Güncel
Gökhan Özcan: Anlam dahi kullanışlı söz marketlerinden hazır halde alınıp satılır hale geldi
Follow @dusuncemektebi2
Gökhan Özcan- Yeni Şafak
Cümleler kurmaya çalışmanın, kelimeleri yan yana getirerek anlamlı bütünlükler oluÅŸturmaya çabalamanın bir anlamı kaldı mı diye soruyorum bazen kendime. Söz, muhteva ve derinliÄŸi ne olursa olsun, insanlığın tüketimine açık bir tüketim malzemesi artık. Anlam dahi kullanışlı söz marketlerinden hazır halde alınıp satılır hale geldi. Sosyal niteliÄŸi haiz hemen her ÅŸey belli bir otomasyona tabi tutuluyor ve pazarlanabilir kıvama sokuluyor. Söylenen, yazılan, ifadeye dökülen her ÅŸey anında malzemeleÅŸiyor ve kontrolsüzce tüketilerek birer atık olarak o koskoca dijital çöplüÄŸün içine, tüketilmiÅŸ milyarlarca sözün, kelimenin, cümlenin yanına atılıyor. Zihninizde kurduÄŸunuz ve büyük bir özen göstererek oluÅŸturduÄŸunuz ifadeler, en olmadık yerlerde, anlamından en uzak ÅŸekillere sokularak, eÄŸilip bükülerek, çoÄŸu zaman anlamından tamamen soyularak dolaşıma sürülüyor, birtakım nevzuhur kliÅŸelere payanda olsun diye kullanılıyor. Bu herkesin ve her sözün başına geliyor. Asırlar öncesinin hikmetli sözleri, bugün oraya buraya yapıştırdığımız birer havalı stiker karalaması, her iÅŸe yarayan elveriÅŸli birer anlam lekesi... Yanlarına her biri bir duyguyu ifade eden ruhsuz emojiler koyuyoruz. Ä°nsanoÄŸlu yeniden iÅŸaret diline dönüyor sanki! Büyük bir zihinsel erozyon yaÅŸanıyor ve duygusal çölleÅŸme giderek yaygınlaşıyor. Bütün bunları örtbas edebilmek adına her yer plastik çiçekler, suni yeÅŸillikler ve duyguların naylondan mamul imitasyonları yerleÅŸtiriliyor. Avuçlarının içinde anlam biriktirmeye çalışan insanların vaziyeti çok acıklı bir görünüm arzediyor. Samimi her tür gayretin üstüne basılıp geçiliyor. Bir yerlere saklanmayıp, sakınılmayıp ortaya çıkarılan her ÅŸey, en küçük anlam kırıntısı bile, farkedildiÄŸi andan itibaren hunharca talan ediliyor. Her ÅŸey herkesin artık ve dolayısıyla gerçekte hiç kimsenin deÄŸil! Güzellikleri oramıza buramıza takip takıştırdığımız birer yalana dönüÅŸtürdük, incelikleri birer kuru tekerlemeye ve derinlikleri hayatın dekorasyonu için bozdurup harcadığımız ucuz birer objeye, zevksiz birer nesneye...
“Bazen sabahtan akÅŸama konuÅŸup durduÄŸumuz ÅŸeyler çok anlamsız geliyor bana” dedi biri. “Demek bazen söylenenleri gerçekten dinliyorsun!” dedi diÄŸeri.
Bu vahÅŸi buharlaÅŸma çağında bizi anlamın çatısı altında tutacak ifadeyi arama gayreti, ardında çok büyük bir yorgunluk bırakıyor olsa da, umudu yitirmemenin belki de tek yolu, elimizde sımsıkı tutmaya çalıştığımız tek imkanı...
“AlışveriÅŸ merkezleri öyle düzenlenmiÅŸtir ki, insanlar sürekli etrafa bakarak, gözlerini sonsuz sayıda cazip maldan ayırmadan, ama hiçbirinin başında da fazla dikilmeden bir oraya bir buraya gidip gelirler; durup birbirleriyle iki çift laf etmelerine, birbirlerinin yüzüne bakmalarına, tezgahta sergilenen nesneler dışında bir ÅŸey düÅŸünmelerine, ölçüp biçmelerine ve tartışmalarına (vakitlerini ticari deÄŸeri olmayan ÅŸeylere harcamalarına) imkan yoktur” diyor ‘KüreselleÅŸme’ kitabında Zygmunt Bauman. DüÅŸünürsek; kelimelerle, ifadelerle, sözle, yazıyla, anlamla iliÅŸkimiz de bundan çok farklı deÄŸil aslında!
“Bizlere bu büyük tükeniÅŸin tüketicileri rolü düÅŸüyor” dedi beyaz saçlı adam kederle, “Dünya içine durmadan yeni alışveriÅŸ merkezleri açtığımız dev bir alışveriÅŸ merkezi artık!”
Henüz yorum yapılmamış.