Sosyal Medya

Güncel

Ömer Lekesiz: Kudüs’teki yıkımın yeni aşamaları

Ömer Lekesiz- Yeni Şafak



Albayrak Medya’nın Reklam Piri Åžirketi’nce Kudüs’e götürülen bir grupla birlikte üç gün önce Kudüs’teydim.
 
Reklam sektöründen duayen isimlerin yer aldığı bu grupla Kudüs ve çevresini yeniden gezme ve ABD’nin Kudüs’ün tamamını Ä°ÅŸgalci Ä°srail’in baÅŸkenti sayma giriÅŸiminden (2017) sonraki deÄŸiÅŸmeleri yerinde görme imkânı buldum.
 
Grubumuzdan Kudüs’ü ilk görenlerin heyecan, Ä°srail iÅŸgalinin kutlu topraklarda yol açtığı travmaya ÅŸahitliklerinin onlarda uyandırdığı hayret, anlatılmayı öncelikle hak ediyordu. Bu maksatla masama oturduÄŸumda, Anadolu Ajansı’ndan ekrana düÅŸen, kardeÅŸim Esat Fırat’ın bir sıcak haberi konumun menzilini deÄŸiÅŸtirdi.
 
Haber, Mescid-i Aksa’nın güneyindeki Silvan Mahallesi’nde yer alan ve Yahudilere göre kutsal olan Silvan Havuzu’ndan (Breikhat HaShiloah) Harem-i Åžerif’in Burak (AÄŸlama) Duvarı’na çıkan bir tünelin açılışıyla ilgiliydi.
 
Kudüs’ün eski ÅŸehir olarak isimlendirilen alanı ve periferisi tünellerle örülüdür. Eski zamanların etkili korunma araçlarından biri olan bu tünellerin yapımı, kadim zamanlardan baÅŸlanılarak, Osmanlı’nın son zamanlarına kadar sürdürülmüÅŸtür.
 
Bu manada, zaman içinde toprak kaymalarıyla belli bölümleri kapanmış olan kimi tünellerin açılması çok da önemli bir haber deÄŸildir. Ancak söz konusu tünel açılışının, ABD’nin Orta DoÄŸu Özel Temsilcisi Greenblatt ile ABD’nin Ä°srail Büyükelçisi Friedman tarafından, çok sayıda Ä°srailli milletvekili ve bakanın katılımıyla gerçekleÅŸtirilmesi bakımından son derece önemlidir.
 
Ä°lgili haberi ilk etapta, Yahudilerde yerleÅŸik olan korku içinde yaÅŸama kültürünün yeni bir sonucu olarak okumak da mümkündür. Zira, Harem-i Åžerif’in Batı (Burak) duvarı, Yahudi ÅŸeriatının bidatı (adı üstünde, AÄŸlama Duvarı) olarak MS 70 yılından beri Yahudilerin ibadet kastıyla toplandıkları bir yerdir.
 
Roma komutanı Titius’un Herod tarafından yapılan ikinci tapınağı, “üzerine ekin ekilecek tarlaya dönüÅŸecek ÅŸekilde” yıkmasının anısına, onun hatırlanmasından ibaret olan bidat ibadeti yapmak üzere orada toplananların, olası bir tehlike durumunda Sivan’a tahliye edilmeleri, yeni açılan mezkur tünelle mümkün hale getirilmektedir.
 
Bu okumayla ilk bakışta insani bir kaygıyı ihtiva ediyor gibi görünen haber, aslında ABD’yi temsil eden Greenblatt ve Friedman’ın varlığıyla, hem Ä°srail’in Kudüs’ü iÅŸgalindeki ABD korumasının boyutunu, hem de Ä°srail’in Kudüs’ü yeraltından da iÅŸgal ediÅŸindeki pervasızlığı açıkça göstermektedir.
 
Dolayısıyla Ä°srail’in mezkur haberde örtülü olan mesajı bu yolla açık hale gelmekte, bu vesileyle Ä°srail, Eski Åžehir olarak Kudüs ve Harem-i Åžerif’in, yerüstü itibariyle bir Corpus Separatum’a konu olasa da, yeraltı ve gökyüzü itibariyle kendisinin hakimiyetinde olduÄŸunu söylemektedir.
 
ABD’nin koruması altında Ä°srail iÅŸgalinin geldiÄŸi bu yeni safhayı, “Ä°srail, Harem-i Åžerifin altını oyuyor, oradaki camileri komple yıkacak” ÅŸeklinde bir ajitasyonla izah etmek, asıl konuyu geçiÅŸtirmekten ibaret olacaktır. Zira, söz konusu safha bir yıkımın deÄŸil, bin yıkıma bedel olan bir zoraki hakimiyetin göstergesidir.
 
Öte yandan, söz konusu hakimiyeti sadece maddi deÄŸerlere yönelik kısmıyla görmek ve anlamak da ayrı bir yanlışlığın mahsulüdür. Bu manada Ä°srail’in Arapça’yı saf dışı ederek, iÅŸgal ettiÄŸi mahallerde Ä°branice’yi öne çıkaran tutumu, Åžehitler (Åžam) Kapısı’ndaki zorbalığının fevkinde bir iÅŸgalci tutumdur.
 
BilindiÄŸi üzere Ä°srail, dünyanın muhtelif yerlerinden devÅŸirilmiÅŸ Yahudilerden oluÅŸmaktadır. Mustavtin Yahudileri’nin özelliÄŸi, devÅŸirildikleri beldelerin dillerini konuÅŸuyor olmaları nedeniyle, çok dilli olmalarıdır. Devlet’in kadim ÅŸartlarından biri dil birliÄŸidir. Ä°srail, kabileden devlet olamayacağını bildiÄŸi halde, en azından ABD’nin müstahkem bir vilayeti olabilmek adına, Ä°branice’yi Mustavtin Yahudileri’nin ortak dili olarak benimsetmeye büyük gayret göstermektedir. Yön tabelaları, mekan, cadde ve sokak adları, 2017 yılındaki zoraki baÅŸkentlik kararından itibaren Ä°branice olarak yazılmaya baÅŸlanmış, önceki Arapça ve Ä°ngilizce yazımlar atılmıştır.
 
DoÄŸu Kudüs de aynı operasyona tabidir, sadece büyük bir tepkiye neden olmamak için, süreç burada daha yavaÅŸ iÅŸletilmektedir. Bilvesile ÅŸu hakikati hatırlatmamızda yarar vardır: Yıkılan bir camiyi birkaç yılda yeniden yaparsanız ama yıkılan bir kültürü bin yıldan önce yeniden inÅŸa edemezsiniz.
 
Daha onlarcasından söz edebileceÄŸimiz bu yıkımlar, Harem-i Åžerif’in yıkılmasından daha az etkili deÄŸildir. Ne var ki sembollerin savaşına takılıp kalan fevri tutumlar, Müslüman kültürün yok edilmesine mahsus söz konusu projeleri gereÄŸince deÄŸerlendirmekten ve dolayısıyla Ä°srail (ABD) iÅŸgalinin Filistin’deki, Kudüs’teki gerçek yıkımı görmekten ve göstermekten acizdir.
 
Yazımın başındaki grup ziyaretimize tekrar dönecek olursam, biz üç gün önce oradaydık ve her ÅŸartta orada olmaya da inÅŸallah devam edeceÄŸiz. Yakin bilgi, görülerek elde edilebilen bir bilgidir. Grubumuzun zikrettiÄŸim baÄŸlamda yakin bilgisine neden olan Abdullah Hanönü ile kıymetli ekibine ve o yakin bilgiyi fazlasıyla hak ederek, doÄŸru anlayışları ve anlatışlarıyla bunu her durumda teyit edip, bana da rehberlik eden deÄŸerli yol arkadaÅŸlarıma teÅŸekkür ediyorum.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.