Sosyal Medya

Cemaatler gizlice fiÅŸleniyor mu?

İkinci SETA vakası izlenimi veren skandal bir rapor ulaştı elime. Üzerinde ‘gizli’ ibaresi taşıyor. Cemaat ve tarikatlarla dini yapı ve şahsiyetleri tek tek ele alan, haklarında ayrıntılı bilgi toplayan bir değerlendirme...



Akif Beki - Karar
 
SETA’nın ‘uluslararası medyanın uzantıları’ raporundan tek metodolojik farkı, gizlilik içermesi. Ä°stihbarat fiÅŸlerinden tek farkı da bilgilerin sadece açık kaynaklardan toplanması. Neden ve Diyanet’in iÅŸi mi?
 
Önsözünde belirtildiÄŸi gibi, 15 Temmuz ihanetinden sonra FETÖ’yle mücadelede Diyanet’in rolü de önem kazandı.
 
Yeni FETÖ’lerin çıkmaması için hurafe ve batıl inançlarla mücadele edilmesi ÅŸarttı. Halkı aydınlatma, uyarma ve farkındalık oluÅŸturma görevi, en baÅŸta  Diyanet’e düÅŸüyordu.
 
Bu amaçla kapsamlı çalışmalar yaptı Diyanet. Cemaat ve tarikat liderleriyle toplantılar düzenledi, bağımsız vaiz ve ilahiyatçılarla görüÅŸtü.  Sapkın ÅŸarlatanlar, hurafeci inanç bezirganları, dini duyguları sömüren istismarcı hokkabazlarla mücadele için somut tespit ve öneriler geliÅŸtirdi.
 
Ä°lk kez konuya el atmıyor yani. Fakat önceki rapor ve çalışmalar ÅŸeffaf yürütüldü, kiÅŸilere deÄŸil zihniyetlere odaklıydı, kamuoyuna açıklandı. Dini yapıların faaliyetlerinde ÅŸeffaflık ve denetim saÄŸlama amacına uygun olan da buydu zaten.
 
Allah ile aldatan hoca kılıklı sahtekar ve düzenbazlara karşı halkı uyandırma gayesiyle hareket ediyorsanız...Kayıt dışı dini yapılanmalara yasal statü tanıyarak ÅŸeffaflık getirme ve kanuni denetim altına alma formüllerini tartışıyor ve savunuyorsanız...Åžimdi bu gizlilik niye? Amaca ve iddianıza ters deÄŸil mi?
 
Dini örgütlenmeleri ve faaliyetlerini, sadece yasallık ve amaca uygunluk açısından denetlemekse tabii niyetiniz.
 
Ama eÄŸer aklınızdan, eliniz deÄŸmiÅŸken resmi din yorumunuza uygunluk açısından itikat, inanç ve anlayış farklılıklarını da denetlemek geçiyorsa...Hele resmi görüÅŸünüze aykırı yorumları sınıflandırmak, ‘sakıncalı’ bulunanları belirlemek ve polisiye tedbirlerle tasfiye yolları aramaksa baÅŸka. O zaman deÄŸiÅŸir, bulguları gizlice raporlama nedeniniz bir anlama kavuÅŸur.
 
Fakat bu düpedüz cemaat, tarikat ve ilahiyatçıları fiÅŸlemeye girmez mi?
 
Fakat bu, Diyanet’i dini yorumlama hakkının tek yetkilisi, birey ve grupların itikatta sicil ve zaptiye amiri gibi konumlandırmaz mı? Kutsal üzerinde devlet gücüyle ‘doÄŸruluk’ tekeli kurmaya, inanç ve itikat özgürlüÄŸünü kolluk zoruyla baskı altına almaya varmaz mı?
 
Öyleyse...FETÖ ve benzerleriyle mücadelede Diyanet’ten beklenen katkı bu deÄŸildi. Bilerek, kötüye kullanma pahasına fırsatçılıktan kaynaklanmıyorsa eÄŸer, bilinçsiz bir iÅŸgüzarlıktır. O da görev yanlış anlaşılmış ya da epey karıştırılmış demektir.
 
“Devlet karar verdi, milli ve yerli cemaatlere dokunulmayacak ama gayri milliler temizlenecek, mis gibi olacak” çığırtkanlıkları, Diyanet’i yanıltmıyordur  umarım.
 
Din tüccarlarına karşı fikren, istismar zeminini ellerinden almak için mücadele yürütmek ayrı. Kanunen suç sayılan bir fiile bulaÅŸmadıkça dini yapılara tasfiye operasyonu için ÅŸartları hazırlamak apayrı ÅŸeyler.
 
Ä°ster cemaat ve tarikatlara müdahale ister neÅŸter vurmak deyin, ‘milli güvenliÄŸe tehdit oluÅŸturuyorlar’ gibi afaki gerekçelerle meÅŸrulaÅŸtırılamaz. Suçla mücadele kılıfına sokularak fiÅŸlemeye konu yapılamaz. Gizem ve gizlilik örtüsü altına saklanamaz.
 
Devlete, dini hayatı kendine göre ÅŸekillendirme, uygun görmediklerini tasfiye hakkı tanınamaz.
 
Zararlı, gerici ve irticai hareketlerle, iç tehdit ve düÅŸmanla savaÅŸ tanımlarına dayanan ‘istihbarat devleti’ kafasını AK Parti deÄŸiÅŸtirmiÅŸti.
 
Kırmızı Kitap’larla, gizli anayasalarla toplumu yönetmeye geri dönülmeyecekse, yol yakınken bu sakatlıktan dönülsün.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.