Sosyal Medya

Güncel

Ä°brahim Tenekeci: Birbirimizden emin olma halini kaybediyoruz

Ä°brahim Tenekeci- Yeni Åžafak



Dünya hayatı kayıp ve kazanç üzerine kuruludur. Her ikisi de bizim içindir. Keder ve sevinç, varlık ve yokluk, zorluk ve kolaylık gibi.
 
Hakiki zenginlik maddiyatla deÄŸil, maneviyatla mümkündür. Kayıp ve kazançların muhasebesini bu hassasiyetle yapmak, bizi daha doÄŸru sonuçlara götürecektir. Muhasebe iyidir.
 
Maddi ÅŸeyleri kaybettiÄŸimiz vakit, onları yeniden kazanabiliriz. Çalışırsın, iyi niyetini korursun, nasibin de varsa olur. Fakat istikamet, samimiyet, haysiyet gibi kıymetlerimizi kaybetmemiz halinde ne yapacağız? Dünyanın bütün imkânları, bunların bir harfi eder mi?
 
Evet, neleri kaybediyoruz? NeÅŸemizi kaybediyoruz diye defalarca yazdığımı hatırlıyorum. Bunu ‘eÄŸlenmek’ olarak anlayan çıkabilir. Ä°ÅŸin o kısmında bir sorun görünmüyor. NeÅŸe derken; kalpten gelen ferahlık, gönülden doÄŸan muhabbet, inançtan kaynaklanan aydınlık ve mümince tebessümü kastediyoruz.
 
Birbirimizden emin olma halini kaybediyoruz. Eskiden önümüzde, yanımızda, hatta arkamızda kim varsa, onlardan emindik. Åžimdi hep bu kelime ve kuÅŸkuyla birlikte yaşıyoruz: Acaba? Adeta soru iÅŸaretlerine dönüÅŸtük. Hiç ÅŸüphe yok ki paralel ihanet ÅŸebekesinin bunda payı büyüktür. Tek suçlunun orası olduÄŸunu ise söyleyemeyiz.
 
Tevazu ve kibir, nezaket ve kabalık, takdir ve haset aynı çatı altında barınamaz. Åžuna benzer bu: Özür diliyor ama piÅŸmanlık duymuyor. Durumu kurtarmaya çalışmaktan kendimize sıra gelmiyor sanki. Bir kayıp daha…
 
Sayın ErdoÄŸan’ın ümmet ifadesinden kastı, bütünlük fikridir. Ä°ÅŸte bu fikri kaybediyoruz. Burada kabahati sadece bir tarafta aramak da doÄŸru deÄŸildir. Hatalar devam ediyor. Küçük ve kalpten bir uyarı: Siyasette, devlet yönetiminde hısım ile hasım aynı anlama gelebilir.
 
Kaybettiklerimizi hatırladıkça, elimizde kalanlara daha sıkı sarılmamız gerekiyor. Peki, böyle mi oluyor? Vaziyeti anlamak için sosyal medyaya bakmak yeterlidir.
 
Ä°nsanların karşılıklı ve kasıtlı bir ÅŸekilde birbirine zarar vermesine zırar diyoruz. Bu düÅŸmanlık çeÅŸidinden hasarsız ve yarasız kurtulanı bulamazsınız. Siyasetin büyük ölçüde geldiÄŸi yer iÅŸte burasıdır. Åžüphesiz ziyandayız.
 
Ä°nsanın önceliÄŸi neyse, yolu da ona göre ÅŸekilleniyor. Nereye varmak istiyoruz? Bir soru daha: Allah’ın rızasını kazanmaya çalışan bir kimse için dünyaya ait kayıplar ne ifade eder?
 
***
 
Mevcut iktidar partisinin seçim kazanması, dünya çapında söylersek, kimleri sevindiriyor veya üzüyor? Ana ölçümüz hâlâ budur. Åžu saatten sonra duruÅŸumuz deÄŸiÅŸmez.
 
Yeniden baÅŸlamak için illa baÅŸka bir eve taşınmak, farklı bir adres oluÅŸturmak gerekmiyor. Beyaz sayfa açmak ile enaniyet aynı ÅŸey olamaz.
 
Abdest tazeler gibi tekrar niyet edilmeli, temizlik yapılmalıdır. Siyaseti millete hizmet etme deÄŸil de servet biriktirme aracı olarak görenlerin sayısı, davayı gölgeleyecek ÅŸekilde artıyor. Ayrım yapmadan söyleyelim: SaÄŸ ve sol kesimden birçok siyasetçinin yeni reÅŸit çocukları, devasa ÅŸirketlerin sahibi görünümüyle karşımıza çıkıyor. Ne yapmış, nasıl kazanmış?
 
Hatalar devam ediyor, dedik. Yüzme bilmediÄŸimiz için tehlikeli suların kıyısına dokunmakla yetinelim: Bazı canlı türlerinin doÄŸal düÅŸmanı yoktur. Rahat ve korkusuz bir ÅŸekilde yaÅŸayıp giderler. Bu örnek, baÅŸarısız olanların, yetenek sıkıntısı çekenlerin garip yükseliÅŸini hatırlatıyor nedense. BaÅŸarılı, çalışkan ve meziyet sahibi insanları ise tedirgin, tetikte, çoÄŸunlukla hakkını ve emeÄŸinin karşılığını alamamış görüyoruz.
 
Sadece aklın deÄŸil, kalbin yolu da birdir. Selim Cerrah Bey’den okuduÄŸum, ilhamı ve ibreti aynı anda veren bir cümle: “Ä°nandıklarımızı yaptığımız zaman yol aldık, kazandık. Kazanmak için inanmadığımız ÅŸeyleri yapınca kaybettik.”
 
Soralım ve bitirelim: Kendimizi ve dostlarımızı kaybettikten sonra dünyanın tamamını kazansak ne olur?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.