Özel / Analiz Haber
Şükrü Hanioğlu: CHP geçmişini ne yapmalı?
CHP'nin sosyal demokrat bir parti haline gelmeyi kararlaştırması durumunda "altın çağdaşlaştırma" ile "redd-i mirâs" tercihlerini bir kenara bırakarak geçmişini tarihselleştirmesi ve günümüze ait ideallerini bu tarihten üretmeye son vermesi anlamlı olacaktır
CHP'nin ideolojisinin ne olacağı yolunda yapacağı tercihin Türk siyaseti açısından ne denli önem taşıdığını ele alan iki deÄŸerlendirme üzerine çok sayıda okuyucudan gelen mesajların önemli bölümü bu partinin sosyal demokrasiye yönelmesi durumunda "geçmiÅŸini ne yapacağını" soruyor. BaÅŸka bir ifadeyle bu okuyucular CHP'nin sosyal demokrat bir parti haline gelebilmesinin ön koÅŸulunun bir geçmiÅŸ "redd-i mirâsı" olup olmadığının tartışılmasını istiyorlar.
Erken Cumhuriyet dönemine nasıl yaklaÅŸacağımız sadece bu dönemin ÅŸekillendirilmesinde başı çeken kurum olan CHP'nin deÄŸil, tüm toplumun da ciddî bir sorunu olduÄŸundan konunun bir kez daha ele alınması faydalı olabilir.
Tarih neden sorun?
CHP ile toplumun bir bölümünün bu alanda karşılaÅŸtığı sorun "geçmiÅŸ"in günümüzde olunması gerektiÄŸi düÅŸünülen ve arzulanandan farklı olmakla kalmayıp onunla baÄŸdaÅŸtırılmasının imkânsız olmasındadır. Bir örnek yardımıyla yaklaÅŸmaya çalışırsak, CHP'nin sorunu 1917'de Sidney Webb tarafından hazırlanarak 1918'de Ä°ngiliz Ä°ÅŸçi Partisi tarafından kabul edilen ve örgütün ideolojisini ortaya koyan 4. maddenin deÄŸiÅŸtirilmesi benzeri bir sorun deÄŸildir. 1917 koÅŸullarında sosyalist vurgusu kuvvetli bir "emeÄŸin hakkını alması" yorumu yapan bu madde Hugh Gaitskell ile baÅŸlayan ve Tony Blair önderliÄŸinde neticelenen bir mücadele sonrasında farklılaÅŸtırıldığında ideoloji tarihî süreç içinde geçirmesi doÄŸal bir deÄŸiÅŸime uÄŸramıştı.
Ancak ideoloji üzerinde gerçekleÅŸtirilen bu deÄŸiÅŸim, farklılaÅŸan ÅŸartların getirdiÄŸi doÄŸal bir dönüÅŸüm olması nedeniyle, Ä°ÅŸçi Partisi'nin "geçmiÅŸi"ni tartışması, onu sorgulaması benzeri bir netice doÄŸurmamıştı. Çünkü Ä°ÅŸçi Partisi armuttan elma çıkarmaya çalışmamış, armuda aşı yapmıştı. Buna karşılık CHP'nin sorunu "sol" ve "sosyal demokrat" olma arzusunu dile getiren bir siyasî partinin, kiÅŸi kültüne dayalı otokratik modernleÅŸmeci, seçkinci ve milliyetçilik vurguları son derece kuvvetli bir ideolojiyi "sosyal demokrasi"nin geçmiÅŸi olarak sunmaya çalışmasıdır.
Benzer ÅŸekilde demokrasi, çoÄŸulculuk, farklılıklara saygıyı arzulayan bir toplumun bir bölümü de bunları, demokrasi ve çoÄŸulculuÄŸu otoriter dönüÅŸüm programına yönelik "karşıdevrim" çabaları olarak gören, "tek tip bireyler" yaratmayı temel amacı olarak benimseyen bir yapılanmadan türetmeye çalışmaktadır. Bu ise armudun elma olduÄŸunun iddia edilmesinden farklı deÄŸildir.
Burada vurgulanmaya çalışılan, günümüzde Tek Parti rejiminin kendi deÄŸerleriyle benimsenerek savunulmasının imkânsız olduÄŸu deÄŸildir. Aynı örnek üzerinden tahlil edecek olursak, armudun armut olduÄŸunu savunmak da kendi içinde tutarlı bir çizgidir ve günümüzde kendisini "ulusalcı" olarak tanımlayan örgütlenmeler tarafından yapılmaktadır. Böylesi bir çizgi açısından "tarih" bir sorun teÅŸkil etmez. Çünkü Tek Parti rejimini altın çaÄŸdaÅŸlaÅŸtıran, onu yeniden üretme çabasının "siyaset" olduÄŸunu düÅŸünen bir ideoloji için geçmiÅŸ aynı zamanda günceli ve ideali de temsil eder.
Buna karşın "sol" ve "sosyal demokrat" olma iddiasındaki bir parti için bu geçmiÅŸin "ideal"i temsil edebilmesi, arzulanan deÄŸerlerin ondan üretilebilmeleri mümkün deÄŸildir. 1936 senesi başında yürürlüÄŸe konulan "Tunceli Vilâyetinin Ä°daresi Hakkında Kanun" sonrasında geliÅŸen olayların nasıl yorumlanacağı üzerine geçtiÄŸimiz yıl CHP içinde yaÅŸanan tartışma, buna verilebilecek en güzel örneklerden birisidir.
GeçmiÅŸi ne yapmalı?
Dolayısıyla CHP ve onun gibi Erken Cumhuriyet'i "kurucu ideoloji" olarak görmekle beraber onu "demokrasi" ve "çoÄŸulculuk" benzeri ideallerin kökeni olarak sunmak isteyen toplum kesimleri açısından "tarih" taşınması oldukça güç bir yük haline gelebilmektedir.
Bu tarihin, söz konusu deÄŸerlerle uyuÅŸmazlığının "zamanın ÅŸartları" benzeri apolojetik yaklaşımlar aracılığıyla çözümü mümkün deÄŸildir. Zamanın ÅŸartları 1908 sonrasında ciddî bir çoÄŸulculuk tecrübesi yaÅŸamış, kısa süre de olsa basın özgürlüÄŸünün tadını almış bir toplumun 1925 sonrasında baskıcı bir Tek Parti rejimine yönelmesini, sansürün en ağır koÅŸullarda uygulamasını gerektirmiyordu. Benzer ÅŸekilde dünyada gördüÄŸü ilgiye karşılık fizikî antropolojiye dayalı, ırk vurguları kuvvetli bir milliyetçilik yaratılması, bunun aracılığıyla tektipleÅŸtirme siyasetlerinin uygulanması da "zamanın gereÄŸi" deÄŸildi.
Böylesi bir yaklaşımın toplumun diÄŸer bir bölümünü de sürekli biçimde Erken Cumhuriyet ile çatışır durumda tuttuÄŸu ÅŸüphesizdir. Bunun ise arzulanan bir durum olmadığı açıktır. Dolayısıyla yapılması gereken bu geçmiÅŸin bir "altın çaÄŸ," her türlü siyasetinin de bir "seküler asr-ı saadet" uygulaması olduÄŸunu savunmak ya da bu geçmiÅŸle sürekli kavgayı "siyaset" haline getirmek deÄŸildir. Bu yaklaşımların toplumumuzu ne denli yorduÄŸu ve enerjisini gereksiz yere tükettiÄŸi ortadadır.
Bu alanda uygulanması en anlamlı olacak siyaset Erken Cumhuriyet dönemi ve Tek Parti CHP'sinin apolojetik yaklaşımlardan kaçınılarak kendi baÄŸlamlarında tarihselleÅŸtirilerek güncellikten arındırılmasıdır. Yirmi birinci asır Türk toplumunun Ä°stiklâl Harbi koÅŸullarında yaÅŸatılmaya çalışılması ve demokratik bir toplumda "devrimcilik"in ilke olarak muhafazası (böylesi bir ilkenin Erken Cumhuriyet reformlarının sahiplenilmesinden farklı olduÄŸunun altı çizilmelidir) ve bunların "sosyal demokrat" olduÄŸunu iddia eden bir örgütlenme tarafından yapılması ise her türlü anlamsızlığın ötesindedir. Söz konusu tarihselleÅŸtirme gerçekleÅŸtirildiÄŸinde "geçmiÅŸ"in günümüzü belirlemesi, bazen bunun da ötesine giderek "güncel"de yaÅŸamasının önüne geçilmiÅŸ olur. Bunun geçmiÅŸle kavgayı "siyaset" haline getiren karşı kamplaÅŸma ile "siyaset"in böylesi bir eksende yapılmasını da önleyeceÄŸi ÅŸüphesizdir.
CHP örnek olabilir
CHP'nin "altın çaÄŸdaÅŸlaÅŸtırma" ile "redd-i mirâs" tercihlerini bir kenara bırakarak geçmiÅŸini tarihselleÅŸtirmesi, soÄŸukkanlı olarak yaklaÅŸabildiÄŸi tarihinden günümüzdeki ideallerini üretmeye çalışmaması ÅŸüphesiz bu partinin "sosyal demokrat" karakterli bir örgütlenme haline dönüÅŸtürülmesi önündeki en önemli engellerden birisini ortadan kaldıracaktır. Bunun Türk siyaseti için ne denli önemli olduÄŸu açıktır.
Böylesi bir dönüÅŸüm, yoÄŸun logokratik söylem kullanımı nedeniyle benzer bir ikilem içinde yaÅŸatılan toplum için de takip edilecek bir örnek olacaktır.
SABAH ARŞİV
Henüz yorum yapılmamış.