Sosyal Medya

Oğlunun cansız bedeniyle Fethi Okyar’a yaklaşan baba: Bu ilk kurbanımız, daha da veririz!

Ali Fethi Bey tereddüt içinde Mustafa Kemal Atatürk’ten gelecek telgrafı bekliyordu.



Fethi Bey’in Ä°zmir’e geldiÄŸini duyan halk akın akın rıhtıma hücum etmiÅŸti. Zaman ilerledikçe otelin önündeki kalabalık büyüyordu. Çevre il ve ilçelerden de vatandaÅŸlar, Fethi Bey’in Ä°zmir’de olduÄŸunu öÄŸrenmeleriyle kayıklar ve at arabalarıyla Ä°zmir’e akın etmiÅŸti. Büyüyen kalabalık sabırsızlanıyor, Fethi Bey’in yarın yapacağı nutkunu tezahüratlarla hemen o akÅŸam gerçekleÅŸtirmesini istiyorlardı. Fethi Bey ÅŸehre adımını attığı andan itibaren sayısız engelle karşılaÅŸmış, Cumhuriyet Halk Fırkası yetkilileri onu konuÅŸturmamak için elinden geleni yapmıştı.
 
Ali Fethi Okyar’ın sabırsızlıla beklediÄŸi, telgraf eline ulaÅŸtı. Mustafa Kemal ÅŸöyle diyordu;
 
Ä°zmir’de Serbest Fırka Reisi Fethi Bey Hazretlerine (Sureti BaÅŸvekile, Dahiliye Vekiline, Ä°zmir Valisine)
 
Anlıyorum ki, sana nutkunu söyletmek istemiyorlar. Fakat sen mutlaka nutkunu söyleyeceksin ve tesadüf edeceÄŸin herhangi bir engeli bana bildireceksin. AsayiÅŸin temini için BaÅŸvekil, Dahiliye Vekili ve Ä°zmir Valisi lâzım olan tedbirleri almakla mükelleftirler.
 
GAZÄ°
 
Ali Fethi Bey bu cevabı aldıktan sonra kendisine olan güveni arttı. Dışardaki kalabalığı selamlayarak, nutkun yarın yapılacağını ilan etti. Kalabalık, Fethi Bey’i görür görmez büyük coÅŸkuya kapıldı, Ä°zmir o gece sabaha kadar Serbest Cumhuriyet Fırkası taraftarlarıyla dolup taÅŸtı.
 
Ä°zmir demokrasi coÅŸkusuyla bir bayram havası yaÅŸarken. Valilik ve Cumhuriyet Halk Fırkası il baÅŸkanlığında büyük bir rahatsızlık söz konusuydu. Ali Fethi Bey’in Ä°zmir ziyaretine muhalefet daha o, Ankara’da iken baÅŸlamıştı. Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, ziyaret tartışmaları sürerken Mustafa Kemal’e gönderdiÄŸi telgrafta bu iÅŸin tehlikeli olduÄŸunu söyledi ve durdurulmasını istemiÅŸti. 
 
Sıra dışı bir bakan olan Esat Bozkurt yeni parti fikrine en sert muhalefeti gösterenlerin başında geliyordu ve Ali Fethi Bey’in eski çalışma arkadaşıydı. Ali Fethi Bey’e geçmiÅŸten gelen büyük bir garezi bulunan Bozkurt tarihe ÅŸu sözlerle geçmiÅŸti; 
 
Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı, dost ve düÅŸman, hatta daÄŸlar bu hakikati böyle bilsinler!
 
 
Sabah olduÄŸunda Ali Fethi Bey nutku için hazırlanmaya baÅŸladı. Ne Esat Bozkurt ne CHF’li diÄŸer yetkililer onu durdurabilmiÅŸti, ülkenin en muktedir ismi arkasındaydı. CHF il binasında geçen her saat yetkililerin sabrını taşırıyor, öfkeli bekleyiÅŸ sürüyordu. Halk coÅŸkuyu iyiden iyiye artırmış, Ali Fethi Bey’e iltifat tezahüratları yerini CHF aleyhine dönen hakaretlere bırakmıştı. Hatta hızını alamayan bazı Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) taraftarları CHF il binasını taÅŸlamıştı. Neyse ki olay çok büyümeden halk yatıştırılmıştı.
 
Ali Fethi Bey kalabalığın toplandığı meydana ulaÅŸtı. KonuÅŸmayı yapacağı kürsü ile CHF il binası hemen karşı karşıyaydı ve CHF üyeleri de Ali Fethi Bey’in nutkunu dinlemek için balkona çıkmışlardı. Ali Fethi Bey ilk defa Cumhuriyet Halk Fırkası’nı halkın karşısında eleÅŸtirecekti. O sırada beklenmeyen bir ÅŸey oldu, CHF balkonundan Sabri Bey toplanan kalabalığa “Namussuzlar!” diye bağırdı. Öfkeli halk CHF il binasını taÅŸ yaÄŸmuruna tuttu, camlar indirildi. Balkonda bulunanlar hızla içeri kaçtı; ama öfkeli halk durmayınca jandarma araya girdi ve ateÅŸ açtı. Bu sırada henüz 14 yaşında olan bir çocuk vurularak hayatını kaybetti. 
 
Sonrasını Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın iki numarası olarak bilinen Ahmet AÄŸaoÄŸlu ÅŸöyle anlatıyor;
 
Kalabalığın ortasında bir adamcağız kucağında taşıdığı bir çocuÄŸu birdenbire Fethi Bey'in ayaklarının dibine atarak: 'Ä°ÅŸte size bir kurban, baÅŸkalarını da veririz. Yalnız sen bizi kurtar.' dedi ve aÄŸlayarak Fethi Bey'in ellerine sarıldı.
 
YaÅŸanan bu olaylar aslında sonun baÅŸlangıcıydı. Demokrasi tarihimizin acı bir tecrübesi olan Cumhuriyet Halk Fırkası tarihte bugün 12 AÄŸustos 1930 yılında sıra dışı bir hikâye ile kuruldu.
 
Mustafa Kemal diktatör olarak hatırlanmak istemiyor
 
Mustafa Kemal Atatürk, Ä°zmir Suikastı ortaya çıkarıldıktan sonra Ä°stanbul’da ciddi bir tehdit olarak gördüÄŸü Ä°ttihat ve Terakki’nin eski mensuplarını tasfiye etmiÅŸti. Yine aynı olay Kazım Karabekir PaÅŸa’nın genel baÅŸkanlığını yaptığı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın da kapanmasına sebep olmuÅŸtu. Bu süreçte Mustafa Kemal’in pozisyonu ve partinin kapatılması için gösterdiÄŸi çaba onu uluslararası camiada zor durumda bırakmıştı. Mustafa Kemal demokrasi ve cumhuriyete inanıyordu, bu yüzden diktatör olarak anılmak istemiyordu. Yine Cumhuriyet Halk Fırkası üzerindeki denetimi azalmıştı. Parti içindekiler onun adını kullanarak ciddi yolsuzluklar yapıyordu. Mustafa Kemal bu çevrenin yaptıklarının önüne geçmek için çareler arıyordu. Bu sırada Paris BüyükelçiliÄŸinden tatile gelen Ali Fethi Okyar’ın Türkiye’de bulunduÄŸunu öÄŸrendi. Yalova’da bulunan Mustafa Kemal PaÅŸa uzun süredir aklında bulunan bir fikri kendisiyle paylaÅŸmak üzere Ali Fethi Okyar’ı yanına davet etti. Buna göre Mustafa Kemal yeni bir partinin açılmasını istiyordu ve bunun için Ali Fethi Okyar’ı uygun görmüÅŸtü.
 
Mustafa Kemal’in yeni bir parti fikrini öÄŸrenen Fethi Bey, Mustafa Kemal’e “Beni Ä°smet Bey ile karşı karşıya getirmeyiniz.” diyerek bu teklifi kibarca reddetmiÅŸtir. Mustafa Kemal bunun üzerine Ä°smet PaÅŸa’yı da davet ederek ikiliyi karşı karşıya getirmiÅŸtir. Ali Fethi Bey, Ä°smet PaÅŸa’nın da yeni parti fikrine olumlu yaklaÅŸması üzerine bu teklifi kabul etmiÅŸtir. Mustafa Kemal yeni partinin ismini de kendisi koymuÅŸ ve kız kardeÅŸi Makbule hanımı yeni partinin kurucu üyeleri arasına dahil etmiÅŸtir.
 
Neden Ali Fethi Okyar seçildi
 
Ali Fethi Okyar 1880 Makedonya doÄŸumluydu ve Manastır’daki öÄŸrencilik yıllarından beri Mustafa Kemal’in arkadaşıydı. GeçmiÅŸte birçok önemli görev üstlenmiÅŸ Fethi Bey, Ä°ttihat ve Terakki’nin genel sekreterliÄŸine kadar yükselmiÅŸtir. 31 Mart Vakasından sonra hal edilen Abdülhamid’in mallarına el konulması ve Selanik’e götürülmesi görevi kendisine verilmiÅŸtir. Yolda Sultan Abdülhamid ile iyi bir dostluk kuran Fethi Bey, Balkan SavaÅŸlarında Selanik’in düÅŸman eline geçeceÄŸinin anlaşılması üzerine Sultan Abdülhamid’in Ä°stanbul’a geri getirilmesi için de görevlendirilir. Fethi Bey daha sonra bu yolculuklardaki hatıralarını kaleme alarak yayınlayacaktır.
 
Fethi Bey daha sonra Sofya’ya Büyükelçi olarak atandığında Mustafa Kemal’i yanında ateÅŸemiliter olarak götürmüÅŸtür. Buradaki üstün hizmetlerinden dolayı Bulgar kralı tarafından devlet niÅŸanı ile ödüllendirilmiÅŸtir. 1923 ve 1924 yılında iki defa BaÅŸbakanlık görevine getirilmiÅŸ; ama kısa süre içinde tekrar görevden alınmıştır. Bütün bu özellikleri Fethi Bey’i muhalefet lideri olmak için uygun bir pozisyona taşımaktaydı. 
 
Mustafa Kemal’in pozisyonu
 
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapanmasındaki en önemli neden Mustafa Kemal’in CumhurbaÅŸkanı olarak tarafsız kalmamasıydı. CHF’nin genel baÅŸkanı olarak taraf olmuÅŸ ve muhaliflerin tarafsızlık çaÄŸrılarına kulak tıkamıştı. Bu durum sonu Ä°stiklal Mahkemesi’nde biten bir demokrasi faciasına neden olmuÅŸtu. Yabancı basın, bu vakadan sonra Mustafa Kemal’i tek adamlık ile itham etmiÅŸtir. Fethi Bey de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının başına gelenleri iyi bilenlerden birisiydi. Bu yüzden benzer bir akıbetten korkuyordu.
 
Mustafa Kemal gazetelere verdiÄŸi beyanatta kendi pozisyonunu ÅŸöyle açıklayacaktı;
 
Fethi Beyefendi, esas noktada, esas temelde Cumhuriyet Halk Fırkası ile tereddütsüz bir fikir ve fiil iÅŸtirakini bütün vicdanıyla kabul ve ishar ettikten sonra tetkikat sahasında muvaffakiyetsizlik addettiÄŸi ÅŸeylerin sebeplerini bu esbabın tebdil, tadil çarelerini düÅŸünmüÅŸ tecrübekar bir devlet adamı olarak beyanı fikir ediyor ve vaat ediyor ki, menfi gördüÄŸü bazı neticeleri müsbet yapabilecektir… Ben cumhuriyet esaslarının kuvvetlenmesini temin edecek olan bu mücadeleleri memnuniyetle müsaade edeceÄŸim ve ÅŸimdiden söyleyebilirim ki, en çok kavgalı olduÄŸumuz geceler sizi soframda birleÅŸtireceÄŸim ve o zaman tekrar ayrı ayrı her birinize soracağım. Sen ne dedin, ve ne için dedin? Senin cevabın ne idi, neye istinad ediyorsun? Bugünden itiraf ederim ki, bu benim için yüksek bir zevk olacaktır.
 
 
Mustafa Kemal yalnızca siyaseten tarafsız kalmayı deÄŸil, taraflar arasında meydana gelebilecek sorunları çözmek adına arabuluculuk yapmayı vadediyordu. Bu açıklama Fethi Bey’in önündeki engelleri kaldırıp kapıları kendisine sonuna kadar açmış oluyordu. 
 
Muhalefet argümanı: CHF çürüyor
 
Serbest Cumhuriyet Fırkası danışıklı bir dövüÅŸle CHF’yi denetlemesi için kurulmuÅŸtu. Yeni Parti kurulurken Adana’da da yerel bir parti ve Trakya bölgesinde de Türkiye Cumhuriyet Amele ve Çiftçi Partisi kuruluÅŸ aÅŸamasına girmiÅŸse de iki deneme de baÅŸarısız olmuÅŸtur. Türkiye çapında ses getiren ve en büyük potansiyele sahip olan parti Serbest Cumhuriyet Fırkası olmuÅŸtu. Parti içinde ReÅŸit Galip, Mehmet Emin Yurdakul gibi önemli vekillerin yanı sıra Ahmet AÄŸaoÄŸlu gibi önemli bir gazeteci bulunuyordu. Akıllardaki en önemli soru ise SCF’nin nasıl bir muhalefet yürüteceÄŸiydi.
 
Partinin ilan edilmesinden sonra Parti Sözcüsü olarak ifade edebileceÄŸimiz Ahmet AÄŸaoÄŸlu parti manifestosu yerine “Ä°ki Hakikat” isimli ÅŸu baÅŸyazıyı yayınlamıştır;
 
Serbest Fırkanın teessüsünden beri, yani son iki aylık kısa müddet esnasında cereyan eden vak’a ve hadiseler iki mühim hakikati bariz bir surette meydana çıkarmıştır. Bunlardan birincisi Cumhuriyet Halk Fırkası’nın çürüklüÄŸüdür. Bütün memleketi kucaklamış, memleketin en ücra köÅŸelerine kadar yayılmış ve zahiri teÅŸkilatı adeta orduyu andıran bu koca fırka, teÅŸkilatını henüz yapmaÄŸa baÅŸlamış, adeta emeklemek çağında bulunan yeni bir fırka ile ilk temasında bile ÅŸaÅŸaladı, bocaladı ve muvazenesini kaybetti. (...) Ä°kinci hakikat: Fırkanın bu halinin tezahüründen müteessir olan hükümet onun yardımına koÅŸmağı, onu desteklemeÄŸi kendisi için bir vazife sandı. Hitam bulan intihabatta vaki olan bütün müdahale ve ihdas edilen manialar, hükümetin almış olduÄŸu vaziyetten naÅŸidir. Sabit olmuÅŸtur ki, müdahale ve manialar olmamış bulunsaydı, her yerde fırka kahkarî hezimete uÄŸramış olacaktı. Ben ki, bu fırkanın evladı idim ve onun yolunda kudretim miktarında emek sarfetmiÅŸim, onun böyle bir hale uÄŸramasından mahzun oluyorum. Ben ve mensup olduÄŸum fırka isteriz ki arkasında bu kadar muhteÅŸem hatıraları olan bu tarihi fırka yaÅŸasın... ... Filhakika, bu müdahaleler ve himayeler sayesinde, fırka güya kazanmış, muzaffer çıkmıştır. Fakat bu zafer Pyrrus zaferi olmuÅŸtur...
 
Bu yazı ile AÄŸaoÄŸlu hangi argümanlarla muhalefet edileceÄŸini de ortaya koyuyordu.
 
Adnan Menders siyasete SCF ile atılmıştır
 
Adanan Menderes henüz 30 yaşında ailesinin çiftliÄŸi ile ilgilenen genç bir delikanlı iken ReÅŸit Galip’in tavsiyesi ile Fethi Bey ile tanıştırılır. Hitabet gücü ve zekâsı ile Adnan Menderes, Ali Fethi Bey’i etkiler. Fethi Bey’in Aydın il baÅŸkanlığı teklifini Menderes önce reddeder; fakat Fethi Bey, merhum Menderes ile sabahın ilk ışıklarına kadar yaptığı toplantı neticesinde onu ikna etmeyi baÅŸarır. Menderes sonunda Fethi Bey’in teklifini kabul eder. Aydın Serbest Cumhuriyet Fırkası Ä°l BaÅŸkanlığının kurucu baÅŸkanı olarak göreve baÅŸlar. 
 
Kısa bir süre sonra yapılan Yerel Seçimlerde bütün yurt ve Aydın’daki usulsüzlüklere raÄŸmen Aydın’da CHF’yi hem il merkezi hem de ilçelerde silip atar. Bu baÅŸarı ileride Mustafa Kemal’in de dikkatini çekecek ve Adnan Menderes’e meclis yolunu açacaktır.
 
Her şey bir gazete beyanatı başladı başka bir beyanat ile bitti
 
Ä°zmir hadisesinden sonra Mustafa Kemal halkın tepkilerinin kendisine kadar uzanabileceÄŸini düÅŸünerek Serbest Cumhuriyet Fırkası’na olan desteÄŸini çekti. Mustafa Kemal’e yakınlığı ile bilinen Yunus Nadi, doÄŸrudan Mustafa Kemal PaÅŸa’yı muhatap alan ÅŸu yazıyı kaleme aldı; 
 
Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine,
 
Ä°zmir'de bir matbaamıza taarruz edildiÄŸi ve Cumhuriyet Halk Fırkası binamız taÅŸa tutulduÄŸu gündenberi memlekette bize düÅŸen yeni vazifelerin vücut ve ehemmiyetini takdir ediyoruz. Bu arada ezelî ve ebedî Åžefimiz olarak bildiÄŸimiz zatı devletlerini baÅŸka ve yeni fırkaların kendilerine mal etmeÄŸe çalıştıklarını görerek, öyle dahi olsa biz kendimizi, bize emanet edilen Cumhuriyetin muhafazası vazifesini eksiksiz ifaya muktedir biliyoruz. Vazifemizin kolaylaÅŸması hesabına deÄŸil, belki vaziyetin tavzihi namına hal ne ise lütfen ifadesini istirham etmeÄŸe mecbur kaldık Her hal ve ihtimalde Cumhuriyetin iyice korunacağından daima emin bulunarak sonsuz hürmetlerimizi lütfen kabul buyurunuz aziz Åžefimiz.
 
Yunus Nadi
 
Bu yazıyla Yunus Nadi, Mustafa Kemal’e taraf olma çaÄŸrısı yapıyordu. Mustafa Kemal’in bu yazıya cevabı ÅŸöyle olmuÅŸtur; 
 
...Resmî vazifemin hitamında Cumhuriyet Halk Fırkasının başında fiilen çalışacağım. Bu noktada tereddüde mahal yoktur. Benim bu esas vaziyetim, bir sene nihayetinde sona erecek olan bugünkü muvakkat resmî vazifemin bana yüklediÄŸi bitaraflığı bozamaz. Ä°ÅŸaret olunan hâdiseler arasında Ä°zmir'de bir gazete idarehanesine ve Cumhuriyet Halk Fırkası merkezine her ne sebep ve suretle olursa olsun yapılmış tecavüzlerden ve hükümet ricaline ve otoritesine karşı bazı anlayışsız kuvvetler tarafından yapılan çirkin tecavüzlerden çok müteessir olduÄŸumu tahmin etmek güç deÄŸildir. Bu üzüntümü akan kanlar ve zayi olan hayat ÅŸiddetlendirmiÅŸtir. Bu gibi saldırıcılar ve teÅŸvikçiler Cumhuriyet kanunlarının takiplerinden tabiî kurtulamazlar. Bu sözlerim Cumhuriyet gazetesine cevaben ve umumî efkârı aydınlatmak üzere neÅŸredilmiÅŸtir.
 
Mustafa Kemal PaÅŸa satır aralarında tarafsızlık lafzını kullansa da CHF için çalışacağını söyleyerek Ali Fethi Okyar’ı savunmasız bırakmıştır. Bu açıklamadan kısa bir süre sonra SCF’nin kendi vekilleri de Ali Fethi Okyar’ın aleyhine dönmüÅŸtür. Bütün bu geliÅŸmeler üzerine Fethi Bey kısa bir süre sonra partisini feshederek kapatmıştır. Fesih kararının hemen ertesi günü gazeteler ÅŸu manÅŸet ve benzeri haberlerle kamuoyunun karşısına çıktılar;
 
“Fethi Bey Öldü. YaÅŸasın Hürriyet”
 
Fethi Bey intihar etti, yani siyasi ÅŸahsiyetini kendi eli ile öldürdü. Bizden kendisine bol bol rahmet dilemekten baÅŸka diyecek yoktur. O Öldü ise, yaÅŸasın hürriyet. YaÅŸasın mefkure evlatları.
 
 
 
© The Independentturkish

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.