ERHAN AFYONCU / SABAH
Ä°mparatorluÄŸun ilk üç asrında dünyanın en önemli askeri gücünü oluÅŸturan Osmanlı ordusu, 17. yüzyıldan itibaren deÄŸiÅŸen askeri sistemlere ayak uydurmak için imparatorluÄŸun son 300 yılını ise arayışlarla geçirdi. Yüksel Çelik'in "Hüsrev Mehmed PaÅŸa" isimli tezi, Gültekin Yıldız'ın "Neferin Adı Yok", Faruk Ayın'ın "Osmanlı Devleti'nde Tanzimat'tan Sonra Askeralma Kanunları" isimli eserleri, Erik Jan Zürcher'in editörlüÄŸünü yaptığı "Devletin Silâhlanması" isimli kitap ve Mehmet Vurmaz'ın "Osmanlı'dan Cumhuriyete Askere Alma Sistemi" isimli tezinde askere alma sistemimizle ilgili maceramız teferruatlı olarak bulunabilir.
12 YIL ASKERLÄ°K
Yeniçeri Ocağı'nın 1826'da kaldırılmasından sonra Asâkir-i Mansure-i Muhammediye adı altında yeni bir ordu kuruldu. Her ne kadar padiÅŸahın fermanı ile yeni ordunun esasları tespit edilmiÅŸse de askere almada tam bir sistem yoktu. MaaÅŸ karşılığı 12 yıl askerlik yapılacaktı. Nizâm-ı Cedid döneminde üç yıl olan askerlik süresi dört katına çıkarılmıştı. Bu süre askerlik yapacak kiÅŸileri evlilik dahil sivil hayattan uzun süre uzak tutacaktı. Askerlikten ayrılabilmek, varisi olduÄŸu kiÅŸinin ölmesiyle tarlayı iÅŸleyecek kimse kalmaması ve yetimlere bakacak bir akrabasının olmadığı durumlarda söz konusuydu. SavaÅŸ hali olmadığı dönemlerde her beÅŸ askerden birisi memleketi yakınsa 6 ay, uzaksa 8 ay sıla izni alabiliyordu.
Askerler daha önceki askeri birliklerde olduÄŸunun tersine baÅŸka bir iÅŸle uÄŸraÅŸamıyordu. Hizmet bitince emeklilik maaşı baÄŸlanacaktı. Ancak verilen maaşın azlığı yüzünden istenilen netice alınamadı. Mevcut askerlerin haricinde savaÅŸ sırasında yaşı uygun olanlar da mecburi olarak askere alınırdı. Sistem yeterli olmayınca yeni çıkarılan kanunlarla askere almaya bir düzenleme getirilmeye çalışıldı.
SÄ°STEM KURULAMADI
1846 tarihli Kur'a Kanunu ile askere alma iÅŸlemlerine bir düzen getirildi. Askerlik süresi 5 yıldı. Bölgenin ileri gelen yöneticilerinin nezareti altında nüfus sayımı yapılmış yerlerde yaşı 19-20 olanlar arasında kur'a çekilerek askere alınanlar tespit edildi. Gitmek istemeyenler bedel-i ÅŸahsî adı altında kendi yerlerine askere gidecek olanları tespit ederlerdi. Yerine gidecek birisini bulamayan ise bedel-i nakdî adı altında belirli bir miktarda para verirlerdi. Ancak gayrimüslimlerin askere gitmek istememeleri, kanundaki askere gitmede muaf grupların fazlalığı ve uygulamalardan doÄŸan noksanlıklar yüzünden askere alma baÅŸarılı olamadı. Medrese talebeleri, üst düzey bürokrasisi, ailesine bakacak kimsesi olmayanlar vs. gibi birçok grup askere gitmiyordu.
1846 kanunundaki aksaklıkları düzeltmek için 1870 ve 1886'da yeniden askere alma kanunları çıkarıldı. 1886'da askerlik süresi 6 yıl olarak belirlenmiÅŸti. Muafiyetler azaltıldı. Ancak istenilen netice yine alınamadı. Özellikle gayrimüslimler askerlik yapmamak için çeÅŸitli bahanelere sığındılar.
HERKES ASKERE
1908'de yeni bir askere alma kanunnâmesi hazırlandı ama siyasi ortamdan dolayı kanun çıkarılamadı. Ancak dünya savaşına doÄŸru 12 Mayıs 1914'te "Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-u Muvakkatı" adıyla geçici bir askere alma kanunu çıkarıldı. Bu kanunla ülkemizde zorunlu askerlik baÅŸladı. Kanunun birinci maddesine göre "Osmanlı hanedanının üyeleri dışında kalan tüm tebaa için askerlik hizmeti zorunlu kılınmıştı". 18 ile 45 yaÅŸ arasındaki her erkek askerlik yapmakla mükellefti. Askerlik süresi görev yapılan birliklere göre deÄŸiÅŸiyordu. Piyade sınıfında süre 2 yıl olarak belirlenmiÅŸti. Önceki kanunlardan doÄŸan eksiklikler iyi tespit edildiÄŸi ve seferberlik ilan edildiÄŸi için Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda askerlik yapanların sayısı çok büyük rakamlara ulaÅŸtı. Tarihimizde ilk defa 2.850.000 kiÅŸiyi askere aldık.
1914 tarihli kanun, Millî Mücadele dönemi ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında da uygulanmaya devam etti. Cumhuriyet'in ilanından sonra 1927'de yeni bir askere alma kanunu kabul edildi. Bu kanun daha sonra onlarca deÄŸiÅŸiklikler yapılarak günümüze kadar uygulandı.
Ä°LK OSMANLI ORDUSU
Osmanlı BeyliÄŸi'nin askeri gücü baÅŸlangıçta diÄŸer Anadolu beylikleri gibi aÅŸiret kuvvetlerinden oluÅŸuyordu. Orhan Gazi devrinde (1324-1362) Vezir Alaeddin PaÅŸa ve Çandarlı Kara Halil tarafından Türk köylülerinden vergi muafiyeti ve seferde günde 2 akçe maaÅŸ verilmesi karşılığında yaya ve müsellem (süvari) adı altında bir askeri teÅŸkilat oluÅŸturuldu.
Osmanlı fetihleri artıp, bu birlikler, ihtiyaca cevap vermeyince Hristiyan esirlerden istifade edilerek I. Murad devrinde (1362-1389) bazı Avrupalı yazarların, "ÅŸeytan icadı" diye adlandırdıkları Kapıkulu Ocakları kuruldu. Yeniçeri, kapıkulu süvarileri ve topçular gibi birliklerden oluÅŸan kapıkulu askerleri tam profesyonel askerlerdi.
ZORUNLU ASKERLÄ°K FRANSIZ Ä°HTÄ°LALÄ°'YLE YAYILDI
Osmanlı'da profesyonel askerlik varken Avrupa ordularında paralı askerler ve asillerin gönderdiÄŸi birlikler ağırlıktaydı. Osmanlı ordusu 100 bin kiÅŸilik bir büyüklüÄŸe ulaşırken Avrupa ordularının çoÄŸu 25-30 bin kiÅŸiyi geçmiyordu.
Aristokratlar komutan ve onların adamları da askerleriydi. 17. yüzyılda Fransa Kralı XIV. Louis aristokratları sarayında topladı ve asillerin askerlerinden büyük bir ordu meydana getirdi.
Fransa'da profesyonel askerlik Fransız Ä°htilali'nin bir sonucudur. Ä°htilal yüzünden Avrupa'da savaÅŸ çıkınca "Levee en masse" olarak bilinen ve kitlelerin topluca askere alınmasını öngören kanun 23 AÄŸustos 1793'te Milli Konvansiyon'da kabul edildi. Bu kanuna göre bütün vatandaÅŸlar askerdi. Genç erkeklerden savaÅŸmaları evli erkeklerden nakliyata ve mühimmat teminine yardımcı olmaları, kadınlardan üniforma ve çadır dikmeleri, çocuklardan bez toplamaları, yaÅŸlılardan ise meydanlarda toplanmaları isteniyordu. Bu uygulama Fransız Ä°htilal SavaÅŸları boyunca geçerliliÄŸini korumuÅŸtu. Bu durum Fransız ordusunun çok büyük bir sayıya ulaÅŸmasını saÄŸladı. Bu yeni sistem Fransa'dan sonra Kıta Avrupa'sına da yayıldı.
Henüz yorum yapılmamış.