Güncel
Fatma Barbarosoğlu: Aile nereye gidiyor/Anaerkil dönemin sancıları...
Follow @dusuncemektebi2
Fatma BarbarosoÄŸlu- Yeni Åžafak
Bauman, ideolojilerin genellikle akademik ve toplumsal saygınlığa sahip olduÄŸundan bahsederek, bu ideolojilerden farklı düÅŸünenlerin itibarsızlık ve radikalizm suçlamalarına maruz kalacağına iÅŸaret eder.
Günümüzde buna en iyi örnek ataerkillik söylemi. Hiçbir ÅŸey söylemeye gücü yetmeyen analistler mevcut durumu ataerkil söylemin eziciliÄŸine getirerek kendilerine saygın ve itibarlı bir yer ediniyor. Din adamları, sosyal tarihçiler, edebiyat eleÅŸtirmenleri ele aldıkları konu ile ilgili olarak derinlemesine bir analiz yapmadan mevcut durumu ataerkil söylem ile iliÅŸkilendirerek saygınlık kazanıveriyorlar. Halbuki ataerkil düzeni kendi içinde deÄŸerlendirerek bugün o düzenin neden devam etmeyeceÄŸine/etmediÄŸine fikrimizi yormak zorundayız.
‘Ataerkil” eleÅŸtirinin kazanım getiren popülerliÄŸine raÄŸmen, bendeniz bu yazıda önümüzdeki yıllarda esasında temel sorunun, “ataerkil” yapılanmanın yerine geçecek olan “anaerkil” yapılanma ile ilgili olacağı üzerinden görüÅŸ serdetmek niyetindeyim.
Tarihte anaerkil dönemin var olup olmadığı tartışmalı bir konu. Ama var olduÄŸunu söyleyenler, bu dönemin en önemli özelliÄŸinin soyun ve gücün kadının erkek kardeÅŸleri üzerinden devam ettiÄŸi ÅŸeklinde izah ediyor.
Tarihte vardı ya da yoktu, ama günümüzde anaerkil bir zihniyetin yapı taÅŸlarının ortaya çıktığını düÅŸünüyorum. Fakat bu yapıtaÅŸları, tarihte olduÄŸu gibi kadının erkek akrabaları üzeriden deÄŸil, anne ve annenin kadın akrabaları üzerinden ÅŸekillenen bir durum arz ediyor.
Her teknolojik geliÅŸme, beraberinde farklı bir zihinsel örgütlenme ve gündelik hayat pratiÄŸi getirir. Anaerkil dönemin baÅŸlamasının arka planında biyo-genetik çalışmaların olduÄŸunu söylemek mümkün. Bir kaç yıl önce gazetelerde, donörlük yapan bir adamın spermlerinden dünyaya gelmiÅŸ olan dört yüz çocuÄŸun varlığından bahsediliyordu. Bu dört yüz çocuk, babalarına dair bir kayıt numarasının dışında hiçbir bilgiye sahip olmadan büyüyecek. Sperm bankasından istifade ile “anne” olmuÅŸ kadınlar, çocuklarının kardeÅŸlerini bulabilmek için internet üzerinden bir örgütlenmeye gidiyor. Ä°lerde kardeÅŸler arasında vuku bulacak evlenmelere engel olabilmek için. Bu örgütlenme, anaerkil dönemi en iyi sembolize eden örgütlenme biçimlerinden biri olacak büyük ihtimal.
Türkiye’de yasal kısıtlama olduÄŸu için çocuk sahibi olmak isteyen ailelerin Kıbrıs ve Yunanistan’a gittiÄŸi biliniyor. Bu gidenler arasında Ä°slami kimliÄŸi ile öne çıkan aileler de var. Diyanet gerekli açıklamaları yapacak kadar özgür olmadığı, entelektüel tartışmalar kısır bir dinci-laikçi kutuplaÅŸmasıyla daraltıldığı için, yabancı bir erkeÄŸin sperminden çocuk sahibi olmanın sakıncaları tartışma konusu bile yapılmıyor. Tartışma sadece bu uygulamanın Türkiye’de de yapılması gerektiÄŸi, böylece milyon dolarların yurt dışına çıkmayacağı üzerine bina ediliyor.
Ünlüler üzerinden babasız çocuk yetiÅŸtirme pratiÄŸi sistematik olarak yapılan haberlerle özendiriliyor. Sperm satın alarak babasız çocuk dünyaya getiren “özgür anneler” çocukları ile dünyanın dört bir tarafında kafalarına göre nasıl yaÅŸadıklarını anlatıyorlar. (Yetimhaneden bir çocuÄŸu evlat edinmek de babasız bir çocuk sahibi olmak anlamına geldiÄŸi halde niye illa “tıbbi destek” ile babasız bir çocuk edinilmeye kalkıldığı üzerinde ayrıca durmak gerekiyor.)
Ataerkil dönemi erkek iktidarı üzerinden okumak ne kadar temel bir baÅŸlangıç ise anaerkil dönemi de “kadın bencilliÄŸi” üzerinden okumak o kadar temel. Tıbbi teknoloji kadınları bir taraftan erkeksiz bir dünya için özendirirken diÄŸer taraftan “gençliÄŸinde deÄŸil, sen istediÄŸin zaman anne ol” diyerek kadınları yumurtalarını dondurmaya teÅŸvik ediyor. Ä°çine girmiÅŸ olduÄŸumuz, ama fark etmediÄŸimiz anaerkil dönemin en önemli çatışma alanı gelecekte muhtemelen yumurtalarını donduran ve ileri yaÅŸlarda çocuk sahibi olan kadınlar ve çocuklarıyla, doÄŸal olarak genç yaÅŸta anne olan kadınlar ve onların çocukları arasında yaÅŸanacağını söylemek mümkün. Bir tarafta zengin ve yaÅŸlı annelerin çocukları diÄŸer tarafta genç ve fakir annelerin çocukları. Toplumsal konumlanmanın doÄŸrudan anne bedeni üzerine bina edileceÄŸi bir durum.
Bugün Müslümanlar “azalan erkek kimliÄŸi” üzerine düÅŸünmekten bile korkarak, kendilerine dayatılan gündemlere teslim oluyorlar.
Oysa, önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen en temel sorunlardan biri, “azalan erkek kimliÄŸi” ile aileyi devam ettirmek.
DüÅŸünmekte geç kalmayalım diyorum…
Meraklısı için not: Ataerkillik sonrası dönemi anlatabilmek için yeni kavramlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla anaerkil kavramını geçici olarak kullandığımı belirtmek isterim.
Henüz yorum yapılmamış.