Sosyal Medya

Güncel

Yasin Aktay: Bir maskeli oyun olarak hayat

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



''Hayat genel olarak bir tiyatro oyununa benzer. Hepimiz bu oyuna kendimize yazılmış rolleri oynamak üzere, bu rol için gerekli kostümleri özenle giyerek, gerekli maskeleri de takarak katılırız” der sosyolojide dramaturji ekolünün öncüsü Erving Goffman.
 
Ve ekler, insanlar aynı anda birkaç rol birden oynayabilir. Bir doktor hastasıyla muhatap olduÄŸunda ona karşı bir doktordan beklenen kalıp davranışları da sergilemeyi ihmal etmez. Kendi aile bireylerine davrandığı samimiyet yerine sergilediÄŸi mesafe araya bir maske koymaktadır. Hastasından ayrıldıktan sonra bütün laubaliliÄŸine, rahatlığına geri döner.
 
Ancak bu rahatlığın içinde de baÅŸka rolleri dolayısıyla baÅŸka maskeler takabilir. Bir doktor aynı zamanda bir baba veya anadır da. Hastasına yaptığı rolden sıyrıldığında ve çocuklarına döndüÄŸünde onlara karşı da bu sefer babalık veya anneliÄŸin gerektirdiÄŸi rolleri, bu rolün gerektirdiÄŸi kostümü ve maskeyi takınır. ÇocuÄŸuna bir yabancı gibi veya bir arkadaÅŸ gibi deÄŸil bir anne veya babanın gerektirdiÄŸi jestlerle, mimiklerle ve söylemlerle konuÅŸur.
 
Bu konuÅŸma hastalarla olan konuÅŸmadan daha gayrı resmi gibi görünse de aslında onda da aile içindeki statüye uygun bir rol ve maske vardır. Aslında bu açıdan bakıldığında hayat içinde herkes bir tür sahnede yaÅŸamaktadır ve her sahnenin bir sahne-arkası vardır.
 
Ancak sahne-arkası da her zaman oyundan uzak deÄŸildir. Sosyal iliÅŸkilerin tamamına yakını bu sahne düzenini yansıtmaktadır.
 
Ä°nsanların bize oldukları gibi davranmalarını biz bile istemeyiz. Bir doktorun beyaz önlüÄŸü olmadan ve boynunda aslında çoÄŸu kez bir iÅŸe yaramayan stetoskopu olmadan bizi karşılaması bize de ciddiyetsizlik gibi görünür. Bir profesörün de insan olduÄŸunu ve onun da insani özellikleri, zaafları olduÄŸunu biliriz, ama onları bizim karşımızda sergilemesini beklemeyiz, istemeyiz. SergilediÄŸinde profesörlüÄŸe özgü karizmasını çizdirmiÅŸ olur.
 
KiÅŸinin toplumda sahip olduÄŸu statüye uygun olarak üstlendiÄŸi rolü oynama konusundaki baÅŸarısı veya farklılığı bir tür sahne performansı olarak deÄŸerlendirilebilir. Bir öÄŸretmen kendisini sahnede izleyen öÄŸrencilerine sadece enformasyon aktarmakla meÅŸgul olmaz, bu bilgiyi aktarırken öÄŸretmenden beklenen bir kiÅŸiliÄŸin, bir rolün sahne performansını da ortaya koymasıdır. Bunun için mesela kendi özel hayatını, öÄŸretmenliÄŸinin dışındaki kiÅŸisel özelliklerini öÄŸrencilerinden gizlemesi beklenir.
 
O, sahnede herhangi bir insan gibi deÄŸil bir öÄŸretmen ideal-tipinin ete kemiÄŸe bürünmüÅŸ performansını sergilemek üzere, bu sınırlar içinde davranması gerekir. Bunu bütün sosyal varlık kategorilerine, ister bir meslek mensubu biri olarak, ister aile içindeki konuma uygun olarak, ister erkek ve kadın cinsiyetleri olarak, ister siyasal süreçteki konumlara uygun olarak tekrar tekrar düÅŸünebiliriz.
 
Bütün bu statülerde insanlar birbirlerinden doÄŸal olmalarını asla beklemezler. OlduÄŸu gibi görünmek bir erdem sayılsa bile kimse rol arkadaşının doÄŸal, olduÄŸu gibi, kendisine yüklenmiÅŸ rolüne yakışmayan bir tarza davranmasını beklemez.Babasından çocukça roller görmek istemez, siyasetçiden hiçbir sorun çözemeyen aciz bir söylem duymak istemez. Bir çok yerde kadınlar kocalarından mutfaÄŸa girip kendilerine yardım etmelerini bile beklemez ve istemezler, çünkü bunu yaptıkları takdirde toplumun çok iyi yüklemiÅŸ olduÄŸu rollerin birbirine karışmış olacağını hissederler.
 
Dolayısıyla herkes diÄŸerlerinden kendi rollerine uygun davranışlar bekler ve bu role uygun olmayan bir davranış geldiÄŸinde bu hemen sırıtır, süreç aksar, toplumda bir aykırılık görünür. Sadece bu bile toplumda aslında ciddi bir mutabakatın, ortak bir anlayış zemininin var olduÄŸunu ve güçlü bir biçimde iÅŸliyor olduÄŸunu gösterir.
 
Goffman, hayat oyunu içindeki bu rol performansını Gündelik Hayatta BenliÄŸin Sunumu isimli kitabında bu minvalde tasvir eder. Ona göre aslında toplumsal hayatta benliklerini sunarken insanlar kendileri hakkındaki izlenimleri idare etmenin yollarını ararlar. Kendileri hakkındaki izlenim hakkında bir farkındalığı vardır insanların, bu farkındalık seviyeleri arasında çok fark olsa da. Herkes aynı farkındalık düzeyine sahip deÄŸildir elbet. Ancak insanlar kendi rollerini üstlenirlerken, o rollere uygun izlenimler hakkında zaten kalıp bazı farkındalıklara sahiptirler ve bütün sosyal hayat insanların birbirlerine karşı bu rollerini gösterme telaşı içinde gerçekleÅŸir.
 
Goffman’ın bu kitabı ilk ve temel kitabı Metis Yayınları tarafından Barış Cezar’ın güzel Türkçesiyle çevrilip yayınlanmış. Sosyoloji, sosyal psikoloji ve genel olarak toplum düÅŸüncesi açısından önemli bir kazanımdır. Aslında daha yeni zamanlarda Heretik Yayınları tarafından yayınlanmış diÄŸer üç kitabı için iÅŸe koyulmuÅŸtum, ama bu ilk kitabından baÅŸlayayım dedim. DiÄŸer iki kitabından da nasipse sonra bahsedelim.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.