Sosyal Medya

Güncel

Türkiye'den Yunanistan'a tepki

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, Yunanistan Cumhurbaşkanlığının müftülüklere dair düzenlemeler içeren kararnamesine yönelik 'Yunanistan Lozan Barış Antlaşması’nı ihlal etmektedir.' ifadelerini kullandı.



DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan CumhurbaÅŸkanlığının müftülüklere dair düzenlemeler içeren kararnamesine yönelik bir soruya verdiÄŸi yazılı yanıtta, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'nun (BTTADK) söz konusu kararnameye bugün yaptığı açıklamayla güçlü bir tepki verdiÄŸini anımsatarak açıklamada belirtilen görüÅŸlerin DışiÅŸleri Bakanlığınca da paylaşıldığını aktardı.

Kararnamenin 2018 yılının AÄŸustos ayında gündeme geldiÄŸini ve Türk azınlığınca "haklı ve güçlü" tepkilerini çektiÄŸini dile getiren Aksoy, Yunanistan'daki Türk azınlığın Lozan Barış AntlaÅŸması'yla teminat altına alınan karşılıklılık temelindeki haklarının görmezden gelindiÄŸini belirtti.

Kararname ile müftülük kurumunun özerkliÄŸinin ortadan kaldırıldığına ve bu kurumun alelade devlet dairesine dönüÅŸtürüldüÄŸüne dikkati çeken Aksoy, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:

“Yunanistan, Türk azınlığın seçtiÄŸi müftüleri tanımayarak Lozan Barış AntlaÅŸması'nı ihlal etmektedir. Bu kere de yanlış uygulamalarını düzeltmek yerine müftülük makamını ve azınlık müftülerini yeni kurduÄŸu bir devlet dairesine baÄŸlamak suretiyle ihlallerini daha da vahim bir hale getirmektedir. Yunanistan'da müftülüklerin idari statü ve yapıları ile yargı yetkilerine iliÅŸkin kapsamlı düzenlemeler içeren söz konusu CumhurbaÅŸkanlığı Kararnamesi, azınlığın dini ve hayır kuruluÅŸlarını tesis etme ve yönetme hakkını teminat altına alan 1923 Lozan Barış AntlaÅŸması'na aykırıdır."

Kararnamenin Yunanistan'daki Türk azınlık tarafından kabul edilebilir bir yönü bulunmadığına iÅŸaret eden Aksoy, ÅŸu görüÅŸleri aktardı:

“Söz konusu düzenlemenin Yunanistan'ın Türk azınlığın sorunlarının çözümü için azınlık temsilcileriyle geniÅŸ kapsamlı ve samimi iletiÅŸim kurmak, görüÅŸlerini almak yerine sorunun kaynağını teÅŸkil eden, dini konulardan sorumlu devlet kurumlarının içinde özellikle Türklere baskı uygulayan çevrelerce gerçekleÅŸtirmesi, Yunan zihniyetinin iyi niyetten uzak olduÄŸunu kamuoyuna bir kez daha sergilemiÅŸtir. 

Yunanistan'ın yapması gereken, azınlığın seçtiÄŸi meÅŸru müftüleri tanıması ve yasadışı atanmış müftüleri dayatma konusundaki yanlıştan dönmesidir. Yunanistan'dan ayrıca beklentimiz, adlarında sadece 'Türk' kelimesi geçtiÄŸi için yasakladığı sivil toplum kuruluÅŸlarıyla ilgili Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulaması, azınlığın vakıf idareleri ve vakıf malları üzerinde tam söz hakkına sahip olmalarını temin etmesi, Yunan VatandaÅŸlık Yasası'nın ilga edilmiÅŸ olan 19. maddesi baÄŸlamında vatandaÅŸlıktan çıkartılan azınlık mensuplarını yeniden vatandaÅŸlığa alması, öte yandan azınlık anaokulları ve diÄŸer seviyelerde azınlık okulları açma taleplerini karşılamasıdır.”

Yunanistan'ın kendi Türk azınlığının dini özgürlüÄŸüne ve haklarına müdahaleci, olumsuz sicilini tekrar ortaya koyan bu geliÅŸmenin bir AB ülkesinde yaÅŸanıyor olmasının ayrıca endiÅŸe verici olduÄŸunu vurgulayan Aksoy, ÅŸunları kaydetti:

“Yunanistan'daki insan haklarının durumunu takip eden uluslararası ve bölgesel kuruluÅŸlar ile AB kurumlarını, Yunanistan'ın, Avrupa deÄŸerleri ve evrensel insan haklarıyla çeliÅŸen tasarrufları konusunda tarafsız incelemelerde bulunmaya davet ediyoruz. Türkiye, Yunanistan'daki Türk azınlığın haklı çıkar ve taleplerinin takipçisi olmaya devam edecek olup, azınlığın haklarında meydana gelecek geliÅŸmeler ikili iliÅŸkilerimiz üzerinde de olumlu etki yapacaktır.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.