Güncel
Fatma Barbarosoğlu: Babalar oğullarına ne öğretir?/Oğullar babalarından ne öğrenir?
Follow @dusuncemektebi2
Fatma BarbarosoÄŸlu- Yeni Åžafak
Haziran ayı boyunca baba temalı reklamlar döndü. Malum tüketimi babalar üzerinden canlandırma günleri. Reklamların yaÅŸlı babaları yabancı uzak ve iletiÅŸimsiz.
Babalar, oÄŸulların hayatına deÄŸmez dokunmaz mı? Yoksa durmadan tekrarlanan “reklam dili” ile geçmiÅŸimizi o reklamın izleÄŸinde yeniden inÅŸa ederek babalarımızdan uzaklaşıyor muyuz? Babalarımızın kendi dili üzerinden yaÅŸadığımız hikayeyi sıfırlıyor muyuz?
OÄŸulların babalarına dair hikayeyi ne kadar sıfırladıkları ya da ne kadar muhafaza ettiklerini öÄŸrenmek için sosyal medya hesabımdan “Babanızdan ne öÄŸrendiniz?” diye sordum.
Önce ahlaki erdemleri sıraladılar. Sabır, tevekkül, saygı, hürmet, helal lokma.
Bütün bunları nasıl öÄŸrenmiÅŸlerdi? Sorumu somutlaÅŸtırdım. Babanızdan öÄŸrendiÄŸiniz iÅŸ dedim. Ä°ÅŸte o zaman bizim hikayemizin damarını yakaladık. Günlerdir oÄŸullar babalarından öÄŸrendiklerini ve dahi öÄŸrenemediklerini yazmaya/paylaÅŸmaya devam ediyor.
ÖÄŸrenilenler, paylaşılan ortak bir zamanda ve mekanda öÄŸrenilmiÅŸti, usta çırak iliÅŸkisi içinde. Birlikte iÅŸ yaparken sabrı, esnaf olarak kılı kırk yaran tartı titizliÄŸi ile helal lokmanın önemini, çalışma masasının çekmecesine konan seccade ile çalışırken namaz borcunu eda etmeyi unutmamayı, birlikte alış veriÅŸ yaparken karpuz seçmeyi, evin beklediÄŸi tamirat ve boya iÅŸlerini, çitçinin sahip olması gereken hüner ve yordamı, hayvanların dilini oÄŸullar babalarından öÄŸrenmiÅŸti. Sadece bir kiÅŸi babamdan kurban kesmeyi öÄŸrendim dedi.
Bir yazar arkadaşım, nasıl oluyor da sorulan bir soruya bu kadar itina ile günlerdir cevap veriyorlar dedi?
Soruyu soran verilecek cevabı önemsediÄŸi sürece herkes hikayesini açmak için sanki bir gün kendisine o sorunun sorulmasını bekliyormuÅŸ gibi davranır. Bu her zaman böyledir.
Sorunun ebesi merak, cevabın rehberi muhatabın dinleme estetiğidir.
Soru ÅŸu: Åžimdilik pek bize benzemeyen “reklamların rol model babaları” gün gelip bizim hikayemiz olduÄŸunda bu babalar çocuklarına ne öÄŸretecek? Hangi ortak zamanda ve hangi ortak mekanda?
II-
Babaların oÄŸullarına ne öÄŸretip/öÄŸretemediÄŸini Ahlat AÄŸacı filmi üzerinden “görmeye” ne dersiniz?. Bazıları için uzun bir film Ahlat AÄŸacı. Bu satırların yazarı için uzun deÄŸil. Lakin yorucu bir film. Hayat kadar yorucu.
Onca ÅŸiirsel sahneye o kadar kaba küfür eÅŸlik etmeseydi daha az yorulur muydum? Filmden çıktığımda ilk aklıma düÅŸen buydu. O küfürler o sahnelere hiçbir ÅŸey katmıyordu. O halde yönetmen neyi murat edinmiÅŸti?
Film bitti. Taksiye bindim. Sıkışan trafikte bütün araçlardan küfür sesi geliyordu. Ne ÅŸimdi bu? Algıda seçicilik mi? YaÅŸlı adamlar, delikanlılar, genç kızlar evet evet bazı genç kızlar birbirine abi diye hitap edip sonra bir erkeÄŸin bile kolayına aÄŸzına almayacağı küfürleri savuruyor.
Nuri Bilge Ceylan Ahlat AÄŸacı’nda bu kadar çok küfür kullanmamış olsa idi sanıyorum bendeniz için filmin etkisi çok daha derin olurdu.
Bütün o küfürleri parantez içine almayı baÅŸardığımda filmi baba-oÄŸul üzerinden izlemiÅŸ olduÄŸumu fark ettim.
Åžimdiye kadar bütün Nuri Bilge Ceylan filmlerinde-Üç Maymun hariç- aÅŸağı yukarı aynı ÅŸeyi yaÅŸadım. Film biter. Fakat seyredilen filmin üzerinden aÅŸağı yukarı 24 saat geçtikten sonra film esnasında seyredilmiÅŸ olan ama o an çok da altı çizilmemiÅŸ sahneler hayatın içinde yavaÅŸ yavaÅŸ açılır, açılan sahneler film zamanının içinden hayat zamanının içine taÅŸarak büyümeye devam eder.
Ahlat AÄŸacı filmi de öyle oldu. Filmi birlikte seyrettiÄŸim genç arkadaşım film biter bitmez konuÅŸmak istedi. Belki sonra konuÅŸuruz dedim.
Filmin üzerinden on saat geçmeden film zihnimde monologlar olarak akmaya baÅŸladı. Ä°lk gelen cümle babalar oÄŸullarına ne öÄŸretir cümlesi oldu.
Ä°dris babasından bir ÅŸey öÄŸrenememiÅŸti. Çünkü o öÄŸretmendi ve babasının hayat tecrübesi olarak öÄŸrendiÄŸi pek çok ÅŸeyi Ä°dris “bilimsel bilgi”ler eÅŸliÄŸinde reddetmiÅŸ fakat onun “bilimsel bilgi”leri köydeki hayatı düzenlemeye, “kurbaÄŸaların olduÄŸu yerde su da vardır” önermesini haklı çıkarmaya yetmemiÅŸti. Sonunda babasının hayatını bir emeklilik düÅŸü olarak tekrarlamaya devam etmiÅŸti Ä°dris.
“Eksik baba” olarak Ä°dris, kendi babasının hayatını tekrar etmekten baÅŸka bir tutunma noktası bulamamıştı.
Erkek ÅŸiddeti, erkeklik krizi kelimelerini 21. yüzyılda giderek daha çok duyacağız. Çünkü babalar, babalarından öÄŸrenemedikleri hayatı oÄŸullarına aktarabilecek basireti giderek daha fazla yitiriyor. Basiret kaybı ÅŸiddet üzerinden bir ifade arayışı neticesini doÄŸuruyor.
Soru ÅŸu: “Eksik babalar” kendilerini tamir etmek için popüler kültür resimlerine mi sığınacak? O zaman bir parça daha eksilmeye devam etmiÅŸ olmayacaklar mı?
Bir kredi kartı reklamının “eksik babası” olarak Kudret’i hatırlayın lütfen. Kazandıkları ile harcayacaklarının muhasebesini yapamayan Kudret her defasında karısının alaylarına ve oÄŸlunun rehberliÄŸine maruz kalmıyor mu?
Popüler kültür, özellikle de reklamlar tecrübenin izini tersyüz ediyor. Babalarından bir ÅŸey öÄŸrenmeyen oÄŸullar babalarına bir ÅŸey öÄŸretmek/dikte ettirmek için fazlasıyla didaktik ve buyurgan bir ton seçiyor. Babalar yalnız çünkü onlar babalarının geçim ekonomisini sürdürmeye devam edemezler. Babaların yalnızlığına karşılık oÄŸulların arkasında küresel ekonominin tüketim kodları var. OÄŸullar ancak baba oluncaya kadar kendilerini bir anlığına güçlü hissedecek. Her oÄŸul baba olduÄŸunda yenilgiyi en azından reklamların ve dizilerin dilinden illa ki tadacak/tadıyor.
Henüz yorum yapılmamış.