Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: Benim düşüncem, bu bayrama yeni bir bakanlar kurulu hediyesi ile girmekti ama olmadı

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Siyasiler, bayram vesile ile yine kapı kapı gidip kendilerini anlatacaklarmış. Gelin bu bayram böyle yapmayın, gidin ama onları dinleyin. MeÅŸveret edin. Deyin ki mesela, “Sizi dinlemeye geldik. En çok ÅŸikayetçi olduÄŸunuz, bize söylemek istediÄŸiniz ne var. Sizin için ne yapabiliriz. Ve daha iyi olmasını istediÄŸiniz ÅŸeyler, kafanıza takılan, size sorulan, cevab vermekte zorlandığınız sorular var mı?” 
 
Dinleyin bir!
 
Ä°stiÅŸare dikey haberleÅŸmedir. Sizden önce o iÅŸi yapan ya da sizin yaptığınız bazı iÅŸler konusunda uzman, alim, zahid, arif, hikmet sahibi insanlar ziyaret edilip bilgi danışılır. Onların duası alınır. Halkla buluÅŸulur, derdi dinlenir, gönlü alınır.
 
Geçen bayramı siyasete kurban ettik. Bu bayram da inÅŸallah siyasi polemiklere kurban edilmez.
 
Yüksek sesle deÄŸil alçak sesle, tehdit eden deÄŸil, teklif eden, öfkeli deÄŸil, müÅŸfik ve merhametli, asık suratlı deÄŸil, tebessüm eden yeni yüzlere ihtiyacımız var.. Özellikle de bayram bu anlamda bir fırsattır.
 
Bayramlar bizi Allah’a yaklaÅŸtıran müstesna günlerdir.
 
Bayram ziyaretine giderken fısk ve fücur içinde yüzenleri yanınıza almayın. Lüks arabalarla, kalabalık korumalar ve gazetecilerin kameraları altında ne istiÅŸare olur ne de ÅŸûra! Ne de muhabbet olur. Amigolar slogan atarlar, alkış tutarlar ve bol bol fotoÄŸraf çekilir..
 
Nefsimizi Allah’a kurban etmeden Kurban Bayramının manevi ikliminden istifade mümkün deÄŸildir..
 
Geçen gün bir siyasinin geçmiÅŸ zamana ait mütedeyyin hanımlarla bir resmini gösterdiler, herkes ne kadar edeb ve tevazu içinde. Bir de ÅŸimdi bizden bir politikacının etrafındaki kadınlarla çekilmiÅŸ resmini gösterdiler. Ne kadar çok deÄŸiÅŸmiÅŸiz. Kıyafetlerimiz, duruÅŸumuz, yüzümüz, gözümüz.. Toplumu dönüÅŸtürmek için çıktığımız yolda biz dönüÅŸtürülmüÅŸüz sanki.
 
O edep sahibi insanların kızları, oÄŸulları nasıl bir anda göÄŸsünü geren, insanlara tepeden bakan, tehdit eden “kadın”lara , “erkek”lere dönüÅŸtüler.
 
Dün dünde kaldı tamam da, bugünkü manzara doÄŸru yönde ileri doÄŸru mu? Yakında Tatto ve Piercingleri ile saç stilleri ve kıyafetleri ile “men teÅŸebbehe” kuralının dışında tiplerle karşılaşırsak ÅŸaÅŸmayalım.
 
Åžortu ile Ä°stanbul’da, üstünde kocaman “Cold Bear” yazan kırmızı t-shirt’ü ile cuma namazına gelen insanlar var. Plajda deÄŸil Ä°stanbul’da ÅŸehrin merkezinde.
 
Batılıları dert edinmeyin! Onlar belasını bulmuÅŸ. Biz saflarımızı sık ve doÄŸru tutarsak, dürüst, bilgili ve cesur olursak Allah bizi korur. Kafirler topluluÄŸuna karşı bize zafer ihsan eder. Onların “inandık“ dedikleri kitap olan Luka Ä°ncili’nin 14-11. Ayetinde ÅŸöyle der: “Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan, tevazu sahibleri ve ezilenler yükseltilecektir.” Kur’an-ı Kerim’de de yaklaşık olarak bu anlama gelen ayetler var.
 
Bakın başımıza bir felaket geldiÄŸinde, o felaketten kurtulmak istiyorsak, bu durumda ilk deÄŸiÅŸmesi gereken biziz biz! Biz kendimizi deÄŸiÅŸtirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü deÄŸiÅŸtirmeyecek.
 
Hakk’a karşı ve halkla inatlaşılmaz. Zor oyunu bozar. Siyaset vekalet müessesesidir. Masiyette itaat olmadığı gibi, “Sizden olan”a yani, “yetkisini sizden alan ve size hesap veren yöneticiler”e itaat ÅŸarttır. Yoksa zalim yöneticiler karşısında hakkı söylemek gerekir. “Din büyüklerinizi Ä°lah ve Rab edinmeyin” ayetindeki gibi yetkisini sizden almayan ve size hesap vermeyen, sizin inancınıza ve hayat tarzınıza, mal, can, namus, akıl-inanç ve nesil emniyeti dışında müdahele eden yönetici Ä°lahlık ve Rablik taslamış olur. Keyfilik, “ben yaptım oldu” olmaz. Ä°ÅŸin ehline verilmesi, hükmedildiÄŸi zaman da adaletle hükmedilmesi gerekir.
 
Topluma bu anlamda güven verilmesi, emanet sahibinin “emin”liÄŸine iliÅŸkin ÅŸüphelerin zail edilmesi gerekir. Bayramlar bu anlamda barışma, bağışlanma ve kucaklaÅŸma için bir fırsat olabilir..
 
Bayram ziyaretine gidenler, gittikleri yere kendilerini anlatmak için deÄŸil, ziyaret ettiklerini dinlemek için gitmeli. Halk ÅŸikayet makamındadır, yöneten tahammül makamında, icabet makamındadır. Olmayacak bir ÅŸey talep ediliyorsa, açıkça “olmaz” demelidir. “RüÅŸveti kelam” olmaz. Bu iÅŸler “dostlar alışveriÅŸte görsün kabilinden, Media’yı peÅŸine takıp, PR maksatlı olmamalıdır. Ä°ÅŸin ruhaniyeti sulandırılmamalıdır. Bu iÅŸler magazinleÅŸtirilmemelidir. Tartışmadan, azarlamadan, sesimizi yükseltmeden, çok farklı düÅŸünsek, birbirimizin söylediÄŸinin tam tersini de söyleyecek olsak, inatlaÅŸmadan konuÅŸamaz mıyız!
 
KeÅŸke sadece siyasiler deÄŸil, Müslüman kanaat önderleri de birbirini ziyaret etseler. Protokol gözetmeseler, bunu baÅŸarabilmemiz gerek ama olmuyor iÅŸte. Åžeytanın nefsimize yerleÅŸtirdiÄŸi bariyerleri aÅŸamıyoruz. Taife giden Peygamber gibi de olamıyoruz. Kendi “dar cemaatimiz” içinde “cemaatçilik” oynuyoruz. Ä°stiÅŸare ve ÅŸûrayı bırakın, birbirimizin kitaplarını bile okumuyoruz. AÅŸk ve öfke sarmalı içinde yuvarlanıp gidiyoruz.
 
Benim düÅŸüncem, bu bayrama yeni bir bakanlar kurulu hediyesi ile girmekti ama olmadı. Hayırlısını diliyorum. Her deÄŸiÅŸiklik her zaman iyi de olmayabiliyor, bazan gelen gideni aratabiliyor. Ben hayırlısını diliyorum ve daha iyi bir gelecek için sadece başımızdakilerin deÄŸiÅŸmesini beklemek yerine, hemen ÅŸimdi kendimizi deÄŸiÅŸtirmekten iÅŸe baÅŸlamamız gerektiÄŸini düÅŸünüyorum.
 
Biliyorsunuz iki günü bir birine eÅŸ olan aldanmıştır ve her topluluk layık olduÄŸu gibi idare olunacaktır. Görünen o ki, bol bol ÅŸikayet ediyoruz ama, yönetenlerin deÄŸiÅŸmesini geciktiren asıl engel, kendimizi deÄŸiÅŸtirmekteki tembelliÄŸimiz olsa gerek. O zaman da “içimizdeki beyinsizlerin iÅŸledikleri yüzünden” yaÅŸanacak felaketlere hazır olmamız gerek. Sonuçta herkes için yaptığının bir karşılığı olacaktır. Åžikayet ettiÄŸimiz sonuç, aslında kendi içtimai müktesebatımızla ilgilidir.
 
Bayram günleri bu konuları düÅŸünmek için bir fırsat ve vesile olsun diye, selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.