Güncel
Fatma Barbarosoğlu: Aile, Endüstri Devriminden bu yana darbe alıyor...
Follow @dusuncemektebi2
Fatma BarbarosoÄŸlu- Yeni Åžafak
Son günlerde aile bitiyor, yok oluyor feryatları daha bir aÅŸk ile yükseliyor. Sanki aile son otuz yıldır yara alıyormuÅŸ gibi ...
Tarihe nostaljik olarak bakma konforundan vazgeçmeyenler kendi ideal aile profilini, tarihin bir dönemine yerleÅŸtirme hürriyetine sahip elbette. Ne ki bu hürriyet ile söylenmiÅŸ hamasi sözlerin toplumsal gerçeklik içinde kendine anlamlı bir yer bulması mümkün deÄŸil.
Ä°çinde bulunduÄŸumuz ÅŸartları iyi deÄŸerlendirebilmek için öncelikle doÄŸru önermelerden yola çıkmamız gerekiyor.
Aile kurumunu nereye gittiÄŸini kavrayabilmek için en az 300 yıl geriye gitmek ÅŸart. Neden 300 yıl?
Aile, Endüstri Devrimi’nden bu yana darbe alıyor. En büyük darbeyi de babalar aldı.
Endüstri Devrimi ucuz iÅŸ gücü olarak çalıştırılan çocuk gerçeÄŸini ortaya çıkardı. Sosyal politikalar ile çocukların sömürülmesinin önüne geçilmesi, mecburi eÄŸitimin her çocuk için ÅŸart koÅŸulması, fakir çocukları devletin besleyip büyütmesi ile birlikte “babasız çocuk büyütmek daha mı iyi sorusuna” cevap arayan bir takım felsefi argümanlar ortaya atılmaya baÅŸlandı.
Komplo teorilerine yaslanmadan ÅŸu gerçeÄŸin altını evvela kalınca çizelim: Endüstri devriminden bu yana ailedeki babalık kurumu zayıflamıştır.
Çatışmanın odak noktası tam burasıdır: Ä°slamiyet ailenin korunmasından ve deÄŸerlerin aktarılmasından kavvam olarak erkeÄŸi/ babayı mesul tutmuÅŸtur.
Endüstri Devrimi’nden bu yana babanın rolü ve elbette hakları elinden alınmış, babanın rolünü devlet üstlenmiÅŸtir.
Batı dünyasında babanın azalan rolü üzerine pek çok çalışma var. Bizde babanın azalan rolü üzerine çalışmalar yeni yeni yapılmaya baÅŸlandı. Ama tuhaf bir ÅŸekilde Ä°slamcı aydınlar ailenin bütün mesuliyetini kadınlara yükleyerek erkeÄŸi ailenin dışında tutan Batılı filozoflarla aynı ÅŸeyi savunmuÅŸ oluyorlar. Aynı ÅŸeyi savunuyorlar ama niyetler baÅŸka.
Ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın diye size İngiliz filozof Bertrand Russell (1872-1970) Evlilik Ve Ahlak kitabından notlar sunacağım.
Evlilik ve Ahlak kitabı Türkçe ‘ye 1963 yılında tercüme edildi. Russell kitabında uzun uzun babasız çocuk yetiÅŸtirmenin çocukların lehine olacağından bahsediyor.
Muhtemelen bu görüÅŸü kendi hayat hikayesinden çıkardı. Malum kendisi dört defa evleniyor, ve ikinci kadın birincisi ile henüz evli iken hayatına giriyor.
Ünlü mantıkçı ve filozof B. Russell’ın satırlarıyla sizi baÅŸ baÅŸa bırakıyorum.Buyurun:
“...Babanın rolünün gerekli olup olmadığı üstünde düÅŸünmeliyiz” (s.96)
“Aileyi yeÅŸerten köylü ve tarımcı toplulukların ekonomik ÅŸartlarıydı. ÇoÄŸu kimseler için esir çalıştırmak mümkün deÄŸildi. Bu yüzden biricik çare iÅŸçi yetiÅŸtirmekti.” (s.98)
“Küçük çocuklar fabrikalarda çalıştığı sürece ailenin geçim kaynağı idi...Fabrika kanunu bu gibi sömürmeye son verdi. Çocuklar bir geçim kaynağı olmaktan çıktı, yük olmaya baÅŸladı.” (s.101)
“Günümüzde aile ,Devletin son kalesine kadar zayıflamıştır. Aile ÅŸaÅŸaalı günlerinde, yaÅŸlı bir dede, bir sürü yetiÅŸmiÅŸ oÄŸul ,karılar, çocuklar-hatta belki torunları da- hepsi bir evde yaÅŸardı, hepsi ekonomik bir birlik içinde iÅŸbirliÄŸi yapardı, hepsi dış dünyaya karşı günümüzün militaristtik uluslarının vatandaÅŸları kadar cephe almış durumdaydı. Günümüzdeki aile, ana, baba, bir de çocuklardan ibarettir ama çocuklar bile Devletin kararıyla zamanlarının çoÄŸunu okulda geçiriyor, orada Devletin kendileri için neyi uygun bulduÄŸunu öÄŸreniyorlar, anne babalarının neyi uygun bulduÄŸunu deÄŸil...Devlet saÄŸlığını koruyor, ana baba yoksulsa çocuÄŸu besliyor. Babanın ödevi böylece iyiden iyiye azalmış oluyor, çünkü görevlerinin çoÄŸunu Devlet üstüne almış bulunuyor.” (s.102)
“Bugün babanın en önemli yeri, orta sınıf halkta; çünkü yaÅŸadığı ve iyi bir gelir saÄŸladığı süre, çocuklarına pahalı bir eÄŸitim saÄŸlayabilir.” (s.102)
“Babanın çok geçmeden ortadan kaldırılması mümkündür,-hiç de olmayacak bir ÅŸey deÄŸil bu- zengin sınıflar bir yana (onları da sosyalizm kaldırmazsa). O zaman kadınlar çocuklarını belli bir babayla deÄŸil, Devletle paylaÅŸacaktır, istedikleri kadar çocuk sahibi olabileceklerdir, babaların hiçbir sorumluluÄŸu olmayacaktır.”
“Aslında bir babanın çocukları üstündeki psikolojik faydası nedir?(...) Babaları bebekken ölen çocuklar, bildiÄŸime göre, ötekilerden daha kötü olmuyor. Åžüphesiz ideal bir baba hiç yoktan iyidir, ama babaların çoÄŸu ideal olmaktan o kadar uzaktır ki, var olmamaları çocuk için olumlu bir faydadır.” (s.111)
“Babaların olmadığı bir toplumun çocuklar için-her ne kadar az diyorsak da-boÅŸanması sık olan bir toplumdan daha iyi olduÄŸunu sanıyorum.”
B. Russell’ın 1950’lerde dile getirmiÅŸ olduÄŸu görüÅŸlerini okudunuz.
O dönemde Russell henüz Platon’un çocukları anasız, babasız büyütmesi görüÅŸüne uzak duruyor olsa da yaÅŸasaydı bugün Platon ile hemfikir olabilirdi...
Henüz yorum yapılmamış.