Sosyal Medya

Güncel

Özlem Albayrak: Asıl problem seçim tekrarı mıydı?

Özlem Albayrak- Yeni Şafak



Seçim sonuçlarının belli olduÄŸu saatten bugüne, hemen her mecrada yapılan hararetli seçim yorumlarında, Ä°stanbul seçimlerinin tekrarlanması büyük hata olarak deÄŸerlendiriliyor, AK Parti’nin mızıkçılık edip seçim tekrarlattığı için bu sonuçlarla karşılaÅŸtığı söyleniyor. Buna göre, AK Parti seçim sonuçlarına itiraz etmeseydi, bundan daha iyi durumda olacaktı. Bana kalırsa öyle deÄŸil; AK Parti 31 Mart’ta da Ä°stanbul’u kaybetmiÅŸ gözüküyordu, 23 Haziran’da da Ä°stanbul’u kaybetmiÅŸ bulunuyor. Ne fark var?
 
Neredeyse 9 milyon seçmeni olan bir ÅŸehirde, iki aday arasında çok küçük bir fark varken, bir partinin sandık başındaki müÅŸahitlerinden gelen ıslak imzalı rakamlarla YSK’nın açıkladığı rakamların birbirini tutmaması soru iÅŸaretine sebebiyet verebilir. Yapılan itirazlar sonucunda, iki aday arasındaki oy farkı 29 binlerden 13 binlere iniyorsa ve geçersiz oylar yeniden sayıldıkça bu fark sürekli, sadece bir partinin adayı lehine kapanıyorsa, o partinin bu durumu “ÅŸaibeli” bulma hakkı vardır. Ä°tirazlar neticesinde oyların sadece yüzde 10’u sayılmışken bile iki aday arasındaki farkın yarı yarıya kapanmış olması, o partinin tüm oyların yeniden sayılmasını talep etme hakkını doÄŸurur. Ve bu sadece hukuki deÄŸil, meÅŸru da bir talep olur. EÄŸer bu gerçekleÅŸmezse, yani oyların yeniden sayımı yüksek yargı tarafından reddedilirse, bu kez aynı siyasi parti yeniden seçim isteyebilir.
 
Bunun korkunç bir hata olduÄŸunu ve seçim tekrarının AK Parti’nin hezimeti anlamına geldiÄŸini söyleyenlerin yanıldığı nokta –bana kalrısa- burası. Zira, hata oyların yeniden sayılmasını ya da seçimin tekrarlanmasını istemek deÄŸildi. Sorun, bu konudaki ÅŸaibelerin ve bundan doÄŸan endiÅŸenin halka tercüme edilememesiydi. Ä°ki seçim arasında geçen süreçte, ne yapılıp edilip 31 Mart gecesi Yıldırım’ın oylarının nasıl olup da kaydırılırken Ä°mamoÄŸlu’nunkilerin yerinde kaldığı, nasıl olup da sadece AK Parti seçmeninin oylarının geçersiz sayılırken CHP’nin oylarının geçerli sayıldığı belgeli/kanıtlı, herkesin anlayabileceÄŸi ÅŸekilde ortaya çıkartılabilmeliydi, suç varsa suçlular da teÅŸhis edilmeliydi, bu yapılmadı. Yapılmadığı için de “çaldılar” söylemi sadece bir söylentiden, dedikodudan, ÅŸayiadan ibaretmiÅŸ gibi gözüktü.
 
Yani AK Parti’nin “halkın Ä°stanbul hakkında verdiÄŸi kararı beÄŸenmediÄŸi ve elindeki iktidarı kibirli bir üslupla kullanarak seçimi tekrarlattığı” görüntüsü oluÅŸtu. Oysa AK Parti’nin kurulduÄŸu günden bu yana alameti farikası, “milletin tercihine saygı duymak ve ülkedeki tüm vesayet unsurlarını bu karara saygı duymaya davet etmek”ti. Bunu öne çıkartarak “vatandaşın tek bir reyinin bile haksızca gaspedilmesi ihtimaline karşı çıkma ve bu seçimin ÅŸaibeden arındırılmasını isteme” görüntüsü yaratabilirdi, baÅŸaramadı. Bu içerik halka anlatılamadı; yine de bu, seçimdeki ÅŸaibenin ortadan kaldırılması için demokratik ve hukuki hakkı kullanmayı neden “affedilemez hata” saymamız gerektiÄŸini açıklamıyor.
 
Ben Ä°mamoÄŸlu ve Yıldırım arasında olduÄŸu söylenen 9 puanlık farkı rasyonel bulanlardan deÄŸildim, yanıldım. Silme AK Partili olan ve bundan 15 yıl önce bırakın parkları, sosyal tesisleri, yolları, peyzaj çalışmalarını filan, kaldırımları bile henüz yapılmamış görece periferi sayılabilecek bölgeleri ziyaret ettiÄŸimde, insanların “AK Parti Ä°stanbul’a yine hizmet vaat ediyor, oysa ÅŸimdiye kadar tek yaptıkları da oydu, inÅŸaattı. Her yer bina doldu, deprem olsa toplanacağımız yer yok” diye söylendiklerini ve benzerlerini duymuÅŸ ama bunun Ä°stanbullu’nun ortak görüÅŸünü yansıttığını düÅŸünmemiÅŸtim. SokaÄŸa çıkıldığında durum az çok gözlemlenebiliyordu ama yine de kıl payıyla da olsa AK Parti’nin öne geçeceÄŸi düÅŸünülebilirdi, en azından ÅŸimdiye dek hep öyle olmuÅŸtu.
 
Ä°stanbul’un 23 Haziran’da açık ara kaybedilmesiyle de, 31 Mart’ta da bu kadar dramatik olmasa da AK Parti’nin düÅŸüÅŸ emaresi göstermesiyle ilgili pek çok tahlil yapılabilir. Partide bu tahlillere kaynak teÅŸkil edebilecek o kadar sorun var ki, ErdoÄŸan sonuncu sırada bile yer almaz. Oysa 23 Haziran’dan sonra gözlerin ilk döndüÄŸü isim CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan oldu. Ağızlar “Åžöyle söylemeseydi, böyle davranmasaydı” diye açılıyor, hem “AK Parti, MHP ile ittifak kurmasaydı” deniliyor, hem de “Bebek katilinin mektubunun ortaya sürülmesi, AK Parti’yi bitirdi” yorumları yapılıyor.
 
31 Mart’ta AK Parti’ye kaybettirenin “beka” söylemi olduÄŸunu iddia edenler, 23 Haziran öncesinde beka söyleminden vazgeçilmesine ve ErdoÄŸan neredeyse tamamen geri planda durmasına raÄŸmen, lafı yine ErdoÄŸan’a getirecek bir bahane bulabiliyor. AK Parti’nin politikalarını ve söylemlerini ErdoÄŸan belirliyor doÄŸru; ama AK Parti ErdoÄŸan’dan ibaret deÄŸil, kontrolden çıkacak denli büyümüÅŸ ve biraz da zafer rehavetine kapılmış kadrolarıyla eskimeye yüz tutmuÅŸ bir yapı.
 
AK Parti’nin ilk defa olarak Ä°stanbul’u kaybetme ihtimali belirince, partinin ileri gelenleri paniÄŸe kapılmış ve hata yapmış gibi gözüküyor, ama 31 Mart’ta da durum bu kadar dramatik olmasa da çok iyi deÄŸildi. Neden seçim tekrarlandı diye azarlayacak birini aramak yerine, eskiden olup ÅŸimdi olmayanın peÅŸine düÅŸmek gerekiyor vesselam.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.