Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

İsmet Özel: Hiçbir İslami hareket, İslam ile bağlantısı kalmamış yöneticilere güvenerek başlatılmıyor

Eritre Halk Kurtuluş Cephesi askerlerini yaralandıkları zaman hastahanede alıkoymak mümkün değilmiş. Yani Eritre'nin askerî hastahaneleri (çadırları?) uzanıp inleyen yaralılar barındırmıyor. Savaşçılar hastahaneye gelip yaralarının sarılmaları süresince bekliyorlar yalnızca, sonra hemen cepheye, arkadaşlarının yanında çarpışmalara katılmaya gidiyorlar. Hele bir savaşçı iki kere Gelmiş yaralı olarak ve her ikisinde de hemen cepheye dönmüş ama kan kaybı onun daha fazla savaşmasına meydan vermemiş, hem savaşçıların hem de sivil Eritrelilerin direnci batılı gazetecilerin zikretmeden geçemeyecekleri düzeyde. Eritre Halk Kurtuluş Cephesi'nin ne gibi siyasi sonuçlara yöneldiğini şimdiden kestirmek çok zor, ama savaşan Müslüman halkın boşuna savaşmadıkları bir gerçek.



Beri yanda 350 yıldır inançları uÄŸruna kavga veren Moro Millî KurtuluÅŸ Cephesi'nin direnci gözler önünde. Bu savaşın ÅŸiddetini anlayabilmek için Manila'daki zalim kolonizatörlerin Müslümanları öldürmek için günde 12 milyon dolar harcadıklarını bilmek yeter. Filipinler'deki Müslümanlar da Eritreliler gibi kesin zaferi saÄŸlamak direncini gösteriyorlar, ama bir fark var, Moro Millî KurtuluÅŸ Cephesi, din uÄŸruna savaÅŸ verdiÄŸini daha görünür bir açıklıkla ortaya koyuyor.  Bu yüzden de Filipinler'deki Müslümanlar kendileriniÄ°slâm ülkesi olarak gösteren ülkelerden açık destek umuyorlar. Oysa ortada çok ilginç bir durum var: Moroların "kardeÅŸ Ä°slâm ülkeleri" olarak niteledikleri ülkeler, Marcos'un Filipininin petrolünün 10'da 8'ini tedarik ediyorlar. marcos, Müslümanlara gizli bir jenosid uyguladığına göre, Müslüman ülkelerin de Marcos'a petrol vermemek suretiyle bir misillemede bulunmasını bekliyorlar.
 
Morolar "Ä°slâm ülkeleri" olarak adlandırdıkları ülkelerdeki yöneticilerin nasıl olduklarını, kendi ülkelerindeki Müslümanlara nasıl davrandıklarını, yönetimlerini sürdürmek için kimlere ne ÅŸekilde dayandıklarını bilmiyorlar mı dersiniz? Åžüphesiz bu konuda yeterli bilgileri, hatta tedbirleri vardır. Ama ortada verilen beyanatlar, Ä°slâm Konferansı kararları gibi olgular var. Belki yalnızca dış görünüÅŸteki tavırlarına sadık kalmalarını istiyorlar bazı devlet adamlarının.
 
GeçmiÅŸte olduÄŸu gibi bugün de Müslümanların direnci inançlarına olan sadakatlarından kaynaklanıyor. Hiç bir Ä°slâmi hareket, ÅŸuradan alacağı silah yardımı, ÅŸuradan alacağı ilâç ve gıda malzemesini teminat sayarak yahut adından baÅŸka bir yöninde Ä°slâm'la baÄŸlantısı kalmamış bazı ülke yöneticilerinin vaadlerine güvenerek baÅŸlatılmıyor ve sürdürülmüyor. Bütün bu destekleri saÄŸlamak için gösterilen çaba, savaşı kısa sürede zafere götürmek içindir elbet. Üstelik savaÅŸan Müslümanlar da insan olmanın bütün özellikleribi üzerlerinde bulnduruyorlar. EÄŸer ardı arkası kesilmez bir ihanet dalgasına muhatab olurlarsa, ne ÅŸekil alacaklarını da ÅŸimdiden söylemek mümkün deÄŸil.
 
Gerekli olan, bütün dünyada Müslümanların birbirlerinden haberli olmaları ve dünya ölçüsünde bir Müslüman kamuoyu (?) oluÅŸmasıdır. Bunu baÅŸarabildiÄŸimiz taktirde savaÅŸan Müslümanların gücünün bir misli daha artacağını düÅŸünebiliriz. Çünkü Ä°slâmi dayanışma denilen olay o zaman üst seviyede bazı pazarlıklar veya hesaplar olmaktan çıkarak bütün Müslümanların parça parça sorumluluk yüklendikleri canlı bir dolaşım haline gelir.
 
Yeni Devir ArÅŸiv

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.