Sosyal Medya

Güncel

Abdurrahman Dilipak: Bakın illerin geleneksel isimlerinin yüzde 99’unun ismi Türkçe değil

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



 
Birileri fincancı dükkanına giren fil gibi.
 
Bu tartışmanın kime ne faydası var. “Rum”u tartışıyorsunuz da, “Rumeli” neresi? Ya da “Urumiye”?..
 
Kürdistan Mebusu, Lazistan Mebusu. Yahu Heyet-i Temsiliyede, 1. Mecliste ya da Misak-ı Milliyi kabul eden mecliste bunlar yok muydu?
 
Ä°sim olarak “Adanüs”e atfedilen Adana ya da “Kayzer”e atfedilen “Kayseri“ adını deÄŸiÅŸtirmeyeceksiniz umarım. Polonezköy’ü ne yapalım.
 
Bu kafa ile “Gavurdağı”nın adını “Nurhak dağı” yaptık. “Simon dağı” oldu “Saman dağı”!
 
Sahi madem el atıyorsunuz, “Augustos” adını da deÄŸiÅŸtirelim. Sahi “Mayıs” demek ne demek!. “May”dan mı alındı ya da iÅŸin “mayıs’ını mı çıkardık”! “Arz-ı Rum” adından çevirdiÄŸimiz ya da “Erzen-i Rum”dan dönüÅŸtürdüÄŸümüz Erzurum adı bu hali ile TürkleÅŸtirilmiÅŸ mi oluyor?!.
 
Rum, Yunan, Bizans, Konstantinapolis, hepsi birbirine karıştı.
 
Sahi, Fatih “DoÄŸu Roma Bizans’ın Ä°mparatoru” unvanını da taşımıyor mu idi!
 
Cüneyt Arkın bir “film çevirdi” Bizans “Kahpe” oldu!. “Bizans entrikaları”nı konuÅŸtuk da, “saray” varsa her zaman “entrika” da vardır. O güç ve serveti elde etmek, ona ulaÅŸmak isteyenler her türlü entrikayla imtihan olunurlar. Bu Mekke de olsa böyle, Endülüs de olsa böyle, Babür de olsa öyle! ErtuÄŸrul’un çadırı ya da Selçuklu sarayı, Osmanlı sarayı, Emevi ya da Abbasi fark etmiyor.
 
Bu Rum, Bizans, Konstantinapolis konusunda kafalar çok karışık.
 
Kur’an-ı Kerim’de Rum suresi var. Ahiyan-ı Rum, Baciyan-ı Rum, Gaziyan-ı Rum, Rumeli, Arz-ı Rum. Burası Bilad-ı Rum’dur. Asıl Roma burası, orası “Batı Roma”. DoÄŸu Roma’yı batının elinden kurtaran Fatih’tir. Katolik gelenekten gelen Ä°talyan sanatçı Donizetti, Zonaro gibi isimler, “bizim Roma”yı batıya tercih etmiÅŸtir. Osmanlı fetihlerini, adaletini, müziÄŸini savunmuÅŸturlar.
 
Biz ne Fatih’i anlayabildik, ne de fethi! Sahi, Fatih’in Edirnekapı’dan Ä°stanbul’a giriÅŸini resmeden o tabloda, Zonaro niçin kendini Fatih’in koruyucusu olarak göstermiÅŸtir. Soldaki pala bıyıklı, o resmi yapan kiÅŸidir. Fatih, Bizans’ı Vatikan’ın iÅŸgalinden, Ortodoksları Katoliklerin baskısından kurtaran kiÅŸidir aynı zamanda. Yeni Bizans Ä°mparatorudur. 
 
Hiç düÅŸündünüz mü, Bizanslı gençler, fetih öncesi niçin Ä°stanbul sokaklarında yürüyerek, “Başımızda kardinal ÅŸapkası görmektense Osmanlı sarığı görmeyi yeÄŸ tutarız” diyorlardı.
 
Fatih’in Edirnekapı’daki asker sayısı, fetih sırasında Bizans’ın nüfusundan fazlaydı ve Fatih’in ordusundaki Hristiyan asker sayısı ise, Bizans’ın ordusundan fazla idi.
 
Fatih içtimai hayatı, Hz. Ömer’in Kudüs beyannamesine göre tanzim etti. Hz. Ömer’in mirasına sahip çıkarak, Süryani kadim patrikliÄŸinin hamisi oldu. Ermeni patrikliÄŸini kurdu. Rum patrikliÄŸinin başı oldu. Konstantinapolis’i Katolik Vatikan’a teslim etmedi. Katolik Vatikan’a Ortodoks Bizans’la karşı çıktı. Osmanlı bürokrasisini de Bizans bürokrasisini ıslah ederek aldı. Yani Bizans, Rum, Konstantinapolis, Osmanlı anlayışında tehdit deÄŸil imkandır.
 
 Ä°ngiltere’de bir yılda Bizantoloji üzerine eÄŸitim alabileceÄŸiniz 40’a yakın en kısası 6 ay süren sertifika programları, lisans, yüksek lisans, doktora programları hayata geçiriliyor, bizde doÄŸru düzgün bir Bizantoloji kürsüsü bile yok. DoÄŸru düzgün yayın yok, birkaç bireysel çabayla yapılan çalışma ve yayın var o kadar. Bakın illerin geleneksel isimlerinin yüzde 99’unun ismi Türkçe deÄŸil! Hatta bugünkü isimleri de büyük ölçüde öyle. Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay ve bazı akademisyenler “Türkiye” adının bile Türkçe olmadığı görüÅŸündeler. Asia, Rusia, Almania, Avustralia, Ä°talia, Algeria, Romania, Albania, Ä°ndia, Syria, Bulgaria, Polania, Georgia, Ermenia, Fillandia, Letonia, Estonia.. Bu sonu “Ä°A” ile biten ülkelerin isimlerini ilk kez kim kullandı!.
 
“Türki”, “Kürdi” kelimelerini pek kullanmaz olduk. “Kürdili hicezkâr”, “Acem Kürdi” makamlarını ne yapacağız bu arada!?. Bu tegannicilere ne anlatacaksınız ki!
 
Türk tarihi ile ilgili de mitolojileri bir kenara bırakırsanız, Hz. Nuh’a kadar götürenler var. Bu rivayete göre Ham, Sam, Yafes 3 kardeÅŸtir. Bunlardan Yafes Türklerin atasıdır. Ham Arapların, Sam Yahudilerin. Bu rivayeti esas alırsanız bütün kavimler 3 atadan türemiÅŸtir. Bütün insanlar buradan dünyaya yayılmıştır. Bu hesaptan bir ırk çıkmaz. Hz. Ä°brahim döneminde Hz. Ä°smail’den gelenlere Arap; Ä°shak b. Yakub AS’den gelenlere Beni Ä°srail denmiÅŸ. Arapça ve Ä°branice aslında Aramicenin lehçeleridir.
 
Orhun yazıtları, Gök Türkler derken bu günlere gelinir. Bugünkü anlamda ırk tanımı, ulus tanımının ortaya çıkışı 1648’lere kadar uzanır. Neyse bu konu bahsi diÄŸer. Ulus, kana göre mi, dile göre mi, dine göre mi, doÄŸduÄŸu topraÄŸa göre mi belirlenir, bu da ayrı bir tartışma konusu.
 
Türkçe, Anadolu’da yaÅŸayan 50’ye yakın halkın dil ve geleneklerinden beslenerek zenginleÅŸti. O kaynak kurutulunca zayıflamaya baÅŸladı ve batıdan ithal kelimelerle ayakta durmaya çalışıyor.
 
Birileri hâlâ “Rum” diye bir halktan söz ediyor. Onlar Anadolu’nun yerleÅŸik Hristiyan halkı. ÇoÄŸu Müslüman oldu. Bunları tehcir ederek, “Yunan” diye uydurdukları bir hayali ulusa yamamaya kalktılar. Bakın Yunan diye de bir halk yok!. Ülke yok, medeniyet yok. Balkanlar ve Anadolu uygarlıklarının kavÅŸak noktasındaki bu halkla biz asırlarca iç içe yaÅŸadık. “Rembetiko” diye ortak bir müziÄŸimiz var. Oyunlarımız ve mutfağımız var. 
 
Onlar, Ä°on’lara “Ä°onia”dan galat  “Yunan” diyorlar.. Orası Ä°onia. Ä°on’lar ise, Girit ve Moro’da yaÅŸayan Roma, Kartaca, Mısır, Mezopotamya, Helen, Kuzey Halkları, Balkan ve Kafkas halklarından oluÅŸan bir off-shore topluluÄŸu. Orası Ege ile Akdeniz’in aktarma istasyonu olarak kullanılan bir yer. Grek deseniz o da yok. Grek Likyalı denizcilere verilen bir ad. Grekçe de Likca’nın avamicesi. Yunan mitolojisi dedikleri Kaf dağı hikayeleri Babil ve Mısır mitolojisi. Orası Helen’in devamı ve bir Makedon uygarlığı.
 
“Rum”a kızanlar, “Trek”ler hakkında ne düÅŸünüyorlar. Trakya demeyelim mi ÅŸimdi Edirne, TekirdaÄŸ, Kırklareli havalisine. Birileri bizimle, kendilerine Yunan diyenlerle dalga geçiyor. Biz de bu ucuz, basit, aÅŸağılık oyuna balıklamasına dalıyoruz. Politikacımız da, Mediamız da, sözde aydınlarımız da bu ucuz oyuna alet oluyorlar. Bu tartışmaya her iki tarafta dini, tarihi alet edenler de var. Karadenizliler üzerinden, kimi Pontus’lara gönderme yapıyor, kimi Topal Osman üstünden birtakım göndermeler yapıyor. Ne oluyoruz ya hu! Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.