Özel / Analiz Haber
Ramazan Kayan: Nebiler buyuruyor, Cennet size ayakkabınızın bağından daha yakındır. Cehennemde öyledir
Follow @dusuncemektebi2
Mevsimin boğucu sıcaklığı, siyasi ve sosyal gündemin yorucu yoğunluğu altında nebevi bir nefesle soluklanmaya ciddi anlamda ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum…
Nebiler nebisi(sav) ÅŸöyle buyuruyor:
‘’Cennet size ayakkabınızın bağından daha yakındır. Cehennemde öyledir’’(Buhari)
Efendimiz(as) bizleri seküler dünyanın yaÅŸam kodlarından alıp derunî bir dünyaya taşıyor… Popüler kültürün kuÅŸatmasından alıp müteal bir atmosfere dikkat çekiyor… Gaybi, ulvi, uhrevi bir duyarlılık aşılıyor…
Biz ayakkabılarımızın boyası ve cilası ile ilgilenirken O (sav) ayakkabımızın bağı üzerinden farklı bir perspektif sunuyor… AÅŸkınlık iklimine bizi taşıyor…
Kapitalizmin moda, model, marka, caka, fiyaka, imaj, prestij, makyaj kulvarında elimizden tutup öteler ötesine, metafizik bir açılıma hazırlıyor…
Ahireti yaÅŸamın merkezinde tutuyor… Ahiret çıkışlı bir hayata yönlendiriyor… Kalkış noktası, bakış açısı ‘’yarın’’ olacak sefere ikna ediyor…
Cennet kokusunu dimağımızda, cehennem korkusunu iliklerimizde hissetmemizi istiyor…
Cennet ve cehennemi öylesine hayatın içinde tutuyor ki adeta burnumuzun dibinde, elimizin altında…
Ayakkabımızın bağı üzerinden ahiretle baÄŸlantı kuruyoruz… Yakîni bir imanla Allah’a ve ahirete yakınlaşıyoruz… Tüm yakınlarımızın, yanımızdakilerin uzaklaÅŸtıklarını, uzaklaÅŸacaklarını fark ediyoruz, ilahi yakınlaÅŸmayı, kurbîyeti keÅŸfediyoruz…
Artık cennet de cehennem de bir ‘’tık’’ kadar bize yakın…
Ä°ki kapı da içimizde… ‘’Cennet-cehennem’’ skalasındaki konumumuzu yaÅŸantımız belirliyor… Unutmamak lazım gelir ki; Cennet de Cehennem de bir sonuçtur… Daha doÄŸru bir tanımlama ile bir ‘’hak ediÅŸ’’dir… Nasıl bir sürecin sonucu, hangi sınavın ‘’hak ediÅŸi’’ olduÄŸunu bilmek zorundayız…
Umutlarımızı diri tutmakla beraber, bu hedefe yürürken doÄŸru bir çizgi tutturduÄŸumuzdan emin olamıyoruz…
DünyevileÅŸtikçe, duyarsızlaşıyoruz…
Sanki Rabbimizin çaÄŸrı yaptığı cenneti uzak görmüÅŸ olacağız ki, baÅŸka cennet arayışlarına, peÅŸin cennet hayallerine yöneliyoruz…
Modernizmin cennet çaÄŸrısı ciddi yankı buluyor… Kapitalizmin sahte cennet pazarlaması müÅŸteri bulmakta zorlanmıyor…
Biz ki, dünyada iken cennetin kokusunu alabilen bir inancın mensubuyuz…
Uhud’dan seslenen Enes b. Nadr (ra)’ın çığlığını hatırlayalım:
‘’Vallahi ey Sa’d, Uhud’un eteklerinden cennetin kokusunu alıyorum.’’ (Ahmed b. Hanbel)
El-hak doÄŸrudur…
Allah (cc) buyurmuyor mu?
“Cennet de takva sahiplerine yakınlaÅŸtırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.’’ (Kaf, 31)
Peki, bizim durumumuz?
KokuÅŸmuÅŸ dünyanın kokularına takılı kalmazsak, yaÅŸarken aÅŸkın bir bilinçle cennetin kokusunu alabilmek pekâlâ mümkündür…
Allah bize ÅŸah damarımızdan daha yakın… Peki, biz O’na ne kadar yakınız?
Allah’a ve ahirete yakınlığımız nispetinde dünya ve ahiretin kahredici cehennemlerinden kurtulabileceÄŸiz…
Åžanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yaz sıcakları mevsimin üstünde seyrediyormuÅŸ, termometreler +58 dereceyi gösteriyormuÅŸ… Günün en sıcak haberi… Bir de Kur’an bize haber veriyor:
‘’… Bu sıcakta sefere çıkmayın, dediler. De ki: Cehennem ateÅŸi daha sıcaktır! KeÅŸke anlasalardı.’’(Tevbe, 81)
Henüz yorum yapılmamış.