Güncel
Hayrettin Karaman: Katılım banka ve sigortacılığı
Follow @dusuncemektebi2
Hayrettin Karaman- Yeni Åžafak
Faiz ve diÄŸer çeÅŸitli haksız kazançlar haramdır, zarurete düÅŸmedikçe haram olan bir nesne ve fiil helal olmaz, bunları iÅŸleyen, kullanan ve yiyip içenler büyük günah iÅŸlemiÅŸ olurlar. Allah Teâlâ’nın haram kıldığı bir ÅŸeyi iÅŸlemenin dünyada da iÅŸleyene ve baÅŸkalarına zararı vardır; bunun için haram kılınmıştır. Müminlere göre de iyi, güzel, faydalı olan bir ÅŸeyi Ä°slam haram kılmamıştır. Ä°slam’da haram olan bir ÅŸeyi baÅŸkaları iyi, güzel ve faydalı buluyorlarsa yanılan din deÄŸil, o baÅŸkalarıdır; onların fıtratları bozulmuÅŸ, kötüye ÅŸartlanmışlardır.
Kim ne derse desin faiz dünyada bazı ÅŸahısları ve grupları zengin eder, ama bu zenginlik büyük insanlık kitlesinin kanı, teri, ıztırabı, yokluÄŸu, mahrumiyeti pahasına elde edilmiÅŸtir, bu büyük kitleye zulümdür, ahiretten önce belki bir gün bu dünyada da hesabı sorulabilecektir.
Faizden ve haksız kazançtan arınmanın bence ilk ve en önemli yolu mevcut para sistemini deÄŸiÅŸtirmek, açgözlü para babalarının oyunlarına alet olmayan bir para veya deÄŸiÅŸim-tasarruf-deÄŸerlendirme (kıymet biçme) aracı bulmaktır.
Bu ÅŸart yerine gelinceye kadar hayat boÅŸluk kaldırmadığı için mevcut para ile en az zararlı, en adilane çözümler bulup bu geçiÅŸ dönemini yönetmek gerekiyor. “Dünyayı durdurun, inecek var” demek mümkün deÄŸildir. Ä°deal çözümler üzerinde kafa yorarken, bunları bulsak bile -para ve güç odaklarına karşı mücadele ederek uygulamaya geçinceye kadar- mevcutla idare edeceÄŸiz.
Faizsiz ödünçlerde (karz-ı hasende) ve vadesinde ödenmemiÅŸ alacaklarda enflasyon farkını almak faiz deÄŸildir; paranın satın alma gücü esas alınarak verilen ve alacak eÅŸit miktarda alınmış demektir. Bu iki durumda enflasyon farkını aÅŸan fazlalık faizdir. Borçludan, borcu sebebiyle menfaatlenmek de faiz sayılmıştır. Bir kimseye borç verseniz, ödeyinceye kadar karşılık olarak da arabasını kullansanız bu da faizdir.
Ticaret, sanayi ve üretim için büyük sermayelere ihtiyaç vardır, bu sermayenin ortaklık yoluyla elde edilmesi Ä°slam’ın tercihidir. Atıl paralar birçok ÅŸekilde toplanacak, müteÅŸebbis bunlarla yatırım, üretim, ticaret… yapacak, genel olarak kâr ve zarar paylaşılacaktır. Kâr karşılıklı anlaÅŸmaya göre, zarar ise sermayeye katılım oranında paylaşılır.
Mevcut ÅŸartlarda kurulan katılım bankaları, ortaklık kültürü ve ahlakı henüz yeterince bulunmadığı için daha ziyade malı peÅŸin veya kısa vadeli alıyor, üzerine kâr koyarak vadeli satıyorlar (murabaha yapıyorlar). Bunu da daha pratik ve kabil-i tatbik olsun diye, malı alacak olana vekalet vererek yapıyorlar; vekil malı banka adına satın alıyor, sonra bankadan vadeli olarak kendi alıyor.
Osmanlı zamanında da fetvaya dayalı olarak kullanılan teverruk gibi bazı usulleri katılım bankaları da ancak dara düÅŸenler için kullanıyorlar (onlara bu yolda ve bu ÅŸartla icazet verilmiÅŸtir.) Bu bankalar leasing, ortaklık ve meÅŸru olduÄŸuna fetva verilen diÄŸer banka iÅŸlemlerini de yapıyorlar. GeliÅŸmeleri ve amaca daha uygun hale gelmeleri takva sahibi Müslümanların desteÄŸine baÄŸlıdır.
Çok ÅŸükür yakın zamanlarda yönetmeliÄŸi de çıkarılarak bir de katılım (tekâfül) sigortacılığı uygulanmaya baÅŸladı.
Katılım sigortacılığında sigortacı, hasarı ödeme teahhüdü karşılığında prim alıp sonra ödeme yapsa da yapmasa da buna sahip olup haram helal ayırmadan istediÄŸi gibi kullanamıyor. Katılım sigortası yaptırmak isteyen kimselerin kurdukları fonu yönetiyor ve yönetim ücreti alıyor. Fonun sahipleri sigorta yaptıranlar oluyor. Fona ödedikleri katılım payları “karşılıklı bağış” esasına dayanıyor. Bir hasar ve zarar oluÅŸtuÄŸunda fondan ödeme yapılıyor, fonda biriken paradan ihtiyat miktarı ayrıldıktan sonra fonun lehine yatırım ve ticaret de yapılabiliyor. Sigortalı fondan çıkmak isterse ödemelerden artan paradan hissesine düÅŸeni alabiliyor.
Bu bankalar ve bu sigortalar var iken haram olan yerlerde ve şekillerde ihtiyacı gidermenin mazereti yoktur.
Bu bankalar ve sigortaların da insanımızı, meÅŸru olmayana mecbur etmemek için ellerinden gelen kolaylığı ve fedâkârlığı yapmaları gerekiyor.
Henüz yorum yapılmamış.