17 Ağustos Depremi: 1999 ve sonrasında neler yaşandı, kaç kişi hayatını kaybetti?
Follow @dusuncemektebi2
Türkiye'nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen 17 Ağustos Depremi'nin 20'nci yıldönümü yaklaşıyor.
1999 yılında 16 AÄŸustos'u 17 AÄŸustos'a baÄŸlayan gece meydana gelen 7.4 büyüklüÄŸündeki yer sarsıntısı, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçti.
Merkez üssü Gölcük olan deprem, Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedildi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla meydana gelen deprem, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden oldu.
Deprem nasıl oldu?
Türkiye'nin kuzey bölgelerden boydan boya geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı bölümünde meydana gelen deprem, 17 AÄŸustos 1999 Salı günü saat 03:01'de baÅŸladı ve 45 saniye sürdü.
Depremin merkez üssü Ä°zmit'in Gölcük ilçesi olarak açıklandı. BüyüklüÄŸü de Richter ölçeÄŸine göre ABD Jeolojik AraÅŸtırmalar Merkezi (USGS) tarafından 7.6; BoÄŸaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından ise 7.8 olarak ölçüldü.
Bununla birlikte, bugün genel olarak depremin büyüklüÄŸü, ilk yapılan açıklamalarda duyurulan 7.4 olarak kabul ediliyor ve bu ölçü kullanılıyor.
17 AÄŸustos Depremi, büyüklüÄŸü açısından Türkiye'de meydana gelen en büyük ikinci yer sarsıntısı olarak kayıtlara geçti.
Derinliği 17 kilometre olan sarsıntıda yer kabuğunun sağa doğru hareket ettiği ve 120 kilometrelik bir hat boyunca kırıldığı tespit edildi.
Jeoloji Mühendisleri Odası, depremden 3 ay sonra yayımladığı raporda, fayın üzerinden geçen alanların ortalama 4 metre civarında saÄŸa ve ileriye doÄŸru kaydığını yazdı.
Aynı raporda, Gölcük'teki ana merkez üssündeki kırılmanın ardından aynı fay kuÅŸağı üzerinde daha doÄŸuda yer alan Arifiye bölgesindeki bir baÅŸka deprem üssünün de devreye girmiÅŸ olabileceÄŸinin düÅŸünüldüÄŸü belirtildi.
17 AÄŸustos depreminden yaklaşık 3 ay sonra, bu kez 12 Kasım'da yine Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde merkez üssü Düzce olan bir baÅŸka deprem daha meydana geldi. 7.2 büyüklüÄŸünde olan ve 30 saniye süren Düzce Depremi'nde 845 kiÅŸi hayatını kaybetti.
3 ay içerisinde meydana gelen büyüklüÄŸü 7'nin üstündeki bu iki deprem, Türkiye'deki riskin ve özellikle de Ä°stanbul'un güneyinden geçen fay hattında meydana gelmesi beklenen kırılmaya karşı alınacak önlemlerin daha fazla tartışılmasına neden oldu.
Depremde kaç kiÅŸi hayatını kaybetti, ne kadar bina hasar gördü?
17 AÄŸustos Depremi, gerek nüfus yoÄŸunluÄŸu gerekse de ekonomik faaliyet açısından Türkiye'nin en önemli bölgesini etkiledi.
Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin 373 kiÅŸi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kiÅŸi de yaralandı. 5 bin 840 kiÅŸi de kayboldu.
Ancak bölge halkı, can kaybının çok daha yüksek olduÄŸunu öne sürüyor. Resmi olmayan kaynaklar, can kaybının 50 bin civarında olduÄŸunu iddia ediyor.
Ä°zmit Körfezi'nin güneyinde bulunan Gölcük, DeÄŸirmendere ve Karamürsel gibi bazı yerlerde sahile yakın kısımların depremle birlikte deniz sularının altında kalması can kaybı ve hasar tespitini zorlaÅŸtıran en önemli unsur olarak gösteriliyor.
BaÅŸbakanlık Kriz Merkezi'nin depremden birkaç ay sonra yaptığı açıklamaya göre, en fazla can kaybı yaklaşık 4 bin 500 kiÅŸi ile Gölcük'te oldu. Kocaeli'nde kayıtlara geçen can kaybı 4 bin olurken, Yalova ve Sakarya'da ise yaklaşık 2 bin 500'er kiÅŸi hayatını kaybetti. Depremin etkilediÄŸi Ä°stanbul'un Avcılar ilçesinde ise 976 kiÅŸi yaÅŸamını yitirdi.
Deprem Riskinin AraÅŸtırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis AraÅŸtırması Komisyonu'nun Temmuz 2010'da yayımladığı raporda, depremde 364 bin 905 konut ve iÅŸyerinin yıkıldığı ya da çeÅŸitli düzeylerde hasar gördüÄŸü belirtildi.
Can kayıplarının önemli bir bölümü binaların yıkılması ya da ağır hasar almasının sonucuydu.
Jeoloji Mühendisleri Odası, 1999 yılında yayımladığı raporda, can kaybını artıran en önemli 3 unsuru ÅŸöyle sıraladı:
Aktif Fay Zonu: Aktif fay hattı önceden bilinmesine karşılık bu hat boyunca yoÄŸun yapılaÅŸma ve yüksek nüfus potansiyeli hasar ve can kaybını artırmıştır. Fay zonundan uzaklaÅŸtıkça özellikle yamaçlarda ve daÄŸ eteklerinde hasarın olmadığı veya çok az olduÄŸu görülmektedir.
Sulu Alüvyon Zemin: Bolu-Yalova arasında fay zonu ve yakın çevresi, son derece yumuÅŸak ve gevÅŸek tutturulmuÅŸ kil, kum ve çakıl depolarından ve alüvyon zeminden oluÅŸmuÅŸtur. Bu tür zeminler mevcut deprem ÅŸiddetini birkaç misli artıracak olumsuz özelliklere sahiptir.
Yapım hataları: Bölge 1. derece deprem bölgesi sınırları dahilindedir. Hal böyleyken ve deprem yönetmeliklerine uyulması zorunlu iken, depremdeki ağır hasar ve yüksek oranlı can kayıplarının önemli bir bölümü de, yapım hataları, zemin ÅŸartlarına uymayan yanlış temel tasarımları, kötü iÅŸçilik ve inÅŸaatlarda kullanılan yapı malzemesi hataları ve çürüklüÄŸünden kaynaklanmaktadır.
Depremin ekonomik etkileri neler oldu?
17 AÄŸustos Depremi, ekonomi üzerinde de çok ciddi olumsuz etkiler yarattı.
Farklı kurumların yaptığı hesaplamalara göre, depremin ekonomik maliyeti 12 ile 20 milyar dolar arasında deÄŸiÅŸiyor.
Bu maliyeti Devlet Planlama TeÅŸkilatı 15-19 milyar dolar, Dünya Bankası da 12-17 milyar dolar, Türk Sanayici ve Ä°ÅŸ Adamları DerneÄŸi (TÜSÄ°AD) ise 17 milyar dolar olarak hesaplıyor.
Depremin ardından özellikle yeniden yapılanma çalışmaları nedeniyle dış kaynak ihtiyacı artarken, sanayi bölgesinde bir süre üretim faaliyetlerine ara verilmesi de ekonominin küçülmesine neden oldu.
Türkiye'nin en büyük petrol rafinerisi TÜPRAÅž'ta çıkan yangın günlerce sürdü.
Bazı araÅŸtırmalar, 1999 depreminin yarattığı etkinin 2001'de ekonomik krizinin çıkmasında etkili olan nedenler arasında yer aldığını gösteriyor.
Depremden sonra neler yaşandı?
Depremin yarattığı ilk ÅŸokun atlatılmasının ardından ilk etapta arama-kurtarma faaliyetlerine, bir süre sonra da enkaz kaldırma çalışmalarına odaklanıldı.
Kızılay ve Sivil Savunma Birlikleri gibi kamu oluÅŸumlarının yanı sıra Arama Kurtarma Timi (AKUT) gibi özel ve gönüllü gruplar da yardım çalışmalarında faal rol oynadı. Ayrıca, Ä°ngiltere, Yunanistan, ABD ve Japonya baÅŸta olmak üzere çok sayıda ülkeden yardım görevlisi geldi.
O dönemde Demokratik Sol Parti (DSP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oluÅŸturduÄŸu koalisyon hükümetine depremin vurduÄŸu yerlere yardım ekipleri ve malzemesi göndermekte geç kaldığı yönünde ağır eleÅŸtiriler yöneltildi.
Bazı yerlere kurtarma ekiplerinin ulaÅŸması günler sürdü. Bazı noktalarda enkaz kaldırma çalışmaları aylarca devam etti.
17 AÄŸustos'un ardından deprem konusu Türkiye'nin en önemli gündem maddesi haline geldi.
Bülent Ecevit baÅŸbakanlığındaki hükümet, gerek deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılmak gerekse de depremin yarattığı ekonomik zararın etkilerini gidermek için bir dizi yasal düzenleme yürürlüÄŸe koydu. Yapılan düzenlemeler arasında ÅŸunlar yer aldı:
BaÅŸta Özel Ä°letiÅŸim Vergisi olmak üzere bir dizi yeni vergi getirildi ve bu vergilerin çok büyük bir kısmı halen yürürlükte bulunuyor
20 bilim insanı ve araştırmacıdan oluşan Ulusal Deprem Konseyi kuruldu ancak bu Konsey 2007 yılında lağvedildi
Ä°stanbul'un birçok noktasına deprem konteynırları yerleÅŸtirildi ve toplanma alanları belirlendi. Belirlenen toplanma alanlarının büyük bir bölümü daha sonra imara açıldı
Deprem sigortası zorunlu hale getirildi
Türkiye genelinde arama-kurtarma ekiplerinin sayısı artırıldı
Ä°mar yasalarında bir dizi deÄŸiÅŸiklikler yapıldı. Depremin ardından yapıların depreme dayanıklılık esasları ve denetim kuralları deÄŸiÅŸtirildi. 2007, 2012 ve son olarak 2019 yılında yönetmeliklerde ciddi deÄŸiÅŸikliklere gidildi
Depremin ardından 170 kamu görevlisi hakkında görevi ihmal suçlamasıyla dava açıldı. Bu kiÅŸilerin bazıları görevden uzaklaÅŸtırılırken, bazı davalar da zaman aşımı nedeniyle düÅŸtü.
Ayrıca yıkılan ya da zarar gören binaların müteahhitleriyle ilgili 2 bin 100 dava açıldı. Ancak bu davalarda verilen hükümler ertelendi veya zaman aşımı nedeniyle düÅŸtü.
Yalova'da inÅŸa ettiÄŸi binaların önemli bir kısmı çöken ve 200'ye yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan müteahhit Veli Göçer'le ilgili yargı süreci sembol davaya dönüÅŸtü. Göçer, 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7,5 yıl hapis yattıktan sonra 2011'de tahliye oldu ve geçen yıl kurduÄŸu ÅŸirketle yeniden inÅŸaat sektöründe faaliyet göstermeye baÅŸladı.
Ä°stanbul'un Avcılar ilçesinde enkaz altından canlı çıkarılan ve boynunun üzerine düÅŸen kolonla çekilen fotoÄŸrafı nedeniyle depremin sembol isimlerinden birine dönüÅŸen Ömür Kınay'ın 20 yıl süren hukuk mücadelesi de Nisan 2019'da sonuçlandı.
Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında bireysel baÅŸvuru yapan Kınay'ın depremde enkaz altında kaldığı binanın ruhsatsız ve kaçak yapı olduÄŸunun tespit edilmesiyle yaÅŸam hakkının ihlal edildiÄŸine karar verdi ve kendsine 27 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Henüz yorum yapılmamış.