Güncel
Hüseyin Akın: Rüzgârla iyi geçinmek
Follow @dusuncemektebi2
Hüseyin Akın- Milli Gazete
Ä°stanbul, Türkiye sosyolojisini çok büyük oranda kendi bünyesinde toplayan bir ÅŸehir. Bir Anadolu mozaiÄŸi sayabiliriz bu ÅŸehri. Bu anlamda Yahya Kemal’in hoÅŸgörüsüne sığınarak “sade bir semtini yazmak bile bir ömre deÄŸer” denilebilir. Heyemola Yayınları ÅŸehir ve semt kitapları üzerine yayın yapan yayınevlerimizden biri. Oldukça titiz ve de faydalı kitaplar kazandırdı okuyucusuna. Üstelik her semti o semte ömrünü vermiÅŸ yazarlara yazdırmak gibi hikâyesi olan bir çalışmaya önayak oldu. Bu satırların yazarı da yıllar önce bu vesile ile “Ayağımda Kırk Numara Kâğıthane” adıyla bir Kâğıthane kitabı yazmıştı. Åžehir ve semt kitaplarını belediyeler kendi kültür faaliyetleri bünyesine katsalar hiç de fena olmaz. Yapanlar yok mu? Var elbette. Fakat olanların belli bir kısmı prestij kitap ya da albüm ÅŸeklinde. Adeta evde bulundurulsun, ama okunmasın için neÅŸredilmiÅŸ gibi.
Ä°stisnalar her daim müstesna olmayabilir. (Bu bir mecelle kaidesi falan da deÄŸildir ayrıca.) Esenler Åžehir DüÅŸünce Merkezi’nin yayını olan “Rüzgârla Geçinmek” kitabı örneÄŸinde olduÄŸu gibi. Bir kere kitap taşınabilir evsafta. Taşınabilir dedimse sadece koltuk altında taşınabilirliÄŸini kastetmiyorum, aynı zamanda düÅŸünmekten sonra gelen ÅŸey anlamında ifade diyorum. DüÅŸünüp-taşınmanın yollarını yapmakta gerekli olan taÅŸları yerine yerleÅŸtirmek açısından bu böyle.
“Esenler’in KuruluÅŸu” alt baÅŸlığı “Rüzgârla Ä°yi Geçinmek” üst baÅŸlığının altını fosforlu bir zihinle çiziyor. Kitabı bir semtin içerisinde mürekkebin izini takip edercesine kalemini gezdiren hikâyeci yazarımız Cihan AktaÅŸ yazmış. Bu daha bir iyi. Zira semt büyük oranda hikâyedir, insandır ve anlatıdır. Esenler Belediye BaÅŸkanı da böyle düÅŸünüyor olmalı ki yazarımıza, “Cihan AktaÅŸ ilçemizin hikâyesini yazsa” teklifinde bulunuyor. Ä°ki mevsimlik bir semti öÄŸrenme süresinden sonra aynı zamanda mimarlık perspektifine sahip olma avantajını da göz önünde bulundurarak kitabı yazmaya baÅŸlıyor Cihan Hanım. Tabi bir hikâyeci için kaçırılmayacak sayısız göç hikâyesi vardır bu semtte. Kitabın iÅŸlenme biçimi ve örgüsü mümkün mertebe belge-bilgi ve kiÅŸisel okuma üçlü ayağı ile oluÅŸturulmaya çalışılmış. Kitapta yer alan söyleÅŸiler bu anlamda kitabın mütemmim cüzü gibi. Esenler semti Ä°stanbul’un giriÅŸ kapısı olması hasebiyle eÅŸik metaforu ile iliÅŸki kurularak anlatılmış. Sadece yazılmayana dikkat kesilmiyor Cihan AktaÅŸ, semt üzerine daha önce yazılanları da masasının üzerinden eksik etmiyor. Fatih Güldal ve Ahmet Uçar’ın birlikte yazdıkları “Esenler Tarihi” gibi mesela. Semtin hafızasını es geçmiyor. KiÅŸisel albüm ve arÅŸivlerden yararlanıyor. Esenler’in Rüzgârlı Tepe’den esen rüzgârla üÅŸüyen insanları fark edilebilir dinamizmlerini henüz betonlaÅŸmamış bu semtin havasına borçluymuÅŸlar. Kitaba isim olan “Rüzgârla Ä°yi Geçinmek” buradan doÄŸmuÅŸ. Ä°stanbul’un Anadolu yakasında mukim olup Avrupa yakasında öyle çok da aÅŸinası olmadığı bir semti bir yazarın kaleme alıp hikâyesine dâhil edebilmesine “edebî güç” diyoruz. Kitabı okuyanlar bu edebi gücü kitaba girer girmez fark edeceklerdir. Zira kitabın da Esenler semti ile adı özdeÅŸleÅŸmiÅŸ Ä°stanbul 15 Temmuz Otogarı gibi bir eÅŸik kısmı var. Esenler semti Ä°stanbul’un röntgeni sayılabilecek veriler sunuyor bu kitapta. DiÄŸer semtlerin aÄŸrılarını, çıkmazlarını ve arada kalmışlıklarını bu semt prototipinden anlamamız mümkün. Zira ülkesindeki çarÅŸaf yasağından kaçan Balkan Müslüman’ı da var bu göç hikâyelerinde, babası tarafından evden kovulan iÅŸsiz güçsüz Karadenizli delikanlı da.
Åžehir, hayatın hızlı akışı içerisinde gözlerimizin önünde öyle süratli deÄŸiÅŸiyor ki bu deÄŸiÅŸimi durup dinlenmeden görebilmek mümkün deÄŸil. Durup dinlenme vakti sanırım olgunluk yaşı ve ihtiyarlık. Olgunluk yaşı ve ihtiyarlığın penceresinden Esenler’e bakanlar siyah beyaz bir fotoÄŸraf görüyorlar. Tabi okuyucu da öyle. 1939’a kadar Atışalanı’nın isminin Avas, Esenler’in isminin Litros olduÄŸunu, Güngören’e Vidos, BaÄŸcılar’a Çiftburgaz, Kocasinan’a Nifos, GüneÅŸli’ye Papaz ÇiftliÄŸi, Mahmutbey’e Kalfaköy denildiÄŸini bu renk cümbüÅŸü içerisinde nasıl bilebilirdik ki?
Sevgili okur, mekânı okumakta acele etmelisin, çünkü zamanın acelesi var, kimseyi beklemiyor. DeÄŸiÅŸen, dönüÅŸen sokaklar ve sokak isimleri bile yaÅŸadığımız ÅŸehre dair çok ÅŸeyler anlatıyor. GeçtiÄŸimiz sokaklardaki izlerimizin deÄŸiÅŸtiÄŸini sanırız sadece, oysa yüzlerimiz ve sözlerimiz de deÄŸiÅŸip baÅŸkalaşıyor. Åžehri kendimizden uzaklaÅŸtırıyoruz. Cihan AktaÅŸ Esenler’den yola çıkarak bu deÄŸiÅŸime ayna tutuyor. Bir tarafta siyah beyaz, diÄŸer tarafta renkli fotoÄŸraflar. Tırnağınla bu fotoÄŸrafların altında yer alan hikâyeleri kazımaya ne dersin? Haydi öyleyse “Rüzgârla Ä°yi Geçinme”nin çarelerini aramaya bu kitapla baÅŸla. Bilirsin, rüzgâra ÅŸemsiye gerekmez!
(Rüzgârla Ä°yi Geçinmek-Cihan AktaÅŸ-Esenler Åžehir DüÅŸünce Merkezi)
Henüz yorum yapılmamış.