Murat Bardakçı: Bu kadar önemli bir programı böyle ruhsuz ve tatsız hâle getirebilmek büyük başarıdır
Follow @dusuncemektebi2
HaberTürk yazarı Murat Bardakçı, gazeteci İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde bir araya gelen CHP'li Ekrem İmamoğlu ve AKP'Li Binali Yıldırım ortak canlı yayınını değerlendirdi. Bardakçı, "Bu kadar önemli bir programı böyle ruhsuz ve tatsız hâle getirebilmek büyük başarıdır!" ifadesini kullandı.
Günlerden buyana beklenen ve “tarihî” olacağı söylenen program nihayet yapıldı, Binali Yıldırım ile Ekrem Ä°mamoÄŸlu TV’de biraraya gelip üç saate yakın ekranda kaldılar.
Sizleri bilmem ama ben formatın tuhaflığı ve maalesef moderatörün de bu alandaki tecrübe noksanı yüzünden hayatımın en tatsız, en ruhsuz ve en sıkıcı siyasî tartışmasını izledim! Dolayısı ile, sadece adı “tartışma” olan bu programın yapımcılarından, üç saat alacaklıyım!
Daha açık ÅŸekilde ifade edeyim: Tatsızlığın, ruhsuzluÄŸun ve sıkıcılığın sebebi format gereÄŸi cevaplara konan süre sınırlaması, böyle bir programı idare konusundaki tecrübesizliÄŸi daha ilk baÅŸta belli olan moderatörün heyecanı ve zaman takıntısı, soruları hazırlayanların bilmeleri gereken en basit bazı malûmata bile sahip bulunmamaları ve hattâ soru sormak ile saçmalamak arasındaki farkı da her nedense düÅŸünememeleri idi…
Meselâ, kamu görevlilerinin vermeye kanunen mecbur oldukları mal beyanını hatırlatıp Yıldırım ile Ä°mamoÄŸlu’na “Mal beyanında bulunur musunuz?” demek ve daha da vahimi “Seçim sonucunu kabul edecek misiniz?” diye sormak gibi!
Bu son soruya bak, süngüye davran! Binali Bey’in yahut Ä°mamoÄŸlu’nun ne cevap vermeleri bekleniyordu acaba? “Hayır ÅŸekerim, asla kabul etmeyeceÄŸim! Ä°lk sandık açılır açılmaz evdeki pompalı tüfeÄŸi kapıp sokaÄŸa fırlayacağım” demeleri mi?
Adaylara her soruya cevap için üçer dakika müddet tanınması kimin aklıdır bilmiyorum… Ama gözünü kronometreden bir türü ayırmayan moderatör süre sona erdiÄŸi anda telâÅŸa kapılıp beÅŸ defa “Peki!” ve belki de on defa “Tamam!” diyerek diÄŸer katılımcıya döndü, derken sürelerdeki saniyelik sarkmalar problem oldu ve Türkiye’nin en büyük ÅŸehrinin belediye baÅŸkanlığı seçimi “On beÅŸ saniye alacağınız var”, “Bir önceki sorudan yirmi saniyeniz kalmıştı, onu kullanabilirsiniz” seviyesine iniverdi!
HATIRLADIÄžINIZ ÇARPICI SÖZ VAR MI?
Moderatörü her iki adayın partileri seçmiÅŸ, formatı da herhalde yine partiler belirlemiÅŸti ama nedendir bilmem, bu tuhaf format Binali Bey ile Ä°mamoÄŸlu’nun programda karşılıklı konuÅŸmalarına izin vermiyordu!
Hani birisi ile mahkemelik olur ve hakimin karşısına çıkarsınız; dâvâ ettiÄŸiniz yahut sizi dâvâ eden adam ile lâf yarıştırmaya baÅŸladığınız anda hakim araya girip “Susun! Soruları sadece ben sorarım! Birbirinize lâf etmeyin, bir diyeceÄŸiniz yahut soracağınız varsa bana söyleyin, ben sorayım!” der ya, iÅŸte onun gibi…
Ve bu soÄŸuk formatın katılımcıları cendereye sokmasının neticesinde ortaya böyle ruhsuz ve yapılan konuÅŸmalardan da hatırda tek bir cümlenin kalmadığı bir program çıktı!
Televizyonlarımızdaki siyasî tartışma programlarının unutulmayan anları vardır. Meselâ 12 Eylül’ün ardından demokrasiye geçmeye çabaladığımız günlerde, 22 Ekim 1983’te yapılan TV programında yeni kurulan Halkçı Partinin Genel BaÅŸkanı Necdet Calp’in köprülerin ve KÄ°T’lerin satışı hakkında Turgut Özal’a hitaben “Satamazsınız beyefendi satamazsınız, lâfla satarsınız!” demesi hâlâ hatırlardadır ve bu sözler siyaset tarihimizin artık hoÅŸ bir hatırasıdır.
Süre takıntısı sebebiyle sözleri üç dakikada bir mutlaka kesen, esneklikten nasibini almayan ve katılımcıların birbirlerine tek kelime etmelerine bile izin vermeyen bir formatın bu programdan hatırda birÅŸeyler bırakmaması tabiidir. Bu yüzden adaylar da vaadlerini ve projelerini tam olarak ifadeye imkân bulamadılar; Ordu Valisi hakkında sarfettiÄŸi iddia edilen malûm sözü hakikaten söyleyip söylemediÄŸini Ä°mamoÄŸlu’na moderatör açıkça sormadığı için son günlerin bu önemli tartışmasında bir neticeye varılamadı ve Binali Bey’in veri kopyalama bahsinde kullandığı “devlet umûru” ifadesi de arada kaynayıp gitti.
Ama “Program buz gibi idi, hiçbir esnekliÄŸi yoktu” diye kimsenin hakkını yemeyeyim: Kapanıştan hemen önce çok büyük, hattâ dünya televizyonculuÄŸunda hem devrim hem de deprem sayılabilecek güçte bir espri yapıldı; moderatör katılımcılara “Nasıldım ama? Ä°ÅŸi iyi götürdüm mü? ModeratörlüÄŸümü beÄŸendiniz mi? Âdil miydim?” meâlinden birÅŸeyler soruverdi!
Zoraki ÅŸekilde tarafsız görünme hevesi son zamanların bu çok önemli siyasî tartışmasını tatsız-tutsuz hâle getirmiÅŸ, tecrübesizlik de ruhunu almıştır!
HABER TÜRK
Henüz yorum yapılmamış.