Özel / Analiz Haber
Yargı Reformu Ne Vadediyor?
Follow @dusuncemektebi2
30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan, AB üyelik sürecinin bir parçası olan Yargı Reformu, yıllardır konuşulan pek çok konuyu karara bağlayan kapsamlı bir değişim paketini içeriyor. Kamuoyunda daha çok yeşil pasaport, avukatlık sınavı, fakülte kontenjanlarının azaltılması, avukatlık hizmetlerindeki KDV’lerin düşürülmesi, icra dairelerine yönelik düzenleme gibi hususlar gündeme gelse de Yargı Reformu Stratejisi belgesi bunların ardında çok daha büyük bir amaç taşıyor; hukuk devletine olan inancın tazelenmesi.
AB üyelik sürecinin yargı ayağı kapsamında 2009 ve 2015 yıllarında yayımlanan diÄŸer strateji belgeleri ile bu yıl yayımlanan belge, strateji belgelerinin üçüncüsünü oluÅŸturmaktadır. Yargı Reformu Stratejisi’nde “hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunup geliÅŸtirilmesi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, sistemin ÅŸeffaflığının artırılması, yargısal süreçlerin basitleÅŸtirilmesi, adalete eriÅŸimin kolaylaÅŸtırılması, savunma hakkının güçlendirilmesi ve makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunması” (YRS, s. 5) baÅŸlıklarının öne çıkarılmasında üyelik süreci ile birlikte, toplum nezdinde adalete inancın her geçen gün zayıflaması, her yeni gün adalet sisteminin zaaflarını ortaya döken bir olayın televizyon ve sosyal medyada yer alması, insanların adalet arayışını bu mecralarda yapmak zorunda kalıyor oluÅŸu, uzun yargılama süreleri, tutukluluk halleri, Barolar BirliÄŸi’nin, STK’ların ve toplumun devamlı surette talep ve ÅŸikayetlerini dillendirmesi etkili olmuÅŸ görünmektedir. Belgede hassaten üzerinde durulan baÅŸlıklara bakıldığında belge, hukuk devletine olan inancı tazeler niteliktedir. 2023 Yargı vizyonunun verildiÄŸi bölümde “Güven Veren ve EriÅŸilebilir Bir Adalet Sistemi” alt baÅŸlığının kullanılması da bu inancın güçlendirilmek istendiÄŸinin göstergesidir.
Hukuk devletine olan inancın tazelenmesi niteliÄŸinde gördüÄŸümüz Yargı Reformu Stratejisi’nin adalet hizmetlerinden memnuniyetin artırılması, yargılamanın sadeleÅŸtirilmesi ve etkinliÄŸinin artırılması, alternatif uyuÅŸmazlık yöntemlerinin yaygınlaÅŸtırılması amacının öne çıkarılması da bu niteliÄŸi destekler konumdadır. Zira belge; adli yardım sisteminin güçlendirilmesi, engelli dostu ve kadın haklarına iliÅŸkin uygulamaların geliÅŸtirilmesi, yaÅŸlıların ve yabancıların adalete eriÅŸiminin kolaylaÅŸtırılması, hukuki himaye sigortasının geliÅŸtirilmesi, kamuoyunu bilgilendirme mekanizmalarının güçlendirilmesi, yargıda medya ve halkla iliÅŸkilere yer verilmesi ve tanıklığı zorlaÅŸtıran uygulamaların kaldırılmasının öngörülmesi (YRS, s. 68-82), hukuk yargılamalarının basitleÅŸtirilmesi, adalete eriÅŸim hakkının kötüye kullanılmasının engellenmesi, aile hukuku ve icra-iflas hukukuna özel çalışmaların yapılması (YRS, s. 86-94) gibi amaçlarla yargının aksaklıklarının farkında olunduÄŸunun toplum nezdinde itirafı ve toplumda adalet sistemine olan inancın yeniden tesis edileceÄŸinin garanti edilmesi gibidir.
Uzun süredir üzerinde çalışıldığı bilinmekle birlikte, yargının tüm ayaklarını kapsar ÅŸekilde hazırlanmış olması meselelerin titizlikle ele alındığını göstermektedir. Belgenin umut vadeden yanlarından biri, yargının eÄŸitim süreci-mevzuat-mesleÄŸe kabul/ avukat-hakim-savcı/ kamuoyu güveni ÅŸeklinde var olan tüm ayaklarını kapsayıcı nitelikte olmasıdır. Umut vadeden yanlarından bir diÄŸeri de, belgenin yayımını takip eden süreçte açık ve ölçülebilir bir eylem planının yayımlanacak olması ve üç ay içerisinde Bakanlık dışından ilgili kurum ve kuruluÅŸların da katılımının saÄŸlandığı “Yargı Reformu Stratejisi Ä°zleme ve DeÄŸerlendirme Kurulu”nun oluÅŸturulacak olmasıdır.
Belge kapsamında 9 temel amaç belirlenmiÅŸ ve bu amaçlar ile ilgili 63 hedef ile 256 faaliyete yer verilmiÅŸtir. Hak ve özgürlüklerin korunması ve geliÅŸtirilmesi baÅŸlığını taşıyan ilk amaca bakıldığında zikredilen tüm faaliyetlerin mevzuat düzenlemesi olduÄŸu görülmekte ve henüz bu anlamda somut adım atılmadığı bilinmektedir. Ä°fade özgürlüÄŸü, tutukluluk süreci gibi önemli ve çokça dillendirilen alanları kapsayan bu kısımda yayımlanacak eylem programının ve mevzuatta gerçekleÅŸtirilecek deÄŸiÅŸikliklerin sıkı takipçisi olmak gerekmektedir. Zira bu hali ile strateji belgesinde, mevzuat düzenlemesi yapılacağının ifade edilmesinden öteye geçen herhangi bir uygulama bulunmamaktadır.
Yargı bağımsızlığı amacında zikredilen meseleler daha somut bir ÅŸekilde çözüme kavuÅŸturulmuÅŸ gözükmektedir. Uzunca süredir ilgili kiÅŸilerin gündeminde olan, hakim-savcıların istemedikleri sürece yerlerinin deÄŸiÅŸtirilmemesini öngören coÄŸrafi teminat meselesi önemli bir adımdır. Bu durumun yargısal verimliliÄŸin artırılmasını destekleyeceÄŸi (YRS, s. 33) ifade edilse de pek çok sıkıntıyı da beraberinde getireceÄŸi açıktır. Özellikle küçük bölgelerde toplum nezdinde fazlaca tanınan hakim/savcıların bulundukları bölgede uzun yıllarca kalması zaten belli bir kıdeme sahip olan hakim/savcı nezdinde yargının tekelleÅŸmesi, saygınlık vb. hususlarda, kolluk-kamu makamları ile iliÅŸkilerde sıkıntılara sebebiyet vermesi muhtemeldir.
Yargının, eÄŸitim sistemi ile iliÅŸkili biçimde ele alınması köklü deÄŸiÅŸikliklerin yapılmak istendiÄŸinin izlerini taşımaktadır. Zira yapılan deÄŸiÅŸimler, genellikle meslekler seviyesinde yahut biçimsel olup o mesleÄŸe giden yoldaki taÅŸların niteliÄŸini dikkate alınmaksızın yapılmaktaydı. Reformun öne çıkan baÅŸlıklarından biri Hukuk Fakültelerinin 5 yıla çıkarılmasıdır. Peki hukuk fakültelerini 5 yıla çıkarmak ile ne hedeflenmektedir? Müfredatta yapılacak deÄŸiÅŸikliklerden bahsedilmiÅŸ olup, etik hususuna birkaç yerde vurgu yapılarak hukuk metodolojisi ve hukuki argümantasyon programlarının meslek öncesi ve meslek içi eÄŸitimlerde yer alacağı belirtilmiÅŸtir. EÄŸitim ile yargı mensuplarının hem niteliÄŸi hem niceliÄŸi artırılmak istenmektedir. Ancak hukuk fakültelerindeki mevcut müfredatlara bakıldığında; çağın getirisi olan dijitalleÅŸme ile ilgili derslerin üniversitelerin çok azında okutulması, psikoloji-sosyoloji gibi derslerin diÄŸer dersler kadar önemsenmemesi ve bu derslerin günümüzden kopuk biçimde tarihinin anlatılması, yabancı dil hususunun yer almaması baÅŸat problemlerdendir. Belgede, mesleÄŸe giriÅŸten sonra hakim-savcılar için dil desteÄŸinin artırılması olumlu bir geliÅŸme olmakla birlikte 5 yıla çıkarılan fakültede zorunlu hazırlık programının olmaması da düÅŸündürücüdür. Åžayet fakülteyi uzatan öÄŸrenci sayıları dikkate alınarak 4 yıllık fakülte 5 yıla çıkarıldı ise, pek çok öÄŸrenci ve akademisyen hakkaniyetle deÄŸerlendirme yaptığında hukuk fakültelerinin 4 yılda bitirilememesinin sebebinin derslerin ağırlığından ziyade akademisyen kaynaklı problemlerden oluÅŸtuÄŸunu itiraf edecektir. Hukuk fakültelerinde verilen eÄŸitimin teknik bir eÄŸitimden öteye geçmemesi, adeta bir mühendis gibi yalnızca yasanın belirttiÄŸi hususları incelemekle kalınması, yasa yapım mantığının dahi verilememesi gibi durumlar hukuk eÄŸitimi ile ne amaçlandığı sorusunun cesurca cevaplandırılmasını gerektirmektedir. Hakim-savcılar için mesleÄŸe kabulden sonra da eÄŸitimin devam etmesinin öngörülmesi deÄŸiÅŸim ve etkileÅŸimi devam ettirecek bir husustur. Belgede yer verilmemekle birlikte, benzer ÅŸekilde avukatlar ve hukuk fakültesi akademisyenleri için de ara ara eÄŸitimlerin öngörülmesi yargıda birlik, hukukun üstünlüÄŸü gibi amaçların yerine getirilmesini saÄŸlayacak adımlardan biri olacaktır.
Uzun süreli yargılamalar, vatandaÅŸta yorgunluk ve umutsuzluk yarattığı gibi sistemin iÅŸlerliÄŸini tıkamakta, avukat ve hakim-savcıların da performanslarını verimsiz kullanmasına sebebiyet vermektedir. Bu hususa özellikle yer verilmesi performans ve verimliliÄŸin artırılmasının amaçlanması ve buna yönelik hedef süre uygulamasının sisteme dahil edilecek olması ve izlemelerin gerçekleÅŸmesi yargılama sürelerinin makulleÅŸmesine imkan tanıyacaktır. Ayrıca dosyalara hedef süre koyulması bilirkiÅŸilik sisteminin etkinliÄŸinin ve verimliliÄŸinin artırılması amacı ile birlikte düÅŸünüldüÄŸünde; banka hesabının dökümünün elinde olmasına raÄŸmen hakimin basit bir ödeme tespitini yapmayıp hesap bilirkiÅŸisine dosyayı göndermesi ve yargılamanın bu sebeple en az 3 ay daha uzaması gibi hususların önüne geçilmesini saÄŸlayacaktır. Ancak bu uygulama ile de hedef süre uygulamasına takılmak istemeyen yargı mensuplarının, dosyayı eser miktarda incelemeden acelece karar vermesi, yalnızca dosya eritme amacıyla hareket etmesi gibi sonuçlar doÄŸurmayacağını teminat altına almak gerekmektedir. Ä°htisaslaÅŸmaya ve uzmanlaÅŸmaya mahkemeler nezdinde önem verilmesi; çevre, imar ve enerji gibi yeni geliÅŸen alanlara özgü mahkemelerin kurulması deÄŸiÅŸen ve geliÅŸen ÅŸartlara yargının uyum saÄŸlaması açısından kritik noktalardır. Performans ve verimliliÄŸin artırılması amacı ile baÄŸlantılı olarak ele alınan konulardan bir diÄŸeri de dijitalleÅŸme ve duruÅŸma saatlerinin aralıklarıdır. 10’ar dakika aralıklarla verilen duruÅŸma saatleri, avukatların saatlerce adliye koridorlarında beklemesine neden olmakta, yargının bir ayağını temsil eden avukatların performansını etkilemenin yanı sıra plan ve programlarına etki etmekte birçok iÅŸin görülmesinde aksaklığa sebebiyet vermekte, hakim ile avukatın eÅŸitliÄŸi hususunda ve hakim karşısında avukatın maruz bırakıldığı konum ile ilgili ciddi tartışmalara neden olmaktadır. Üniversiteler ile iÅŸbirliÄŸi içerisinde enstitü kurulmasına yalnızca deÄŸinilerek geçilmekte, bu enstitünün hangi ihtiyaç doÄŸrultusunda ortaya çıktığı ve nasıl bir çalışma yürüteceÄŸi sorularının cevaplarını takip eden süreçte alabileceÄŸimizi ummaktayız. Adliye binaları ile ilgili yapılacağı öngörülen düzenleme ise, henüz yakın tarihlerde yapımı biten ve Avrupa’nın en büyük adalet sarayı olan bir adliye binamız varken trajikomik bir öngörü olarak belgede yerini almıştır.
Uzun süredir kamuoyunun gündemini meÅŸgul eden geliÅŸmelerden biri, avukatlık mesleÄŸine giriÅŸ koÅŸullarının ve usulün deÄŸiÅŸtirilmesidir. Özellikle stajyer avukatların sigortasız bir ÅŸekilde çalışmasının sık sık gündeme getirilmesi strateji belgesinde de bu hususa deÄŸinilmesi yargı mensupları açısından sevindirici bir haberdir. Strateji belgesinin en önemli hususu yukarıda da deÄŸindiÄŸimiz gibi yargı meselesine bütüncül bir biçimde bakmasıdır. Hakim-savcılar ile her ne kadar eÅŸit konumda bulundukları hukuki ilkeler açısından açık olsa da avukatlar uygulamada sıkıntı yaÅŸamaktadır. Bu çerçevede savunmaya özel yer ayrılması, özel bir amaç olarak savunma hakkının etkin kullanımına yer verilmesi bu eÅŸitliÄŸin uygulamada da saÄŸlanmasına imkan tanıyacaktır.
Ceza adaleti sisteminin etkinliÄŸinin artırılması amacı çerçevesinde ele alınan meselelerde suçun kapsamı, ele alınış biçimi, idari yaptırım, mahkemelerin görev alanları, ceza mevzuatındaki yaptırımlar, çocuk adaleti sistemi, ceza infaz kurumları’na farklı bir bakış açısı getirilmek istendiÄŸi açıktır. Çocuklar özelinde onarıcı adalet yaklaşımı ve çocuklara özgü koruma mekanizmaları’nın öngörülmesi, mevzuatın yeniden ele alınarak suçun kapsamının deÄŸiÅŸtirilebileceÄŸi hususları belgedeki diÄŸer bazı deÄŸiÅŸimler gibi sistemde köklü deÄŸiÅŸikliklere neden olabilecek hususlardandır. Bu meseleler özelinde çalışmalar yapılarak Bakanlık’a ve ilgili birimlere sunulması gerektiÄŸi açıktır. Zira belgede bahsedilen hususlar, uzun soluklu bir çalışmayı gerektirmekte ve adım adım ilerleyen bir sistemin varlığına ihtiyaç duyulmaktadır.
Henüz yorum yapılmamış.