Türkistan'ın yeniden doğmasında Özbek-Kazak ilişkilerinin önemi
Follow @dusuncemektebi2
Konuya Türkistan’ın büyük bir isim, büyük bir coÄŸrafya, büyük bir medeniyetin merkezi ve Türk kavimlerinin ana yurdu olduÄŸunu hatırlatarak baÅŸlayalım.
Bugün dayanılmaz Çin baskısı ile insanlığın gündeminde olan DoÄŸu Türkistan büyük Türkistan’ın ancak dörtte birinin oluÅŸturmaktadır. Orta Asya’daki beÅŸ bağımsız devletten oluÅŸan Türkistan’ın batısı ise siyasi, ekonomik ve jeopolitik açıdan tarihi denilebilecek geliÅŸmelere sahne olmaktadır. BaÅŸka ÅŸekilde ifade edersek Türkistan’ın yeniden ayaÄŸa kalkması söz konusudur. Ä°ÅŸte bu baÄŸlamda Özbekistan-Kazakistan iliÅŸkileri, bu iki halk ve devlet arasındaki çok yönlü müspet geliÅŸmeler bölgedeki istikrar ve geliÅŸim açısından kritik önem taşımaktadır.
Aslında 1990 yıllarda baÅŸlayan bağımsızlık sürecinden sonra yeni Özbekistan ve Kazakistan devletlerinin oluÅŸumundan söz etmekteyiz. Bu sadece dünya haritasına iki yeni devletin eklenmesi deÄŸildir. Tarihte batı devletleri ve Rus Çarlığı arasında çekiÅŸmelere neden olan ve Sovyetlerin dağılmasıyla yeniden gündeme gelen Orta Asya’da yeni bir bağımsız bölgenin teÅŸekkülü söz konusudur.
1991 yılında bağımsızlık ilanlarından sonra Özbekistan ve Kazakistan’daki geliÅŸmeler tam olarak benzerlik gösterdi denilemez. 75 yıla yakın süren Sovyet rejiminde Kazaklar en çok ve kötü ÅŸekilde önce Stalin katliamına, sonra asimilasyona uÄŸramışlardı. 1930 yaÅŸanan katliamda yüzde 40'a varan nüfusunu kaybeden Kazakların çoÄŸu asimilasyon sonucunda kendi ana dilinde konuÅŸma ve yazmayı bilmiyordu. Bağımsızlıktan sonra Kazakistan toplumunda Kazakların yeniden etnik olarak tanınması, ayaÄŸa kalkması gündemde idi. Bunun yanında Kazakistan deneyimli devlet BaÅŸkanı Nursultan Nazarbaev yönetiminde ekonomik ataÄŸa da geçmiÅŸti. Nazarbaev o yıllarda toplumsal istikrar, Kazakların etnik olarak yeniden doÄŸması, ekonomik kalkınma projelerine önem vermekteydi. Ülkenin kuzeyinde çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturan Rusça konuÅŸan vatandaÅŸların sayısının 5 milyon civarında olduÄŸu tahmin ediliyordu. Bundan dolayı etnik konuların gündeme getirilmesinde aşırı hassasiyet göstermek bağımsız Kazakistan yönetimi için ÅŸart idi.
Özbekistan’da ise baÅŸlangıçta dini geliÅŸmeler, ekonomik sıkıntılar ve sosyal adaletin saÄŸlanması söz konusu olmuÅŸtu. Bu iki kardeÅŸ ve komÅŸu ülkelerde sorunlar ve onların çözümlerinin farklılığına raÄŸmen Özbekistan ve Kazakistan arasında anlayış ve iÅŸbirliÄŸi istenen ÅŸekilde olmazsa bile, onlar arasında bir dayanışma söz konusu idi.
Bu baÄŸlamda önemli bir husus dönemin Özbek lideri Ä°slam Kerimov ve Kazak lider Nursultan Nazarbaev’ın birbirlerine mesafeli davransalar da, aralarında kiÅŸisel olarak iyi anlaÅŸma ve saygının olması önemli idi. Bölgede etnik yenilenme, toplumsal ve siyasi çalkantılar örneÄŸin Kırgızistan’da Özbek-Kırgız çatışmalarına (2005 ve 2010 senelerinde) neden olduÄŸu halde Kazaklar ve Özbekler arasında kardeÅŸlik ve dayanışma ruhu devam etmekte idi. Sonuçta Kerimov ve Nazarbayev Sovyet rejimi eÄŸitimi alan deneyimli kurt politikacılardı. BaÅŸka taraftan ise bağımsızlıktan sonra Orta Asya’da liderlik konusunda Özbekistan ve Kazakistan arasında bir çekiÅŸme var olduÄŸu da inkar edilemez…
Kazakistan için önemli olan Özbekistan’daki toplumsal ve siyasi istikrar idi. Çünkü güney komÅŸusu hududunda yaÅŸanacak her hangi bir siyasi ve sosyal depremin Kazakistan’a sıçrama ihtimali yüksek idi. Özbekistan için ise Kazakistan, Rusya’ya ve dünyaya açılmak için ana yollardan biri idi. Bununla beraber Kerimov döneminde Özbek-Kazak iliÅŸkilerinin pek parlak olduÄŸu da söylenemez. ÖrneÄŸin, Kerimov’un ölümünden sonra Kazak lider Nazarbaev “Ä°liÅŸkilerimiz istenen seviyede deÄŸildi. O derecede ki, Özbekistan bizim buÄŸdayı Almanya üzerinden satın aldığı dönemler olmuÅŸtu” itirafında bulunmuÅŸtu.
Rusya ile olan iliÅŸkiler de bu iki komÅŸu devleti tam olarak ittifak haline gelmesinde engel idi. Özbekistan ve Kazakistan Bağımsız Devletler TopluluÄŸu (BDT)'na üye olsalar da bu kurum onun üyeleri arasında SSCB gibi çok yönlü birlik beraberliÄŸi saÄŸlamıyordu. Bunun farkında olan Rusya lideri Vladimir Putin BDT ülkeleri arasında askeri birlik olan Kolektif Güvenlik AnlaÅŸması Örgütü (KGAÖ) ve yeni ekonomik iÅŸbirliÄŸi olan Avrasya Ekonomik BirliÄŸini (AEB) geliÅŸtirme çabalarına giriÅŸti. Özbek lider Ä°slam Kerimov ise Putin’in bu giriÅŸimlerini reddediyordu. Kazakistan ise Rusya ile birlikte halen KGAÖ ve AEB örgütlerinin motor gücünü oluÅŸturuyor…
Özbek-Kazak iliÅŸkileri Ä°slam Kerimov’un vefatından sonra yeniden güçlü ÅŸekilde geliÅŸmeye baÅŸladı. Özbekistan’ın yeni Devlet BaÅŸkanı Åževket Mirziyayev 2017 yılında resmi olarak göreve baÅŸladığında ilk yurt dışı seferlerinden birini kuzeydeki kardeÅŸ ve komÅŸu ülkeye yaptı. Ä°ki ülke arasında 1 Milyar dolarlık ekonomik ve ticari anlaÅŸma imzalandı. GörüÅŸmeler sonrası Nazarbaev “Özbekistan ile Kazakistan arasında çözülmemiÅŸ hiçbir sorun yok - ne toprak, ne sınır, ne de siyasi veya ekonomik. Halklarımızın yararına tüm iyi iÅŸlerin yapılacağı temiz bir sayfa açacağız ” açıklamasında bulundu.
Özbekistan-Kazakistan iliÅŸkilerinin bu ÅŸekilde müspet yönde geliÅŸmesi Türkistan’ın toprak (bölge) ve baÅŸka yönlerden yeniden ayaÄŸa kalkmasına katkı demek idi. Nitekim, Özbek-Kazak görüÅŸmelerinden bir yıl sonra Orta Asya devletleri liderleri 2018 yılının 21 Mart günü Rusya’dan bağımsız olarak Astana’da ilk danışma toplantısını yaptılar.
Özbek-Kazak iliÅŸkilerindeki en önemli noktalardan biri son yıllarda her iki devletin Latin Alfabesine kesin olarak geçme kararı almalarıdır. Özbekistan bu kararı daha önce almasına raÄŸmen onu uygulamada isteksiz idi. Artık iki ülke arasında alfabe birliÄŸinin saÄŸlanmasını, Türkistan hududunda dil, düÅŸünce ve iÅŸ birliÄŸinin yeniden saÄŸlanmasında en önemli adımlardan biri olarak görmek mümkündür.
Son olarak, Kazakistan ve Özbekistan’ın ortak giriÅŸimi ile AB de yürürlükte olan Åžengen vizesi gibi Orta Asya devletleri arasında “Ä°pek Yolu” vizesinin uygulanması gündemdedir. Artık Türkistan’ın yeniden doÄŸuÅŸu için yollar birer birer açılmaktadır. Bize de hayırlısı demek ve bu önemli sürece kendi payımızı katmak kalıyor…
Yazar: Namoz Normumin Mohammad
www.dunyabulteni.com
Henüz yorum yapılmamış.