Sosyal Medya

Gökhan Özcan: Cinayeti gördüm! Cinayetimizi gördüm. Herkes oradaydı

Yeni Åžafak ArÅŸiv



Cinayeti gördüm! Cinayetimizi gördüm. Herkes oradaydı. Herkes bir ucundan öldürdü hayatı. Herkes bir ucundan kemirdi. Kimse "Ben orada deÄŸildim!" demesin, herkes oradaydı. Hepimiz oradaydık. Hepimiz bir ucundan öldürdük onu. Hayatı... Hepimiz kazıdık çakımızla kirli isimlerimizin baÅŸ harflerini incecik kabuÄŸuna. Hiç acımadık, kanattık sivri sözlerimizle narin gövdesini. Biz öldürdük onu. Sonsuz hırsımızla, ayaklarımızın dibinde çürümeye baÅŸlayan koca bir ağırlığa çevirdik. Bakın yüzüne, hepimize bir parça benziyor ölümü. Hepimizden bir parça soÄŸukluk inmiÅŸ tenine. Hepimizden bir parça çirkinlik bulaÅŸmış yüzüne. Çürüdükçe daha çok benziyor bize. Çürüdükçe daha bir aÅŸikar ediyor suçlarımızı. Böyle boylu boyunca yatıyor yerde ve biz kıskıvrak yakalanmış durumdayız. Hangi pınarın suyu yıkayabilir ellerimizdeki kanı. Hangi ayna gizleyebilir yüzümüzün günahkar rengini. Hangi anahtar açabilir sözlerimize vurulmuÅŸ çelik kelepçeleri. Ne kaldı konuÅŸacak aramızda? Ä°tiraf edersek, daha çok büyütmüÅŸ olmayacak mıyız suçumuzu? Hem, nasıl kaldıracağız bu konuÅŸan cesedi ortalıktan? Nereye gizleyeceÄŸiz? Yaptığımız her ÅŸey, aleyhimize bir delil oluveriyor kurtulup elimizden. Kıpırdasak, belli ediyoruz yerimizi. Yumruklarını ruhumuzun duvarlarına vuran bir korku var içimizde ve sürekli sendeletiyor bizi. Adım atmaya çalıştıkça düÄŸümlenip kalıyoruz. GüneÅŸ yüzümüze vurduÄŸunda, suçumuz karanlığa boyuyor bizi. Durmadan terliyoruz. Durmadan sıkılıyoruz. Ve durmadan çürüyor ceset... Kanı ellerimizde koyulaÅŸtıkça çürüyor o ceset... Boylu boyunca yatan ve durmadan çürüyen ve sırf bunları yapmakla bizi kıskıvrak teÅŸhir eden, ele veren o ceset: Hayat! O öldürdüÄŸümüz, o nefesini kestiÄŸimiz, o yaÅŸamasına izin vermediÄŸimiz hayat... Söyleyecek milyonlarca kelimesi olan ve kelimeleri boÄŸazına tıkılmış hayat... YaÅŸatacak milyonlarca anı olan ve onları ellerimize tutuÅŸturmasına meydan vermediÄŸimiz hayat... Ä°ÅŸte orada... Ä°ÅŸte orada boylu boyunca yatıyor. Erken ölümlerimizin inkar götürmez bir vesikası gibi kıpırdamadan yatıyor orada. Bakarsak diÅŸ izlerimizi görebiliriz dört bir tarafında. Bakarsak görebiliriz cinayetin ipuçlarını sırlarımızda. Parmak izlerimiz tamamıyla uyuyor bu vahÅŸetin parmak izlerine. Kaçışı yok, suçluyuz. Hepimiz oradaydık. Kimimiz boÄŸazını sıktık, kimimiz hançerledik sırtını, kimimiz zehirli sözcükler sokuÅŸturduk kulaklarına. Hepimiz bir ucundan kemirdik onu. Ve iÅŸte ÅŸimdi ona geldi sıra. Bütün öldürülmüÅŸlüÄŸüyle öylece durarak orada, ÅŸimdi de o öldürüyor bizi. Yüzüne baktıkça, tenine dokundukça, geçmiÅŸini hatırladıkça yavaÅŸ yavaÅŸ ölüyoruz hepimiz. Üstelik her gün yeni bir suç delili bulunuyor üstünde bizi gösteren. Her gün bir parça daha bize benziyor çizilen suçluluk eÅŸkalleri. Neredeyse çalınacak kapımız ve neredeyse götürüleceÄŸiz sürüklenerek mahkemelere. Oysa biz çoktan yargılandık kendi mahkemelerimizde. Çoktan okuduk kendi yüzümüze suçlarımızı. Ve çoktan kapattık üstümüze kara bir hücrenin demir kapılarını. Çünkü kimimiz baÅŸka ÅŸeyler söylesek de, lafı eveleyip gevelesek de, hepimiz gördük bu cinayeti. Hepimizin diÅŸlerinin arasından çıktı bu cesedin parçaları. Her ÅŸey ortada, kaçacak delik yok, suçüstündeyiz. Bu hayatı biz öldürdük ve bir ölüye yakışan soÄŸukluÄŸuyla ÅŸimdi de o öldürüyor bizi. Bundan soÄŸuk ve sırıtkan bir havanın dolaÅŸması ortalıkta. Bundan seÄŸiriyor gözümüz durduk yerde. Ve biz sussak bile, ellerimizdeki kan lekeleri itiraf ediyor cinayetimizi. Hayatı biz öldürdük ve ÅŸimdi de o öldürüyor bizi!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.