Güncel
Mehmet Acet: Neden böyle oldu?
Follow @dusuncemektebi2
Mehmet Acet- Yeni Åžafak
Ä°ngilizler literatüre “elephant in the room/ odadaki fil” diye bir tabir kazandırmışlar.
DiÄŸer detaylarla örtülmesine izin vermeden öncelikle bariz gerçeÄŸi görme anlamına gelen bir deyiÅŸ.
23 Haziran ile ilgili bariz gerçek nedir?
CHP’nin adayı Ekrem Ä°mamoÄŸlu’nun 3 ayı bile doldurmayan bir zaman dilimi içerisinde oylarını çok güçlü bir ÅŸekilde artırması, miktar olarak 800 bin, oran olarak yüzde 9 puan farkla net bir galibiyet elde etmesi.
Neden böyle oldu sorusuna ÅŸimdi gelebiliriz.
Yaygın olarak dillendirilen, seçimlerin yenilenmesi kararının en temel faktör olduÄŸu görüÅŸüne katılıyorum.
Elimizde bu fikri destekleyecek veriler de var.
AK Parti, 6 Mayıs’tan sonra yaptırdığı ilk ankette Ä°mamoÄŸlu ile Yıldırım arasında yüzde 11’lik bir fark olduÄŸunu tespit etmiÅŸti.
Sonradan belki de meselenin içine biraz da “wishfull thinking/ temenniye dayalı” duyguların da girmesi nedeniyle bu farkın istikrarlı bir ÅŸekilde kapandığına inanıldı.
Hatta son gün yapılan araÅŸtırmalarda Yıldırım’ın bir puan öne geçtiÄŸi bile söylendi.
Ama iÅŸin aslı, 6 Mayıs’tan itibaren devam eden zaman dilimi içerisinde seçmen tutumunda gözle görülür bir deÄŸiÅŸim olmamış, o tarihte oluÅŸan kanaatler ve verilen kararlar, 23 Haziran’a kadar korunmuÅŸtu.
Kampanya dönemi diye bildiÄŸimiz 47 günlük vakit içerisinde gördüklerimizin de ‘vakit öldürmekten’ ibaret olduÄŸu anlaşılıyor.
Seçimlere iki hafta kala, Optimar’dan Hilmi DaÅŸdemir ile konuÅŸtuÄŸumda aradaki farkın 7,5 olduÄŸunu söylemiÅŸti.
Bunu niye paylaşıyorum?
6 Mayıs’tan sonra seçim takvimi yaklaÅŸtıkça aradaki farkın hızla kapandığı fikrini çürüttüÄŸü için.
Seçim tahminlerinde isabet oranı yüksek olan DaÅŸdemir, buna yakın bir sonuç beklediÄŸini o konuÅŸmamızda bana söylemiÅŸti.
Konda’nın seçimlere iki gün kala açıkladığı ‘seçim eÄŸrisini’ gösteren tabloda da seçmen tercihinin Mayıs ayından itibaren düz bir çizgi halinde kaldığı görülüyordu.
Yani son hafta yaÅŸananlar (Öcalan’ın HDP mesajı vs.) tabloyu lehte ya da aleyhte deÄŸiÅŸtirmemiÅŸti.
Bu noktada ÅŸöyle bir soru karşımıza çıkıyor?
23 Haziran’da oluÅŸan farkı, yüzde 9’luk bir kesimin salt YSK’nın Ä°stanbul kararına verdiÄŸi bir tepki olarak, ‘bundan ibaret bir çıktı’ olarak mı görmeliyiz?
Yoksa AK Parti’ye ait ana gövdeden kopan, bir daha dönmesi de zor görünen bir parça olarak mı?
Bu iki soru ilk bakışta birbirinin alternatifi gibi gözükse de, iç içe geçen yönlerinin olmadığını da söyleyemeyiz.
Yani bu yüzde 9’un içerisinde salt o gerekçeyle hareket edenler olabileceÄŸi gibi, baÅŸka baÅŸka gerekçelerin hepsini birden kafasında toplayıp Ä°mamoÄŸlu’na yönelenler de olacaktır.
‘Baskı’ unsurunun 1 Kasım 2015’ten itibaren yapılan bütün seçimlerde sonuçlar üzerinde tayin edici bir rolünün olduÄŸunu düÅŸünüyorum.
Bu cümleyi iktidarın seçmen üzerinde kurduÄŸu baskıdan ziyade, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası olup bitenlerin, 15 Temmuz dahil olmak üzere bütün o yaÅŸanmışlıkların, yani yarına dönük fiili endiÅŸe üreten geliÅŸmelerin seçmen üzerinde oluÅŸturduÄŸu psikolojik baskıya atıfla kullanıyorum.
-Suriye gibi mi oluruz?
-Venezüella gibi mi oluruz?
-Çocuklarımız, torunlarımız yapacağımız tercihler nedeniyle yangın yerine dönmüÅŸ bir ülkede mi yaÅŸamak zorunda kalacaklar?
-VereceÄŸimiz oylarla desteklememiz halinde daha iyisini yapabilecek bir aktör/parti var mı?
Milyonlarca kiÅŸinin oy vermeye giderken bu türden soruları aklının bir köÅŸesinde tuttuÄŸu gerçeÄŸini bir kenarda tutabilir miyiz?
Yerel seçimler olmasına raÄŸmen 31 Mart’ta da bu duygunun bir karşılığı vardı.
Pazar günü tekrarlanan Ä°stanbul seçimi ise, Kasım 2015 seçimlerinden itibaren yapılan bütün oylamalardan bu anlamda bir istisna olarak ayrışıyor.
Bir baÅŸka deyiÅŸle ‘dengeleme/ders verme’ arzusunu canlı tutan ama memleketin yarınlarına dönük tehditler nedeniyle bu arzusunu sürekli bir ÅŸekilde erteleyen bir grup seçmen (Ä°stanbul özelinde bunu 800 bin kiÅŸi olarak düÅŸünebiliriz) 23 Haziran’ı kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak gördü.
Dün partisinin grup toplantısında konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan, “Nerelerde eksiklik, kopukluk, yanlışlık varsa bunları gidermenin yollarını arayacağız. Buna göre de atmamız gereken adımları kararlılıkla hayata geçireceÄŸiz. Milletimizin verdiÄŸi mesajları görmezden gelerek kulağımızın üzerine yatma lüksüne sahip deÄŸiliz” dedi.
Bu ifadeler, 31 Mart’tan sonra da gündeme gelen ama muhtemelen Ä°stanbul seçimlerinin tekrarlanması nedeniyle ertelenen muhasebe yapma/tespitte bulunma/adım atma iradesini güçlü bir ÅŸekilde ortaya koyuyor.
Ders çıkartılıp adımlar atıldığını görmek, sanıyorum en fazla geçmiÅŸte AK Parti’ye oy vermiÅŸ, sonradan baÅŸka adreslere yönelse de geri gelebilecek durumdaki kitleleri mutlu edecektir.
Henüz yorum yapılmamış.