Abdurrahman Dilipak: 15 Temmuz sonrası FETÖ'cüler Ak Parti'ye sızdı
Follow @dusuncemektebi2
Hükümete yakınlığı ile bilinen Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 15 Temmuz'un yıldönümü ile ilgili yazdığı yazısında "Birtakım FETÖ’cüler AK Parti saflarına sızdılar" diye yazdı.
Dilipak, "“The Cemaat'le dolaylı ve zorunlu iliÅŸkide olanlar bir ÅŸekilde cezalandırılırken, bu hareketin merkezinde ya da doÄŸrudan iliÅŸkisi olan bir takım isimlere kimsenin dokumuyor olması, hatta bunların itibar görmeleri, terfi etmeleri anlaşılır bir durum deÄŸil" diyerek hükümeti eleÅŸtirdi.
"Öte yandan bir 'Cemaat'ten yakamızı kurtaralım derken, onu taklit eden baÅŸka cemaatler onların yerini almaya baÅŸladı" diye yazan Dilipak, "Birtakım FETÖ’cüler de bu muteber cemaatler, vakıflar, dernekler üzerinden AK Parti saflarına sızdılar" iddiasında bulundu. Dilipak'ın "15 Temmuz" baÅŸlığıyla yayımlanan bugünkü köÅŸe yazısı ÅŸöyle:
3 yıl geçmiÅŸ. Ve hâlâ hemen her hafta bir operasyon haberi geliyor. Bir yandan eski davalar sonuçlanırken bir yandan da yeni davalar açılıyor.
15 Temmuz’un iÅŸ, medya ve uluslararası ayağı henüz tam olarak çözülmüÅŸ deÄŸil.
15 Temmuz baÅŸarılı olmuÅŸ olsaydı, kimler BaÅŸbakan ve bakan olacaktı. Kimler vali emniyet müdürü, kaymakam olacaktı. Bunlardan haber yok. Peki, ilk kimleri tutuklayacaklardı ve onları ne yapacaklardı. Hangi vakıf, dernek, sendikaya el koyacaklardı. Bu tempo ile, 5. yılda da bu davalar bitmez.. Bakın geciken adalet adalet deÄŸildir..
KHK ile görevden alınan, hakkında dava açılan, beraat ettiÄŸi halde göreve iade edilmeyen o kadar çok insan var ki! Bir yandan da, FETÖ’cü olduÄŸu bilinen birileri elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşıyor. Bir de kaçanlar var tabi. Onlar da “dost ve müttefik” NATO ülkelerinde yaÅŸamaya devam ediyorlar.
Adam itirafçı olmuÅŸ, güya. Masum bir takım insanlar hakkında iftirada bulunmuÅŸ, onlar içeri alınmış, Ä°tirafçı serbest kalınca yurt dışına kaçmış. Ä°ftira ettiklerinin kimi hâlâ içeride, kimi beraat etmiÅŸ ama hâlâ göreve iade edilmiÅŸ deÄŸil. 15 Temmuz 2016 darbe giriÅŸiminin 3. yılında, daha yargılamalar bitmeden affı konuÅŸmaya baÅŸladık. Bu iÅŸten insanlar fazla bir ÅŸey anlamadılar.
“The Cemaat”le dolaylı ve zorunlu iliÅŸkide olanlar bir ÅŸekilde cezalandırılırken, bu hareketin merkezinde ya da doÄŸrudan iliÅŸkisi olan bir takım isimlere kimsenin dokumuyor olması, hatta bunların itibar görmeleri, terfi etmeleri anlaşılır bir durum deÄŸil. Öte yandan bir “Cemaat”ten yakamızı kurtaralım derken, onu taklit eden baÅŸka cemaatler onların yerini almaya baÅŸladı. Bir takım FETÖ’cüler de bu muteber cemaatler, vakıflar, dernekler üzerinden AK Parti saflarına sızdılar. Onların “ılımlı Ä°slam” politikası bir ÅŸekilde bu yapılar üzerinden takip edilmeye baÅŸladı. “Ä°stanbul SözleÅŸmesi” bunlardan sadece bir tanesi. AK Parti’nin bugün yaÅŸadığı krizin arkasında bu ve buna benzer sorunlar var.. Hatta iÅŸ artık sadece “Ilımlı Ä°slam” deÄŸil, “Ilımlı Kemalizm”, “Ilımlı sol”, “Ilımlı milliyetçilik” projelerine dönüÅŸtü. Dört koldan harekete geçtiler. Etkin konumdaki partilerin hepsi yeniden dizayn ediliyor. AK Parti de, CHP de, MHP de, Ä°yi Parti de, HDP de yeniden yapılandırılacak ve yeni siyasi oluÅŸumlar, yeni ittifaklarla siyasi dengeler yeniden kurgulanacak! FETÖ, BÇG’lilerden yakasını kurtarıp ipleri ele geçirseydi, onlara göre 15 Temmuz’a gerek kalmayacaktı. Åžimdi FETÖ ve BÇG’ye yön veren üst akıl, “Kansız” bir ÅŸekilde, “silahsız kuvvetler” eli ile yeni bir yol deneyecek!
15 Temmuz davasının seyrinden ÅŸehid yakınları da, gaziler de rahatsız. Siyaset de, bürokrasi de, yargı da, ordu da bu konuda iyi bir sınav vermedi. Üniversiteler zaten kendi içlerini bile temizleyemediler. 15 Temmuz konusunda hangi üniversite kaç bilimsel makale yayınladı. 15 Temmuz’u hazırlayan sebepler, oluÅŸ ÅŸekli ve sonuçları, bu iÅŸin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel maliyeti, sosyopsikolojik, sosyopolitik maliyeti, bölge devletleri üzerine etkisi, bundan sonraki muhtemelen yansımaları acaba ne olacak, bunu araÅŸtıran var mı?
Mesela bu süreç AB ile iliÅŸkileri, NATO ile iliÅŸkileri nasıl etkileyecek? Darbecileri iade etmeye yanaÅŸmayan ülkeleri, mesela F. Gülen’i himaye etmeye devam eden ABD’nin bu kararının gerekçelerini inceleyen bir akademisyen var mı? Peki, bunun efradına cami, aÄŸyarına mani bir belgeseli var mı? Aynı ÅŸekilde romanı yazıldı mı, sinema filmlerine hangi ölçüde konu edildi. Bu konuları toplum ve medya saÄŸlıklı bir ÅŸekilde, övgü ve sövgü dışında konuÅŸabiliyor mu?
Mesela darbe günü Ä°ncirlik’te yaÅŸananları ne zaman öÄŸreneceÄŸiz.. Darbe giriÅŸimi öncesi sırası ve sonrasında ABD, Ä°ngiltere, Almanya, Yunanistan, Ä°srail ve Rusya’da yaÅŸananlar nelerdi!
Ben merak ediyorum, 15 Temmuz darbe giriÅŸiminden hükümet üyeleri ne zaman haberdar oldular, haber aldıktan sonra ne yaptılar, o gece neredeydiler, saat kaçta ortaya çıktılar. BildiÄŸim kadarı ile bu konuda, o güne iliÅŸkin kitap hacminde açıklama yapan yalnız DavutoÄŸlu oldu.
Bu konuda sadece AK Parti deÄŸil, diÄŸer partilerdeki yöneticiler de neredeydiler ve ne yapıyordular! Ne yazık ki, hâlâ birileri kendi içlerine bakmaya cesaret edemiyorlar. Çünkü bunların arkasında diÄŸer darbelerin de arkasında olan “iyi saatte olsunlar” var!
Ben 15 Temmuz’un kahramanları hakkında ÅŸöyle düÅŸünüyorum: Daha Tayyip ErdoÄŸan’ın nerede olduÄŸu bile bilinmezken meydana çıkanlar, 15 Temmuz’un asıl kahramanlarıdır. Onlara altın madalya. Kimse onları çağırmadı, onlar kendi kararları ile darbeye karşı sokaÄŸa çıktılar. Tayyip ErdoÄŸan’ın çaÄŸrısından sonra sokaÄŸa çıkanlar da gerçekten önemli bir iÅŸ yaptılar. Onlara gümüÅŸ madalya! Yatıp sabah namazına kalkınca darbe olduÄŸunu anlayıp, biz ne duruyoruz diye sokaÄŸa çıkanlara bronz madalya. Gün doÄŸup, ortalık aydınlanıp, darbenin baÅŸarısız olduÄŸu anlaşılınca, elinde bayraklarla sokaÄŸa çıkanlara gelince, onlara güvenmeyin. Onlara dikkat edin!
Bu adamların bir kısmı parti saflarına sızdılar, bu son seçimlerde bile “kraldan fazla kralcı” söylemlerle meydanlardaydılar. Merkezi siyaset, yerel yönetimler ve bürokraside kendilerine kolaylıkla yer buldular. Hemen AK Parti çevresinden, ya da diÄŸer partilerden birileri ile ortak ÅŸirketler kurup, piyasada iÅŸ tutmaya baÅŸladılar.15 Temmuz’un hep hafızalarda kalacak birkaç noktası var. O insanların darbeye karşı akÅŸamın ilk saatlerinde nasıl sokaklara, meydanlara aktılar. ErdoÄŸan’ın cesur ve kararlı duruÅŸu ve havaalanını ele geçiren halkın kuleyi de ele geçirerek ErdoÄŸan’ın salimen havaalanına inmesi, Halisdemir’in, darbeyi yönetecek paÅŸayı alnından vurması, darbenin sivil yönetici Adil Öksüz’ün Akıncı Üssü’nde yakalanması ve birileri tarafından kaçı(rılı)şı!
O güne dair halkın bildiÄŸi birçok gerçek henüz günyüzüne çıkmış deÄŸil. Mesela o günden önce ABD’ye gidip “Hoca efendi ile birlikte dönmek için” orada bulunanlar kimlerdi. Onları Türkiye’de karşılamak için heyecanla bekleyenler, planlar yapanlar, billboardları hazırlayanlar, ÅŸehri donatmaya hazırlayanlar kimlerdi! Bunlar ÅŸimdi neredeler. Sahi MÄ°T ve Emniyet bu süreçte ne yapıyordu. JÄ°TEM neredeydi, Genelkurmay Ä°stihbaratı ne yapıyordu. Buna benzer daha birçok cevabını bekleyen sorular var. Genelkurmay baÅŸkanının, MÄ°T müsteÅŸarının özel kalemleri, CumhurbaÅŸkanının yaverleri hep örgüt üyesi! Darbe olacağını, bilmesi gerekenler dışında neredeyse herkes biliyor! Zaten bugüne kadar hiçbir darbe ansızın ve sessizce gelmedi. Davul çala çala geldiler.
Åžu seçim sürecini hatırlayın! Olanlardan ders almıyoruz. Basiretimiz mi baÄŸlanıyor, neden bilmiyorum, göz göre göre yine bir yerlere doÄŸru sürükleniyoruz sanki. Herkesin gördüÄŸü gerçeÄŸi karar vericilerin görmemesini neyle ve nasıl açıklayabiliriz.
AÅŸk, öfke, korku ve ihtiras gözü kör eder, kulaklar sağırlaşır. Bir iÅŸ zamanında yapılmıyorsa, bu hastalığın tedavisi gibidir, yarın çok daha pahalı ve zor ÅŸartlar bizi bekliyor olabilir. Onun için “Hayırda acele ediniz” denmiÅŸtir. Demir tavında dövülür. Giden fırsat geri dönmez. Namaz vaktinde kılınır, oruç zamanında tutulur, Hac zamanında gerçekleÅŸir, kurban zamanında kesilir. Siyasetin kuralı da zamana baÄŸlıdır. Tarihin tekerrür etmemesi için tarihi övgü ya da sövgü kitabı yapıp, onu mefahirle sarmalayıp, törenlere boÄŸmadan halkın idrakinde canlı tutarak ders almayı saÄŸlamamız gerekiyor.
Ha bu darbe bize ders olsun! Hani “bir musibet bin nasihatten iyidir” derler ya, umarım ders alırız. Ä°bret almazsak, tarih yine tekerrür eder. Yarın da, darbe baÅŸarılı olsaydı, ne yapacaklardı, onu yazalım inÅŸallah. Selam ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.