Abdurrahman Dilipak: Küçükkaya soruları sızdırdı mı?

Bu yönde bir iddia var. “Taksim’de bir otelde buluÅŸtular” deniyor. Bir de fotoÄŸraf var.

Küçükkaya cevap vermeli. Bu buluÅŸma gerçekleÅŸti ise, “soruları vermedim” dese de inandırıcı olmayacak. Belki buluÅŸması gereken özel bir konusu olabilir. O zaman, bu anlamda bu görüÅŸmeye Noter davet edebilirdi. Bu tutanak tutulurdu. Hatta toplumun itibar ettiÄŸi güvenilir bir kiÅŸinin toplantıya tanıklık etmesi istenebilirdi. Birisi bir iddiada bulunuyorsa, Noter ya da müÅŸahid, “hayır bu konuda bir geliÅŸme olmadı” diyebilirlerdi.

Diyorlar ki Küçükkaya bir soru soruyor, Ä°mamoÄŸlu tam da o sorunun cevabı olan bir grafik panosunu gösteriyor. Yani her sorunun cevabı hazırlanmış, hatta masada o sıraya göre yerleÅŸtirilmiÅŸ. Çünkü o panoyu aramıyor.

EÄŸer böyle bir tezgâh varsa ve Ä°mamoÄŸlu’nun buna raÄŸmen bu kadar bir ÅŸey yapabilmiÅŸse yazık.

Bu iddia doÄŸru ise bu iddia Ä°mamoÄŸlu’nu da, Küçükkaya’yı da bitirir.

Burada bir soru çalınması deÄŸil, servisi sözkonusu. Bu ÅŸekli ile tam bir FETÖoperasyonu diyeceÄŸim ama, diyemem çünkü bu ismi teklif eden Binali Yıldırım’ın kendisi.

Küçükkaya eÄŸer soruları vermek istiyorsa, hatta sorunun cevabını da ekleyip vermek istiyorsa, bunun baÅŸka yollarını da bulabilirdi. Mesela nasıl oluyorsa, programdan bir gün önce soruları yazdığı bilgisayarı arızalanabilir servise götürür ve servistekiler soruları çalmış olabilirdi.

Hayır, biz ön bir görüÅŸme için “Binali Yıldırım beyden de randevu istedik, gerek yok dediler” diyor. Öyle olsa bile, karşı tarafla görüÅŸecekseniz, müÅŸahid olarak bir danışmanı o toplantıya çağırmanız gerekirdi. Karşı taraftan bir müÅŸahid yoksa, söylenen ÅŸey “ikrar” anlamına gelir. Konuyu “ÅŸaibeli” hale getirir.

Daha temiz bir iÅŸ, hackerler bilgisayarına girer, soruları kopyalar ve Ä°mamoÄŸlu’na cevabı ile birlikte servis edebilirlerdi. FETÖ’nün kripto elemanları için bu hiç de zor bir iÅŸ olmazdı. Küçükkaya da bu ÅŸekilde itibarını kurtarmış olur, hem de maÄŸdur rolü oynardı.

Ä°mamoÄŸlu da mesela ÅŸöyle  bir açıklama yapabilirdi. Bana sosyal media üzerinden birçok kiÅŸi, ÅŸu soruları sorabilir diye bilgi notu gönderdi. Hatta biri Küçükkaya’nın son 6 günlük konuÅŸma ve yazılarını incelemiÅŸ, onun sorduÄŸu soruların özetlemiÅŸ, diye bir ÅŸey söyleyebilirdi. Hani bir de rüya senaryosu yazacağım ama inandırıcı olmaz. Ä°mamoÄŸlu CHP’nin adayı olunca “Hocanın biri” diye baÅŸlasam uymaz. Adamın biri rüyasında Mustafa Kemal’i görür. Ä°smet PaÅŸa ile görüÅŸüyorlar. Mustafa Kemal Ä°smet PaÅŸa’nın kulağına eÄŸilir, biraz da yüksek sesle, hani kulağı iyi duymuyor ya, “Bizim Ä°mamoÄŸlu’na söyleyin de dersine iyi çalışsın. Åžu sorulara cevap hazırlasın, ÅŸu sorular sorulmasa bile, kendi bir fırsatını bulup, ÅŸunları söylesin, beni fazla karıştırmasın ÅŸimdi” diyesiymiÅŸ. Böyle bir rüyaya bile inanan çıkar ha!

Ä°ÅŸin içine komplo, kripto iÅŸler, istihbarat oyunları, ezoterizm, ne katarsanız, bu yalan da olsa, birilerinin amaline hizmet edecekse, birileri ona inanmış görünür, alır ve dağıtır.

Sahi, Ä°mamoÄŸlu ÅŸu vali konusunu yüzüne gözüne bulaÅŸtırdı ki. Niye bu iÅŸi uzattı. Sonra niye agresif bir tepki verdi. Özür dilerim, aÄŸzımdan kaçtı. Heyecanlı bir insanım, Vali beyi ziyaret edeceÄŸim. Daha dikkatli olmalıyım... Ä°nan kazanırdı. Ya da söyledin, oldu bir kere, özür dilemek de istemiyorsun. Tamam söyledim, yine söylerim de. Bakın bu iki tavır da kendine puan kazandırırdı. Ben 2’ncisini doÄŸru bulmam. Ä°nsan hata yapmışsa, ya da bir yanlış anlama, ifade sözkonusu ise özür dileyebilmeli. Özür dilemek de affetmek de erdemdir.

Yok canım, bunlardan ne köy olur ne kasaba.. “Yalan söylemiyorum” havaları ile mahalleye gaz vererek bir sıçrar, iki sıçrarsınız, sonra suçüstü olursunuz. Artık gizli bir ÅŸey yoook! Yukarıdaki komplo teorilerini boÅŸuna yazmadım.. Kimin ne halt ettiÄŸi belli. Öyle “mal varlığınızı açıklar mısınız” sorusu da çanak. Bir defa minareyi çalan kılıfını hazırlıyor. Bu iÅŸi yapanlar kendini saÄŸlama almak için her kesimden birileri ile menfaat birliÄŸi de saÄŸlıyorlar. Yani bir dehÅŸet dengesi oluÅŸturuluyor. Geçin bunları. Cep telefonu, bilgisayar kullanıyorsanız, ya da bunların olduÄŸu yerde sır yok. Gizli bir ÅŸey yok. Bilen biliyor.

Adayların karşılaÅŸmasını kimileri demokrasi, diyalog ve hoÅŸgörü diye iyi bir baÅŸlangıç diye överken, kimileri “gizli buluÅŸma”, toplantı sırasında “öksürükle haberleÅŸme” bir komplo ve kirli bir ittifaktan söz ediyorlar.

Bakın, bir iki yıl içinde, “deep web” üzerinden bir arama motoru gibi, yapay zekalı arama motorları, size bu tür “bu iÅŸleri bilen herkesin bildiÄŸi sırlar”ı ortaya çıkarabilecek. “Wayback Machine” sizin web sitelerinizden sildiklerinizi hemen geri getiriyor. Ä°stediÄŸiniz kadar inkar edin, arÅŸiv gerçeÄŸi ortaya çıkarır.

Bir Tv programından bu kadar tartışma çıkarılıyorsa, göreceksiniz bu seçimden sonra YSK hemen karar veremeyecek. Tv programında bir Sayıştay raporundan söz edildi, Sayıştay 2. açıklamayı yapmak zorunda kaldı. Bu iÅŸe kim dokunursa, bu tartışma onu da içine çekiyor. Seçim sürecinde YSK’dan sonra Sayıştay da bu tartışmaya katıldı. Bana kalırsa yargıyı bu konuda kıskançlıkla korumamız gerek. Yargı da bu konuda daha dikkatli davranmalı, bir açıklama yapılacaksa, kısa, öz, “efradına cami, aÄŸyarına mani” olmalı. 

Neyse, sabır! Åžunun ÅŸurasında fazla bir zaman kalmadı. Seçim geçecek ama tartışması bitmeyecek.

Bu tartışmaların seçmeni yorduÄŸunu söylemeliyim. Siyasete duyulan güven düne göre bugün daha da azaldı. Bugün, düne göre toplum daha çok kamplaÅŸtı ve karşıt grublar arasındaki öfke katsayısı daha da arttı. Basın da itibar ve güven kaybına uÄŸradı. STK’lar, vakıf, dernek, oda, sendika gibi kuruluÅŸlara yönelik de ciddi bir güven kaybı var. Siyaset bunların üzerinden yükselir. Bunlar yara aldığı, zarar gördüÄŸü bir yerde siyaset yükselemez. Bunlar “U Borusu” gibi birbirine baÄŸlıdır.

Aslında hepimiz, el birliÄŸi ile bindiÄŸimiz dalı kesiyoruz. Ä°nÅŸallah seçimden sonra süreç bu ÅŸekilde daha uzun bir süre devam etmez. Selâm ve dua ile.