunur, ÅŸeref, namus, haysiyet korunur. Evvelden medeniyetimiz neydi? Nerededir? Ne olmalıdır? Bu bizim sadece bireysel vazifelerimiz deÄŸil, toplumumuzun da Müslüman olması lazım; toplumun Müslüman olması yetmez bütün Ä°slâm ülkelerinin Ä°slâm medeniyetini yeniden yaÅŸaması lazım; bunun için elbette bir devlet gücü de olması lazım. Çünkü bugün dünya büyük devletlerin elinde. Hele de teknik bu duruma gelince, güç tamamen bunların artık elinde kalmış. EÄŸer birbirlerinden çekinmeseler bütün dünyayı istila edecekler ve son damlasına kadar onu sömürmeye çalışacaklar. Onun için uyanmamız lazım, Müslümanların uyanması lazım.
Uyanma dediÄŸim budur. Yani bütün Müslümanlar hepsi kardeÅŸtir, bütün Ä°slâm ülkeleri hepsi hepimizindir. Bu sınırlar falan gelip geçicidir, bunlar nispidir. Mutlak olan ÅŸey, bütün Müslümanların yaÅŸadığı yer hepimizin vatanıdır, yurdudur ve hepimizin ülkesidir. Ä°slam ülkesi, ona sahip çıkmamız lazım. Ta Çin’den, Çin’deki DoÄŸu Türkistan’dan Avrupa’nın ortasına kadar ve yukarıda Kazan’a kadar, güneyde de tabii gidebildiÄŸimiz kadar. Bu bizim ülkemizdir. Bu ülke hepimizindir. Bunun için sınırlar geçicidir, en az bir kontrolle Müslümanlar her yere girebilmeli, hepsi vatandaÅŸ olabilmeli, her yerde çalışabilmeli, hepsi Müslümanların ülkesi, yalnızca doÄŸduÄŸu yer deÄŸil. Ä°kincisi “Ä°slâm ülkesi”, ikinci sahip çıkacağımız kavram. Ä°kincisi Ä°slam milleti. Evet ırklar vardır, dillerden dolayı farklılıklar vardır. Evet, ırkımız, boyumuz, soyumuz farklı olabilir. Ama milletimiz tektir: Ä°slam milleti.
Kur’an-ı Kerim’de “millet” kelimesi hiç bir zaman bir ırka tekabül etmez, o millet tamamen bir inanca tekabül eder, o inanç Ä°slâm inancıdır. Ä°slam inancına sahip herkes bir millettir. Ä°brahim milleti dendiÄŸi zaman, Hz. Ä°brahim’in inancına sahip olanların topluluÄŸuydu, fakat toplum büyüdü geliÅŸti Ä°slâm milleti oldu.
Onun için Kur’an-ı Kerim der ki: “Ä°brahim için Yahudiler derki, o bir Yahudi’ydi. Hristiyanlar derki, o bir Hristiyan’dı. Hayır, Ä°brahim ne bir Yahudi, ne de bir Hristiyan’dı, O bir Müslümandı.” Neden Müslümandı diyor? Çünkü Tevhid inancı var, öbürleri Tevhid inancını kaybettiÄŸi için Hz. Ä°brahim’den uzaklaÅŸtılar. Ä°kincisi, o Ä°brahim milleti dediÄŸimiz ÅŸey, sadece soyundan gelenler deÄŸildir, ona inananlardır. Ona inananlar büyüdüler büyüdüler iÅŸte Ä°slâm milleti oldular. O bakımdan o bir Müslümandı diyor. Kur’an-ı Kerim’de bu böyle açıkça söyleniyor.
Onun için ÅŸimdi bunu bilmeyenler, “Ä°brahimî dinler” gibi laflar ediyorlar, bunlar yanlış sözlerdir, Ä°slâm’a uymaz. Ä°brahim’in dini Ä°slâm’dır, Tevhid dinidir, geliÅŸmiÅŸ son tekâmülünü Ä°slâm’da bularak tamamlanmıştır. Ä°brahimî dinler diye bir ÅŸey yoktur, bir tek din vardır, O din Ä°slâm’dır.
Öbürleri dinden sapmış bir takım ırk ÅŸeyleridir, Yahudilerinki ırk olayıdır. Hristiyanların ki de Romalılıktan beri kendi ÅŸahsi egoizmi, yani Avrupalılık, Batılılık diye bir ÅŸey. Bunlar YahudiliÄŸi de Hristiyanlığı da kullanırlar. Bu bakımlardan biz bu terimlere takılmamalıyız, bir tek din var o da Ä°slâm dinidir, diÄŸerleri dinden sapmalardır. Ona bakarsanız Konfüçyüs dini, Buda dini falan, onlarda bugün din diye anılıyor. Aslında bunların hepsi temelde Tevhid dininden sapmalardır. Åžahıslara kapılma, saplanmalardır.
Ä°nsanoÄŸlunun en büyük diyelim ayağının kaydığı yer, insanlara verdiÄŸi deÄŸerin bir nevi abartılmasıdır. Eski Yunan tanrıları, mitolojik ÅŸeyler, aslında insanlar onları tanrılaÅŸtırmışlar. Zeus ve hepsi, insanlar bir kadınla evlenir güya, ondan tekrar tanrı çocukları çıkar. Hristiyanlık, Hz. Ä°sa’yı tanrılaÅŸtırdığı için Tevhid dinini bozup bu hale getirdiler. Yahudilere göre kendi ırkları üstünüz, diÄŸer insanlar köledir, Allah’ın tek kavmi var o da Yahudilerdir, öbürleri onların kölesidir.
Hâlbuki hiç bir zaman ne Hz. Ä°brahim, ne Hz. Musa, ne Hz. Ä°sa böyle bir ÅŸey söylemez, onlar Tevhid üzeredir. Bunu bizim âlimlerimizin, bilginlerimizin, arkeoloÄŸundan tutun da bilmem neyine kadar hepsinin gündüz çalışıp bunu ispat etmesi lazım. GeçmiÅŸte dinin nasıl saptırıldığını, dinin ne hallere getirildiÄŸini, âlimler, bilginler yetiÅŸtirip, araÅŸtırtıp, ispat etmemiz lazım, bütün insanlara anlatmamız lazım.
Halklar zavallıdır, ÅŸimdi bazıları bize ÅŸey yazıyorlar, efendim biz Batı karşıtı, Batı reddiyecisiymiÅŸiz. Hayır, efendim, biz ne Batının, ne DoÄŸunun ne reddiyecisiyiz, ne de tasdikcisiyiz. Biz kendi özümüze dönmüÅŸüz, biz Müslümanız, biz doÄŸuya da, batıya da isteriz ki sulh gelsin, doÄŸruluk gelsin, iyilik gelsin, insanların hepsi iyi yaÅŸasın. Kimseye düÅŸman deÄŸiliz halklara falan, ancak gelip de saldırı yapan, ülkelerimizi birbirine katan onların siyasetçileri ve önderleridir, yoksa biz biliyoruz Avrupa’daki halklar da aslında kendi halinde yaÅŸar, fakat siyasiler onları kullanırlar. Amerika’da da öyledir, her yerde öyledir. Halklara karşı bir ÅŸeyimiz yok bizim, ırk olarak da kimseye düÅŸman deÄŸiliz.
Biz istiyoruz ki Müslümanlar birleÅŸsin, kendi ülkelerini, medeniyetlerini geliÅŸtirsinler ve kendi ülkelerini kurtarsınlar. Ondan sonra da doÄŸuyu ve batıyı da… Çünkü ileride çarpışacak bunlar ve bütün dünyayı mahvedecekler. DoÄŸu ve Batı çarpışması zaten kendi kitaplarında da yazılı. Buna hazırlanıyorlar hep. Hâlbuki buna imkân vermemek lazım, dünya mahvolur, kimse kalmaz. Bunun da gene mesulü biziz, önce kendimizi kurtarmak zorundayız; ondan sonra da hem DoÄŸuyu hem de Batıyı...
Hani Kur’an-ı Kerim’de anlatılıyor. Zülkarneyn güneÅŸin doÄŸduÄŸu yere gitti, oradaki halka siz burada durun dedi. Bir nevi bugün de aynı durumu yaşıyoruz, o belki daha küçük bir alanda yaptı bunu, onu müfessirler tartışıyorlar, fakat bir örnektir, bugün Müslümanlar tekrar kendine gelip, aynı Zülkarneyn gibi doÄŸuya gidip sen dur diyecek, batıya gidip sen dur diyecek. Ondan sonra da dünyaya sulh, sökün gelecek ve Ä°slâm bütün dünyaya hâkim olduktan sonra, Allah’ın bize lütfettiÄŸi zaman kadar da yaÅŸadıktan sonra da öbür dünyaya intikal edeceÄŸiz, bu olmadan da kıyamet kopmayacak.
Onu da yanlış yorumluyorlar, o Mehdi deniyor ya, Mehdi devri diyelim, biz onu bir insan olarak düÅŸünmeyelim, insan da olabilir, olmayabilir. Yani bir gün gelecek Müslümanlar bütün dünyaya hâkim olacak. Ondan sonra da Allah’ın lütfettiÄŸi kadar yaÅŸadıktan sonra bu dünyanın devri bitecek ahiret baÅŸlayacak. “Müslümanlar çok zor duruma düÅŸecek de Mehdi gelip kurtaracak.” Bu da yanlış bilgidir, bu da Hristiyanlardan ve Yahudilerden gelmiÅŸ yanlış bir yorumdur. Hristiyanlık çöktü mü, Hz. Ä°sa yeniden gelip bizi kurtaracak veya iÅŸte Yahudiler, bir gün gelecek, Davut soyundan biri gelip bizi kurtaracak, diyorlar.
Bizim ki öyle deÄŸil. Bizim ki Müslümanlar geliÅŸecek, büyüyecek ve bütün dünyaya hâkim olacaklar ve bütün dünyaya Ä°slâm’ı kabul ettirecekler. Ä°ÅŸte o devre Mehdi devri denir. Hidayet devri, yani bütün insanlığın hidayete kavuÅŸtuÄŸu devir. Zülkarneyn ÅŸahıs olarak anlatılır fakat semboldür. Åžahıslar belki söz konusu olacaktır muhakkak tabii, ama esas olan Ä°slâm âleminin kendisi.
Evet, söz bitmez; konuÅŸsak, konuÅŸacağımız ÅŸey çok. Onun için kötü ÅŸeyler görünce umutsuzluÄŸa kapılmayalım, umut her zaman vardır ve Allah’tandır. Yeter ki direnelim ve birbirimize böyle küçük sebeplerle uzak durmayalım ve küçük ayrılıklara kapılıp da asıl büyük birliÄŸi bozmayalım.
Hepimiz, hep birlikte, yeniden diriliÅŸ diyoruz biz buna: Ä°slâm’ın diriliÅŸi, tekrar ayaÄŸa kalkışı, bunun mücadelesi sürüyor, daha da sürecek ve inÅŸallah nesiller uyanıp, gerekli görevleri üstlenince ve birliÄŸi, esas organizasyonu, içten birbirine olan baÄŸlılığı kurarlarsa gerçekleÅŸecektir.
Öbürlerinin de yanlışlıkları oluyor, zaman zaman fırsat doÄŸuyor, Ä°kinci Dünya Savaşı’nda doÄŸdu onu kullanamadık. Ä°nsanlığı kurtarırdık yani, eÄŸer hazır olsaydık. Fakat maalesef Ä°slâm âlemi hazır deÄŸildi, kullanamadı. Åžimdi tekrar biraz toparlandılar, tekrar Ä°slâm âlemine çullandılar, çullanıyorlar. Hâlbuki fırsat veriyorlar yani, komünizm Rusya’da çöktü, Türkî Cumhuriyetler dediÄŸimiz ülkelerin hepsi bağımsız kaldı. Bir gün bile kaybetmeden birleÅŸmeleri lazımdı. Bu kadar yıl geçti ÅŸimdi hepsi yine küçük küçük parçalar halinde bekliyorlar ki ya Çin gelsin, ya Rusya gelsin kendilerini istila etsin. Ama onları da ne Türkiye uyandırıyor, ne Ä°ran, ne Pakistan hiç biri de uyandırmıyor.
Ä°ÅŸte böyle bir durumdayız, ama bunlar ümitsizliÄŸe sebep olmasın. Bütün her ÅŸeyi yöneticilerden beklemeyelim, yöneticiler dışa birçok sebepten dolayı baÄŸlıdırlar. Elleri kolları baÄŸlıdır, çok ÅŸey yapamazlar. Onun için, onların dışında yollar vardır. Aydınlar bütün Ä°slâm âlemine aynı fikri, aynı ideali yayarlarsa, sonunda yöneticiler de onlara uymak zorunda kalır. Fakat aydınlar ayrılıp birbirinden kopar ve zayıf olurlarsa o yöneticiler onları idare eder, yöneticileri de dışarıdaki yöneticiler idare eder, adam olmayız. Ama, aydınlar uyanıp kendi aralarında bir birlik ve bütün Ä°slâm âlemine yaygın bir fikir, bir ideal yayarlarsa, onun önüne ne Batı geçebilir, ne DoÄŸu, ne de yöneticiler. Sonunda hepsi teslim olur.
Ä°ÅŸte benim, bu yaÅŸa geldim, tecrübelerimden çıkardığım sonuçlar budur. Asla vazgeçmeyelim bütün Müslümanların birleÅŸmesinden. Efendim biz Avrupa’yla anlaÅŸalım da falan filan deniliyor. Hayır, iÅŸte Mısır da Batıylaydı, ÅŸimdi insanları idam ediyorlar. Olmaz, bu anlaÅŸmaların sonu yok. SavaÅŸ mı yapalım? Ben onu da demiyorum. Batıya da DoÄŸuya da hakikatleri söyleyelim, fakat önce kendimiz toparlanalım ve bu idealden vazgeçmeyelim hiçbir ÅŸekilde. Bütün Müslümanlar birleÅŸecek ve tek toprağı, tek ülkesi, tek milleti olacak. Tek, adeta devleti olacak, o ayrı bir konu ve tek medeniyeti olacak. Bu olacak, baÅŸka bir çözüm olmayacak, aksi takdirde insanlık ve bütün dünya batacak. Benim sözüm bu.
Hepinize tekrar hayırlı bayramlar diliyorum. Kurbanınızı Allah kabul etsin, Haclarınızı kabul etsin. Namazlarımızı kabul etsin ve birbirimize sarılıp bayramlaşmalarımızı Allah kabul etsin.
Hepinize hayırlı bayramlar, inşallah gelecek bayramlarda daha iyi oluruz.
Kaynak: http://yucedirilis.org.
Henüz yorum yapılmamış.