Güncel
Yıldırım'dan kararsız seçmene çağrı: Kararınızı verin, bu şehre borcumu en güzel şekilde ödeyeceğim
Follow @dusuncemektebi2
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım kararsız seçmenlere seslendi ve "Kararsızlık iyi bir şey değil, kararınızı verin" dedi. Yıldırım, "Beni Binali Yıldırım yapan bu şehre borçlu olduğumu düşünüyorum ve bunu da beni belediye başkanı yaparsanız en güzel şekilde ödeyeceğim" ifadesini kullandı.
23 Haziran'da yenilenecek Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye (Ä°BB) BaÅŸkanlığı seçimi için AK Parti tarafından yeniden aday gösterilen Binali Yıldırım, Habertürk muhabiri Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.
Mülakata eÅŸi Semiha Yıldırım ile birlikte katılan Yıldırım, "Ne kadar Erzincanlı, ne kadar Ä°stanbullusunuz?" ÅŸeklindeki soruya "Erzincan’da doÄŸdum. Daha doÄŸrusu orada küçük bir ayrıntı var. Erzincan Refahiye Kayı köyü, bizim köyümüz. Sivas-Erzincan sınırında. Sınırın öbür tarafında da arada beÅŸ kilometre var, Sivas tarafında kalan bizim bir baÅŸka köyümüz daha var. Orada da evlerimiz vardı. Orada doÄŸmuÅŸum. Ama çocukluÄŸum ilkokulu bitirinceye kadar Kayı köyünde geçti. 1967’den itibaren, yani ilkokulu bitirdiÄŸim yıldan beri Ä°stanbulluyum. Yarım asırdan fazladır Ä°stanbul’dayım. Yani kıyaslarsak Ä°stanbulluluÄŸum, Erzincanlılığımdan daha fazla" yanıtını verdi.
Sohbetin devamında Par'ın yönelttiÄŸi sorular ve Yıldırım'ın bunlara verdiÄŸi yanıtlar ÅŸöyle:
- Nasıl bir İstanbullu Binali Yıldırım?
11 yaşında Ä°stanbul’a ayak basmış, köyünden çıkmış ilk defa Ä°stanbul büyüklüÄŸünde bir yere gelmiÅŸ bir çocuÄŸun ruh halini düÅŸünün. Gece yarısı, zifiri karanlıkta geldim Harem otogarına. Otobüsten indik, biraz yürüdük, ışıklı bir binaya girdik. Ä°çeride herhalde geleceÄŸimiz yer burası diye düÅŸündüm. Biraz sonra hareket etmeye baÅŸladık. Acaba deprem mi oluyor diye düÅŸündüm. MeÄŸerse o arabalı vapurmuÅŸ! (Gülüyor) Karşıya geçtik, taksiye bindik, Tarlabaşı’na gidip yerleÅŸtik. Ben Tarlabaşı dediÄŸimizde, bir tarla, tarlanın başında küçük bir ev, orada da dedemler, amcamlar var sanıyordum. Sabah gözümüzü açtığımızda daracık sokaklar, yüksek binalar, bambaÅŸka bir dünya ile karşılaÅŸtım. Büyük bir ÅŸaÅŸkınlık, muazzam bir ortam. Tabii o ortama ayak uydurman gerekiyor. Biraz da geç kalmıştık, okullar açılmış, dersler baÅŸlamış, iki hafta geçmiÅŸ. Okula gittim, saçım üç numara, köyden geldiÄŸi her halinden belli, sıkılgan, çekingen, sınıfın en arka sırasında oturan, sesi soluÄŸu çıkmayan, ÅŸehir çocuklarının gelip laf attığı bir çocuk… Benim için kolay bir ortam deÄŸildi. Nitekim ilk karnemde 11 dersten 9’u zayıf geldi. Dedem okumamı istiyor, amcamların yanında kalıyorum, onların da çocukları var, imkânlar biraz kısıtlı, yer çok rahat deÄŸil. “Bu okumaz, köye gitsin” diye bir tartışma baÅŸladı. Dedemin tavrı netti, “Bu seneyi tamamlayacak, dönemin ortasında böyle bir ÅŸey yapmamız olmaz, bir ÅŸans daha tanıyalım” dedi. Ve ben dokuz zayıf varken doÄŸrudan, bütünlemeye kalmadan geçtim. Ondan sonra da hep iyileÅŸerek devam ettim.
- Bugün Tarlabaşı çoÄŸunlukla yoksul kesimin yaÅŸadığı bir bölge. Özellikle 90’lardan sonra orada bir dönüÅŸüm yaÅŸandı. Sizin yaÅŸadığınız 60’larda Tarlabaşı nasıl bir mahalleydi, nasıl bir hayatınız vardı?
Üçte biri gayrimüslimlerden oluÅŸuyordu. Sokağımızda ağırlıklı olarak Rumlar yaşıyordu. Çok güzel komÅŸuluk iliÅŸkilerimiz vardı. Birbirlerine hal hatır sorar, yemeklere davet ederlerdi. Ä°nsanların hayalindeki eski Ä°stanbul fotoÄŸrafı o zamanlar bizim yaÅŸadığımız Ä°stanbul’da vardı. Farklı dinlere mensup kiÅŸilerin özel günlerini biz kutlardık, bizim özel günlerimizi de onlar kutlardı. Sürekli hal hatır sorulurdu. YavaÅŸ yavaÅŸ bu tür ÅŸeyler azalmaya baÅŸladı. Dışarıdan gelenler çoÄŸaldı, kozmopolit bir yapı oluÅŸtu. Åžimdi Tarlabaşı çok bambaÅŸka bir yer oldu.
- Aslında hikâyenizin büyük bir kısmı BeyoÄŸlu’nda geçmiÅŸ. Tarlabaşı, Ä°stiklal’e çok yakın. Ä°lk gençlik yıllarınızda Taksim’le, BeyoÄŸlu’yla, Ä°stiklal Caddesi’yle iliÅŸkiniz nasıldı?
Oraları sokak sokak bilirim. YeÅŸilçam Sokağı, Balo Sokağı, Bursa Sokağı, SakızaÄŸacı Caddesi… Çok canlıdır oralar. Derslerden arta kalan zamanlarımızı orada geçirirdik.
- Emek Sineması’na gider miydiniz?
Tabii. Emek Sineması, Lale Sineması, Atlas Sineması. Ben o aralar Ä°stiklal’de Son isimli bir gazete satıyordum. Gece çıkardı, havadisleri, son olayları yazardı.
- Ekonomik olarak destek olsun diye mi satardınız, yoksa o gazetenin çıkış sürecinde içinde miydiniz?
Destek olsun, harçlığım çıksın diye satardım. Çiçek Pasajı’na giderdim.
- “Ä°stanbul trafiÄŸini çözersem ben çözerim” demiÅŸtiniz. Nasıl çözeceksiniz?
Bunun için mucit ya da kâhin olmaya gerek yok. Ben bu ülkede 12 yıl ulaÅŸtırma bakanlığı yaptım. Yurdun her köÅŸesinde, doÄŸusundan batısına, kuzeyinden güneyine her karış toprağında hizmetimiz var. 20 bin kilometre bölünmüÅŸ yol yaptık. Havalimanlarını 26’dan 57’ye çıkardık. Hızlı tren rüyasını gerçekleÅŸtirdik. Ülkeyi bir baÅŸtan bir baÅŸa internetle donattık. Bakın bugün her yerde internet var. Zaman deÄŸiÅŸiyor, ihtiyaçlar deÄŸiÅŸiyor.
- Metrobüsün olduÄŸu hatta raylı sistem yapacak mısınız?
Hayır, tam o hattın altına gelmiyor ama o güzergâhta var. Metrobüs Beylikdüzü’nde baÅŸlıyor, SögütlüçeÅŸme’de bitiyor. Yeni metro hatlarının çoÄŸu bu güzergâha paralel.
- Metrobüsteki izdihamı kısa sürede çözecek bir vaadiniz var mı?
Teknoloji çok geliÅŸti. Yakında akıllı ulaşım sistemleri, sürücüsüz araçlar devreye girecek. Üsküdar-Ümraniye metrosunda sürücü yok. Bu metrobüslere de uygulanacak. Metrobüs araçları aynı yolu kullanmak kaydı ile yüzde 50 yeni araçlarla donatılacak ve bu araçların sürücüsü olmayacak. Onlar birbirleriyle M To M (makineden makineye iletiÅŸim) ile iletiÅŸim kuracaklar. Duraklara gelme ve duraklardan ayrılma süreleri hep aynı olacak, dolayısıyla insan inisifiyatinde olan “Geç geldi, erken kalktı, orada yığılma var” meselesi ortadan kalkmış olacak.
- Metrobüs sayısı yüzde 50 artacak dediniz. Ne kadar süre biçiyorsunuz buna?
Bu iki yılda olacak bir şey.
- Çok kararsız seçmen olduÄŸu konuÅŸuluyor, sizce doÄŸru mu?
Var ama çok deÄŸil. Son göstergeleri bilmiyorum ama yüzde 10’dan fazla deÄŸil. Onlar da bu 15 gün içinde kararlı hale geleceklerdir.
- O kararsızların AK Parti’ye küsen küskün seçmenlerin olduÄŸu söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?
Buna katılmıyorum. AK Parti’de küskünlük olmaz. AK Parti’de zaman zaman sitem olabilir ama bu sitemlerin oy davranışına etkisi olmaz. Çünkü AK Parti uzun maraton koÅŸucusudur. AK Parti’de bir bayrak yarışı vardır. Bayrağı verenler de, alanlar da koÅŸmaya devam eder. AK Parti’nin böyle bir dava ÅŸuuru vardır.
- Kararsızlara Binali Yıldırım’ın çaÄŸrısı nedir?
Kararsızlık iyi bir ÅŸey deÄŸil, kararınızı verin. Adaylara bakın, geçmiÅŸine bakın, ÅŸimdiki haline bakın, vizyonuna bakın, kararınızı verin. Ben iddialı konuÅŸuyorum, 16 yıl ülkemin her köÅŸesine hizmet götürdüm, çok büyük hizmetlerim var. Dolayısıyla beni Binali Yıldırım yapan bu ÅŸehre borçlu olduÄŸumu düÅŸünüyorum ve bunu da beni belediye baÅŸkanı yaparsanız en güzel ÅŸekilde ödeyeceÄŸim. YaÅŸamakta olduÄŸumuz ekonomik sıkıntıların Ä°stanbul’da en az ÅŸekilde hissedilmesi için canla baÅŸla çalışacağım.
Hem aile bütçelerine katkı saÄŸlayacağım hem gençlerimizin geleceÄŸine dair projeleri hayata geçireceÄŸim hem de Ä°stanbul’u yatırımcılarla daha çok buluÅŸturarak Ä°stanbul’un gelecek beÅŸ yılında 165 milyarlık yatırım yapılmasını saÄŸlayacak projeleri hayata geçireceÄŸim. Her yıl 100 bin 5 yılda 500 bin Ä°stanbul’daki hemÅŸerimize iÅŸ, aÅŸ imkânı saÄŸlayacağız.
Henüz yorum yapılmamış.