Sosyal Medya

Burhanetin Duran: S-400 geriliminde bir çözüm bulunmazsa ne olacak?

Washington ile Ankara arasındaki S-400 geriliminde "somut adım atılıyor" iddiası medyaya yansıdı. Reuters'e göre ABD, Türk F-35 pilotlarının Arizona'daki eğitimlerine son verecekmiş. Ek personel eğitime alınmayacakmış. Foreign Policy'de çıkan habere göre de ABD Savunma Bakan Vekili Shanahan'ın, Milli Savuma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği mektupta 31 Temmuz'da Türkiye'nin F-35 programındaki yerinin tamamen askıya alınacağını yazdığı öne sürülüyor. Henüz iki taraftan da teyit edilmeyen bu bilgiler S-400 geriliminde somut düzleme geçmek üzere olduğumuzu gösteriyor.



Pentagon ve DışiÅŸleri bir süredir Ankara'nın en azından füzelerin geliÅŸini ertelemesini istiyordu. Bu talep kabul görmese de baskıyı devam ettiriyorlar. Kongre'deki Türkiye karşıtı havayı da buna eklediÄŸinizde geriye BaÅŸkan Trump'ın ne yapacağı kalıyor. Ankara'nın kararından vazgeçmeyeceÄŸi ve Trump'tan Türkiye'ye muafiyet tanınmasını istediÄŸi biliniyor. Dış politika alanında sürekli BaÅŸkan'ın alanını daraltan Kongre karşısında Trump'ın Türkiye'nin isteÄŸini karşılayıp karşılamayacağı en kritik konu durumunda. DiÄŸer bir tabirle, Trump, Suudi Arabistan ve BAE için kullandığı inisiyatifi gösterecek mi? Yoksa kurumların baskısına boyun eÄŸerek BaÅŸkan ErdoÄŸan'a söylediklerini unutacak mı?
2013'ten sonra bozulan Türk-Amerikan ikili iliÅŸkilerinde çok sayıda gerilim konusu var. FETÖ liderinin iade edilmemesi, Halkbank davası, YPG'ye silah desteÄŸi gibi. Potansiyel gerilim konuları da sırada: DoÄŸu Akdeniz'de Yunanistan ve Güney Kıbrıs lehine Kongre'ye tasarı sunulması ve Yüzyılın AnlaÅŸması gibi.
Halen olumlu gitmesi beklenen tek konu da Suriye'nin kuzeydoÄŸusundaki güvenli bölgenin birlikte oluÅŸturulması. Trump ile ErdoÄŸan arasındaki kimya uyuÅŸmasını da buna eklemeliyim. Ancak S-400 geriliminin raydan çıkması ve baÄŸlantılı sonuçları (F-35 programından çıkarılma, askeri-ekonomik ambargo) iki ülkenin ittifak iliÅŸkisini kökünden etkileyecek bir mahiyete sahip. Elbette Batı medyasındaki Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması söylemlerini kastetmiyorum. Bunlar hep Ankara'yı baskılamak için üretilen argümanlar. OybirliÄŸi ile karar alınan NATO'da zaten üyelikten çıkarma diye bir uygulama da yok.
Ä°ki müttefikin stratejik çıkarlarının bir araya gelemeyecek ÅŸekilde ayrışmasından da bahsetmiyorum. Asıl tehlike, bozulan ikili iliÅŸkinin uzun dönemde kimlik düzlemli sonuçlar üretmesi. Türk milli kimliÄŸinin "ötekisi" olarak ABD'nin yerleÅŸmesi ihtimali. Bu, Amerikan karşıtlığından daha kapsamlı bir olgu.
***
Dünyada yeni bir milliyetçilik dalgasının estiÄŸi malumumuz. Brexit de Trump'ın iktidara gelmesi de bu dalganın sonucu. Milliyetçi dalga farklı tonlarla da olsa Rusya, Çin ve Hindistan'dan Fransa ve Avusturya'ya kadar tüm ülkelerin ana gündemi. Liberal dünya düzeninin çöktüÄŸü söylenen günümüzde en güçlü ideoloji olarak milliyetçiliÄŸe iÅŸaret ediliyor. Birçok düÅŸünür aslında, 500 yıldır uluslararası sistemi etkileyen baÅŸat faktörün milliyetçilik olduÄŸunu hatırlatıyor.
Türkiye'nin bu dalganın dışında kalması düÅŸünülemez. Hele hele son altı yıldır dış saldırılarla karşılaÅŸan ve buna direnç gösteren Türkiye'nin zaten özel bir durumu var. 15 Temmuz gecesi bu ülkenin insanları Türkiye, Suriye'ye dönmesin diye meydanlara çıktı. Kendi başının çaresine bakma iradesi gösterdi.
Rusya, silah piyasasına girmesin diye Türkiye karşıtlığında aşırı giden Kongre'nin abartılı milliyetçi tepkisini dizginlemesi gerekir. Ankara'nın "S-400'lerin teknik etkisini birlikte araÅŸtıralım" önerisine ambargolarla karşılık vermek Türkiye'de çok güçlü bir milliyetçi refleksi kalıcı ÅŸekilde besleyecek. Mesele, güvenlik ve otonom dış politika olunca bu refleksin Amerikan karşıtlığına oturması da kaçınılmaz olur.
 
Sabah

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.