Özel / Analiz Haber
İhsan Süreyya Sırma: Bir ayda yapamadığımı, rahmetli Muhammed Ali Clay, bir yumrukta gerçekleştirdi
Paris’teki öğrencilik yıllarımdaydı. Bazen doktora dersleri için Collège de France’taki derslerime, bazen de kütüphaneye gidiyordum. Kütüphaneye gittiğim bir gün, İranlı bir âlimle tanıştım. Adı Mohammad Mukrî idi. O da, o zamanki “şahlık diktatoryası”na dayanamamış, Fransa’ya iltica etmiş İran’ın Kirmanşah bölgesinden bir Kürt âlimdi. Bir gün, kahve molası sırasında bana, “İhsan Bey, sen Türkiye’den burslu musun, yoksa baban mı seni okutuyor? diye sordu. Ben de, “babam beni Fransa’da okutacak kadar zengin değil, Türkiye’de burs sınavını kazandım; öyle okuyorum” dedim. “Peki, istediğin kitapları satın alabiliyor musun?” diye sordu. Ben de, “hayır” dedim. Bana, “biraz para kazanmak ister misin?” diye sordu. Ben de “evet” dedim. “Bak! dedi. Benim ilkokula giden bir oğlum var. Biliyorsun Perşembe günleri okul tatildir. Sen Perşembe günleri sabah öğlene kadar bizim eve gel ve bu çocuğa İslâm’a dair ne biliyorsan anlat; Hristiyan olmasın! Ben de onun karşılığında, kitap alabilecek kadar para veririm” dedi. Ben de kabul ettim ve Perşembe sabahları Mukrî Bey’in evine gitmeye başladım.
Henüz yorum yapılmamış.