Özel / Analiz Haber
Cahit Zarifoğlu: Televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda değil cihad etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır
Cahit Zarifoğlu'ndan gönüllere nakşedilmiş 20 iktibas. Kaynak: Bir Değirmendir Bu Dünya
1. GüneÅŸ birden bire kara bulutun ucundan, baskıya karşı bir baÅŸ kaldırıyı hatırlatarak saçını çıkartıyor. Åžimdi bakıyoruz ve tutunacağımız ipi, boyanacağımız boyayı ve alnımızı koyacağımız temiz yeryüzünü görüveriyoruz. Ve selam diyoruz. Âleme, mahlûka, yıldızlara, insanlara… ( sayfa 12)
2. Televizyon bir ÅŸamardır. Kendi elimizle hanemizde kendi elimizle suratımıza inen büyük bir ÅŸamar. Bize neler yasak, ÅŸunlar bunlar. Ä°ÅŸte bu yasakları, bu haramları televizyonun bizim hanemizin içine kadar getirir her çeÅŸidini, barını, umumhanesini, meyhanesini ve biz oturur Müslümanlığımızla, karımız kızımızla onu seyrederiz. Ve sonra da deriz ki, nasıl oluyor da mukaddesatımız elden giderken, bize vururlarken ses etmez, vurana vurmayız. ( sayfa 17)
3. DüÅŸünün bakalım televizyon karşısında muhallebi gibi gevÅŸemiÅŸ bir Müslümanda deÄŸil cihad etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır? (sayfa 17)
4. Allah dostlarının sevgileri güvenilir ve deÄŸiÅŸmezdir. KiÅŸiliklerinin özü menfaat çırpınışlarıyla çalkalanıp durmadığı için deÄŸiÅŸmez ve kararlıdır. ( sayfa 18 )
5. MükemmelliÄŸin hududu yoktur. Ä°nsan, hayvandan da aÅŸağı seviyelerden baÅŸlayarak, insan-ı kamil der5ecesine kadar, her duruma müstahaktır. ( sayfa 20)
6. Yolda karşılaÅŸtığımız bir dostla ayaküstü falan kiÅŸiyi gıybet ediveririz de, iÅŸ nutuk çekmeye gelince, gıybet konusundaki hadis-i ÅŸerifleri sıralamakta arkamızdan kimse yetiÅŸemez. Dinleyen bizi hiç gıybet etmez sanır. ( sayfa 20)
7. Kendimizi, düzenin bir ahlak hayaline getirdiÄŸi siyasi mücadelenin atmosferden ne kadar uzak tutmuÅŸ olursak olalım, o yine de bize bulaÅŸmış olabilir.
8. OKU emri, anlamını bilmeden okumak olmamalıydı. Anlamını kavramadan okunacak bir şey hayata uygulanamaz. ( sayfa 33)
9. Ä°nsanımız ‘’ Namaz Hocası ‘’ okur. Daha teferruatlı ele alan , ‘’ Ä°lmihaller’’ okur. Bizler için muhakkak ki en baÅŸta okunması gereken kitaplar ilmihallerdir. ( sayfa 37 )
10. Ben menekÅŸelerin yapraklarını birkaç aylık çocuÄŸun pembe yanaklarını okÅŸar gibi okÅŸayanlar gördüm. Evlerinin bütün çiçekleri güzel, kendilerini sevdirmek için istekliydiler. ( sayfa 41)
11. Kalple ilgili bir sırrımız var, olmalı. Bakılmadığı için karartılan, yumuÅŸatılıp ılıklaÅŸtırılan, romantikleÅŸtirilen ve ya beÅŸerileÅŸtirilen yalazlara kanmayan, onlara başını çevirip bakmayan bir yol takipçisi bulunmalı. Aksi takdirde ebediyen yitmiÅŸ olacak. O damar, o öz, ÅŸurda bir yerlerde ve gözüm, bana ÅŸahdamarından yakın bir hissin yolcusunda. (sayfa 50)
12. Acaba insanın ekonomi için deÄŸil, ekonominin insan için çalışacağı bir süreç baÅŸlayacak mıdır? Bunu temin edecek görüÅŸ hangi ÅŸartlarla hangi, hangi metotlarla dünyaya egemen olabilecektir? ( sayfa 94 )
13. Ekonominin insanın iç düzenlemesinin ÅŸaşılmaması gereken sonuçları olarak, kadın maddeleÅŸtirilmiÅŸ, evlilik maddi bir iÅŸleyiÅŸ kazanmış, çocuklara karşı insanda doÄŸuÅŸtan mevcud duygular bir görev ve giderek çıkar iliÅŸkisine dönüÅŸmüÅŸtür. ( sayfa 95)
14. Moda ve kibarlığın bir birine bu kadar düÅŸmanca baktığı devirler olmuÅŸ mudur? Hiç kimse ‘’güzellik artık bunlardır’’ demesin. Zira ‘’ o hiçbir zaman deÄŸiÅŸmemiÅŸtir. ‘’ ( sayfa 113)
15. Televizyona getirilen islami programların, mevlütlerin, hac programlarının ve hatta Diyanet Ä°ÅŸlerince yapılan vaaz ve nasihatlerin hepsinin bir afyonlamadan ibaret olduÄŸunu aklınızdan çıkarmayın. Onların arkasında islam düÅŸmanlarının iblisane niyetleri görün. ( 118 )
16. ÖÄŸretmeden ve öÄŸretilmeden Ä°slam yoktur. Hiç bir ÅŸey öÄŸrenmeden ‘’ kalbiniz temiz olsun Kâfi’ derseniz o kalpler pis olur kararır. ( sayfa 120)
17. Bakın kalbimin inancını söyleyeceÄŸim: Kazanan biz olacağız! Sosyalizm, devrim, batıcılık kongrelerini kesip attığımız gün. Ve bütün dünya Müslümanlarıyla birlikte. ( sayfa 128 )
18. Kim kimden hesap sorar? Mazlum zalimden, haklı haksızdan, sömürülen sömürenden, gelen gidenden mi ? Yoksa hesap sormak, sadece güçlü duruma geçmiÅŸ olanın, güçsüzü, neyin adına olursa olsun, hesaba çekmesi mi demek? ( sayfa 185 )
19. Ankara büyük ÅŸehirdir. Yıllarca yaÅŸayınca onunla dolar ve çevrenle iliÅŸkilerinin içinde kaybolursun. Fakat Ä°stanbul’a bir temas, birkaç günlük bir gezi, Ankara’daki hayatını basitleÅŸtiriverir. Ve görürsün ki kocaman bir kasabadır orası. ( sayfa 297)
20. Annemi ziyaret ettim. Her zamanki gibi, daha çocukluÄŸumdaki gibi, yine akÅŸamın alacasında, pencereye yaslanmış birilerini yani bizlerden birilerini gözlüyor. BaÅŸörtüsü, yaÅŸlılığı ve eve geç kalanlar için daima hazır tuttuÄŸu meraklı meraklanmasıyla. ( 308)
Henüz yorum yapılmamış.