Güncel
Abdullah Yıldız/ Kurban: Allah’a Teslimiyet ve Yakınlaşma
Follow @dusuncemektebi2
Abdullah Yıldız- Yeni Akit
Önümüzdeki Pazar günü Kurban bayramını ümmet olarak hep birlikte idrak edeceÄŸiz inÅŸaallah. Rabbim, hacı adaylarımızın hac ibadetlerini ve hepimizin kurbanlarını ÅŸimdiden kabul buyursun.
“Biz her ümmet için bir kurban kesme ibadeti koyduk…” (Hac 22/34); “O halde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser 108/2) âyet-i kerimelerinde buyurulan talimatın bir gereÄŸi olarak, Peygamber Efendimizin (s.a) uyguladığı gibi ifa ettiÄŸimiz kurban ibadeti, hâlisâne bir ibadettir.
“Onların ne etleri ne kanları Allah’a ulaşır, fakat O’na sadece takvânız ulaşır.” (Hac 22/37) âyetinde beyan edildiÄŸi üzere, kurban ibadetinin amacı ve hikmeti Allah’a (c.c) kurbiyet (yakınlaÅŸma) ve takvâ (Allah’a ve kullarına karşı sorumluluk ÅŸuuru ile hareket etme, Allah’tan korkup O’na sığınarak günah ve haramlardan sakınıp korunma)dır.
O halde kurbanlarımızın, Hz. Âdem’in (a.s) iki oÄŸlunun Allah’a sundukları “qurbân”larının kabul edileni (Maide 5/27) sınıfından olması için ihlâsı ve takvâyı kuÅŸanmalı; Allah’ın zikri ile ürperen kalplerimize takvâyı yerleÅŸtirmeliyiz (Hac 22/32, 35). Bu duyarlığa ve adanmışlık ruhuna sahip olabilmek için de, tıpkı Efendimizin (s.a) uyguladığı gibi, yalnızca Allah rızası için kurban kesmeliyiz:
Peygamberimiz, kurban keserken: “Ben yüzümü gökleri ve yeri yaratana doÄŸru çevirdim, Ben Allah’a ÅŸirk koÅŸanlardan deÄŸilim.” (En’am 6/79) ve “Namazım, kurbanım/ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” “O’nun ortağı yoktur. Ä°ÅŸte ben bununla emrolundum ve ben Müslüman olanların ilkiyim.” (En’am 6/162-163)âyetlerini okumuÅŸ; sonra “Ya Rabbi, bu kurban sendendir ve senin içindir” deyip “Bismillahi Allahu ekber” ile kurbanını kesmiÅŸtir (Tâc, 207). Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar da “Allahu ekber, Allahu ekber; Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber; Allahu ekber ve lillahi’l-hamd” diyerek TeÅŸrikTekbirleri getirmiÅŸtir.
Kurban ibadeti, Efendimizin atası Hz. Ä°brahim (a.s) ile oÄŸlu Ä°smail’in Allah’a “teslimiyet”lerini simgeler: “…(Ä°brahim:) ‘YavrucuÄŸum! Ben seni rüyamda boÄŸazladığımı görüyorum; bir düÅŸün, ne dersin?’ dedi. O da cevaben: ‘Babacığım! EmrolunduÄŸun ÅŸeyi yap. Ä°nÅŸallah beni sabredenlerden bulursun’, dedi. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Biz ona: ‘Ey Ä°brahim!’ diye seslendik. ‘Rüyayı gerçekleÅŸtirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten çok açık bir imtihandır.’ Biz, oÄŸluna bedel ona büyük bir kurban verdik.” (Sâffât 37/102-107)
‘YaklaÅŸmak, yakınlık saÄŸlamak, yanaÅŸmak, takdim etmek’ manalarındaki “kurb”dan gelen “kurbân”; Allah’a yaklaÅŸmak için sunulan herhangi bir ÅŸeydir. Kur’ân ve hadislerde kurban farklı adlarla geçer: Hedy: Hac ve umre sırasında Harem’de kesilen kurbanlık hayvanları ve Kâbe’ye hediye olmak üzere Harem bölgesinde kesilen kurbanı ifade eder (Bakara 2/196; Mâide 5/2, 95, 97; Fetih 48/25). Nüsük: Kendini ibadete vermek, kurban kesmek anlamındadır (Enam 6/162; Hac 22/34-67…). Udhiyye: Allah’a yakınlaÅŸmak için, usulüne uygun olarak kuÅŸluk vakti (veya belli vakitte) kurban edilen, belirli ÅŸartları taşıyan hayvan demektir. Nahr: Sözlükte ‘hayvanı boÄŸazından kesmek, boÄŸazına vurmak, göÄŸüs göÄŸüse karşı olmak, karşılamak’ gibi anlamlara gelir. Dinî kavram olarak, bir hayvanın göÄŸsü üstünden bıçak vurup boÄŸaz damarlarını keserek kurban edilmesini ifade eder (Kevser 108/2). Zebh: ‘Kesmek, boÄŸazlamak’ demektir. Kurbanlık olarak kesilen hayvana “zebiha” denir; Kur’ân’da sadece kurbanlıkların deÄŸil her türlü hayvanın kesimi için kullanılır (2/49,67,71; 5/3; 14/6; 28/4…).
Özetle Allah’a kulluÄŸu, teslimiyeti, kurbiyeti, takvâyı, arınmayı ve adanmışlığı içeren ve Allah’ın lütfettiÄŸi hayatın anlamını ve ölümün hakikatini yakinen kavramamızı saÄŸlayan kurban ibadetimizi bu bilinç ve duyarlık içinde eda etmeyi ve bu günlerde milyonlarca hacımızın dillerinden düÅŸürmedikleri telbiyeye eÅŸlik ederek Allah’a râm olmayı diliyor, kurban bayramımızı tebrik ediyorum:
“Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ-ÅŸerîke-leke lebbeyk. Ä°nne’l-hamde ve’n-ni’mete-leke ve’l-mülk. Lâ-ÅŸerîke-lek:Buyur ey Allah’ım, buyur (Geldim, emrine âmâdeyim)! Buyur, eÅŸin ve ortağın yok Sen’in, buyur! KuÅŸkusuz hamd ve nimet de, mülk de Sen’indir. Sen’in eÅŸin ve ortağın yoktur.”
Henüz yorum yapılmamış.