Güncel
Gökhan Özcan: Faili meçhul malum fiil
Gökhan Özcan- Yeni Şafak
Kötülükle baÅŸa çıkabilmemiz için, önce bunu istememiz gerekiyor. Ä°steyebilmek için de önce kötülüÄŸü cesaret ve kararlılıkla teÅŸhis edebilmeliyiz. KötülüÄŸün çok bariz ve genellikle bizden uzakta ve neredeyse hep baÅŸkalarının üstünde kendini gösteren çeÅŸitleri var. Ama bir de, kendini gizleyen, daha sinsice ifa edilen, durmadan kılık deÄŸiÅŸtirerek izini kaybettiren çeÅŸitleri var. Görünür olmamalarından, kendilerini iyi gizlemelerinden gizli bir hoÅŸnutluk içindeyiz. Niye? Çünkü onlar kendilerini gizlediklerinde biz de onları daha kolay görmezden gelebiliyoruz. Bakın görmüyoruz demiyorum, görmezden gelebiliyoruz diye ifade ediyorum. Çünkü aslında görüyor ve hissediyoruz. Etrafımızı saran, içimize sızan ve zaman içinde derinliklerimize kök salmaya baÅŸlayan bütün bu küçük, kendini gözümüzde sürekli önemsizleÅŸtiren ve dolayısıyla bizi gevÅŸeterek, tedbir almak konusunda bir irade sahibi olmamızı sürekli engelleyen bütün bu sıradan kötülüklerden aslında fevkalade haberdarız. Nefsimizin çok iyi oynadığı, kurallarını çok iyi bildiÄŸi ve numaralarını bize en iyi yedirdiÄŸi oyunlardan biri bu... Kendi yürütücüsü olduÄŸumuz kötülükleri kendimizden ve baÅŸkalarından perdelemek için bulduÄŸumuz belli baÅŸlı yöntemler, yakışıksız ince teknik ve taktikler var. Mesela, her ÅŸeyi lafa boÄŸarak örtbas ediyoruz onları. Mesela, hep baÅŸkalarının üstüne atarak, baÅŸkalarında teÅŸhir ederek, baÅŸkalarının tabiatıymış gibi göstererek uzakta tutuyoruz kendimizden. Mesela, doÄŸruya sadakatimizin bir gereÄŸiymiÅŸ gibi göstererek, bir sorumluluk gösterisine dönüÅŸtürerek atıyoruz zehirli oklarımızı etrafa. Hiç kimseyi sevemiyor oluÅŸumuzun ve esasen izahı dışarıda olmayan katılığımızın suçunu hep baÅŸkalarının kendini sevdirmezliÄŸine baÄŸlıyoruz. Yapıp ettiklerimizin baÅŸkalarına, hayata, insanların duygularına, hikâyelerine ve aslında en çok da kendimize verdiÄŸi, verebileceÄŸi zararı, yol açabileceÄŸi kırılmaları, tetikleyebileceÄŸi baÅŸka yanlışları bir an olsun düÅŸünmüyoruz. Hareketlerimizin, sözlerimizin, yargılarımızın, ithamlarımızın, ihtiraslarımızın, tecessüslerimizin, özensizliklerimizin, dikkatsizliklerimizin, kabalıklarımızın, nezaketsizliklerimizin, bencilliklerimizin ve baÅŸka zarar ve ziyanımızın hayatın özüne nasıl fenalıklar getirdiÄŸini, kötülüklere hangi kötülükleri eklediÄŸini, kötülükleri nasıl çoÄŸalttığını düÅŸünmüyor, bunun muhasebesini yapmıyoruz. Hayatı kötüleÅŸtiren ÅŸeylerin, nasıl oluyorsa, içinde olduÄŸumuz ne varsa hep onun dışında gerçekleÅŸtiÄŸi vehmine sımsıkı sarılıyoruz. Hiçbir durumda, kurulmuÅŸ hiçbir cümlede, kötülükle yakından uzaktan ilgili hiçbir yüklemin öznesi olarak görmüyoruz kendimizi. Herkesi yakasından tutup soktuÄŸumuz insanlık imtihanına kendimiz hiç girmiyoruz. Ne oluyor peki bütün bunların neticesinde? Orta yerdeki aÅŸikâr kötülükleri üstlenen çıkmıyor, hepsi iÅŸlendikleri anda ve sonrasında otomatik olarak birer faili meçhule dönüÅŸüyor. Bunca kötülüÄŸün sorumluluÄŸunu üstlenecek, bunun özeleÅŸtirisini yapacak tek bir suçlu, tek bir fail, yani tek bir kötü ortaya çıkmıyor. Herkes için kötülük bir baÅŸkasının suçu, fiili, tabiatı… Oysa kendini önemsiz, küçük, sıradan gibi gösteren bazı kötülükler artık o kadar yaygınlaÅŸtı, o kadar sirayet etti ki hayatlarımızın kıyı köÅŸelerine, o kadar kolektif bir hal aldı ki, aramızdan bazılarını gözden çıkararak izah edemeyiz artık bu çürümeyi. Hepimize ister istemez bir pay düÅŸüyor bu büyük yozlaÅŸmadan. Hepimiz suçumuzu bilmeli, gerçeklerle yüzleÅŸmeli, silkinip kendimize gelmeli ve her birimiz bir ucundan tutarak kaldırıp atmalıyız hayatın üstünden bu ezici ağırlığı. Aksi halde her geçen gün büyüyecek hayatı çürüten bu küçük, sıradan, kendini önemsiz gösteren kötülüklerin ittifakı. Ve daha fazla ezecek bizi, daha fazla çürütecek hayatımızı ve nihayet nefessiz bırakacak tek tek insanlığımızı.
Henüz yorum yapılmamış.