Güncel
Faruk Beşer / Müslüman feminist olabilir mi? Ya da feminizme giriş
Faruk BeÅŸer - Yeni Åžafak
emavi dinler insanlığın Hz. Âdem ve Havva ile baÅŸladığını söyler. Bunun aksini ispat etmek mümkün deÄŸil. Buna muhalif söylenen her ÅŸey ya farazi bir teoriden, ya da dinin asılsızlığına inandığı için bunu iknaa çalışan ideolojik saplantılardan ibarettir. Bunların hiç biri iddiadan öte geçmedi, geçemez. Sadece bu düÅŸüncelerin sahiplerini geçici tatmine yarayabilir, böyle olmak isteyenlere de hayali bir tutamak sunar. Allah’ın buyurduÄŸu gibi: ‘Hak dua sadece O’na yapılandır. O’nun dışında dua edilenler, edenlere hiç bir fayda saÄŸlamaz. Onlar sadece aÄŸzına su gelmesi için iki elini suya doÄŸru uzatan birisi gibidirler. Oysa bu yolla su ağızlarına ulaÅŸamaz. Kâfirlerin duaları bile sapkınlıktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir’ (Ra’d 14).
Yani su, su demekle insanın aÄŸzına su ulaÅŸmayacağı gibi, Allah’tan baÅŸkasına yapılan dualar, O’nun söylediÄŸine zıt iddialar da böyledir, insana fayda saÄŸlamazlar.
Kısaca, insanlık bir erkek ve bir kadın ile ve bu ikisi arasındaki iliÅŸkinin kontrolü ile baÅŸlamıştır, böylece de devam edecektir. Bütün mesele bu iliÅŸkinin insan doÄŸasına uygun ve taraflardan birine gadredilmeden yani, adalet ve hakkaniyetle sürdürülmesi meselesidir.
Bu durum baÅŸka gerçeklere de iÅŸaret eder: Demek ki, tek başına erkek ayakta kalamayacağı gibi, tek başına kadın da ayakta kalamaz. O halde ikisi de eksiktir ve varoluÅŸları birbirine muhtaçtır. Ä°kinci olarak kadın ve erkek birbiriyle çatışmak için deÄŸil, birbirlerini tamamlamak için yaratılmışlardır. Ayrıca varlıkta parçalanma, her ÅŸeyin diÄŸerinden bağımsız ve baÄŸlantısız varoluÅŸu, kısaca kaos/rast gelelik, kargaÅŸa deÄŸil birbirini tamamlama, birleÅŸme yani kozmos/düzen ve varlığın bir bütün olma anlamında vahdeti esastır. Vahdet-i vücud ile -vücudu mahlûk/mevcud anlamında alarak- bu kast edilmiÅŸ olsaydı bu anlamlı olurdu. Yaratılanların birliÄŸi, yani hepsinin aynı tezgâhtan çıkmış, aynı hedefe doÄŸru giden, birbirini bütünleyen, hepsi bir bütünün insicamlı parçaları olan, böylece de Bir’den gelip, Bir’i gösteren bir teklik/vahdet ve bu vahdetin iÅŸaret ettiÄŸi tevhid/var edenin, mabudun birliÄŸi, Bir bilinmesi.
Varlıkta/mevcudda görülen kaosun sebebi, kozmosun insan eliyle kısmen bozulmasıdır. Bu bozulma ilk önce Hz. Âdem ve Havva ile baÅŸladı. Sonra tövbe etmeleri ile yine onlar tarafından düzeltildi. Ardından bozma ve düzeltme eylemleri hep devam edegeldi, böylece de sürüp gidecektir. Salahın/düzelmenin, fesada/bozulmaya galip geldiÄŸi toplumlar iyi, Ä°slamî ve insani toplumlardır. Aksi ise fesat ve ÅŸirk toplumlarıdır. Ä°nsanın sebep olduÄŸu fesat/kaos sadece onun iradeli fiillerinde deÄŸil, tabiatta bile görülmektedir. ‘Ä°nsanın yapıp ettikleri sebebiyle karada ve denizde fesat görünür hale gelmektedir’.
Ä°ÅŸte feminizm dedikleri ÅŸey kadınla erkeÄŸin varlık bütününden kopmaları, parçalanmaları ve bu sebeple bir fesadın ortaya çıkması ile baÅŸladı. Bu kopma parçalanma ve fesat en dayanılmaz noktasına Batı’da ulaÅŸtığı için feminizm de tabii olarak ilkin orada ortaya çıktı. On sekizinci yüzyılın sonlarına doÄŸru sanayileÅŸmenin ihtiyaç duyurduÄŸu iÅŸ gücü tam bir insan sayılmayan kadınla daha ucuz giderilmeye çalışılınca çok dramatik durumlar ortaya çıktı, günde on altı on yedi saat çalıştırılan kadınlar, üstelik bir de erkeklere göre çok az ücret alınca zulüm ve maÄŸduriyet zirve yaptı. Bunun üzerine vicdan sahibi insanlar, belki biraz da onların yakınları olmalarının verdiÄŸi duygularla harekete geçtiler ve kadınların maÄŸduriyetini giderme çaÄŸrılarında bulundular. Yani çarenin de problemin çıktığı noktada aranması doÄŸaldı. Böylece feminizm masum ve insani bir hareket olarak baÅŸlamış oldu. Kısaca feminizm ilk çıktığında kadının maÄŸduriyetini, zulmünü ve sömürülmesini gidermek, haklarını savunmak için doÄŸdu. Hastalığa sebep olanlar onun çaresini de kendileri aramaya baÅŸladılar. Oysa bizim tarihimizde kadın insan mıdır deÄŸil midir tartışması hiç olmadı. Bu sebeple feminizmin Batı’da çıkmış olması normaldir. Ama buna karşılık kadının hukukuna tecavüz, ÅŸiddet, aÅŸağılama, maÄŸduriyetine sebep olma Ä°slam toplumlarında da öyle ya da böyle hep var oldu. Ä°htiras, bencillik ve doyumsuzluk üzere yaratılan insanoÄŸlunun bulunduÄŸu her zaman ve mekânda haksızlıkların olması kaçınılmazdır. Önemli olan bunların kontrolünün ve en aza indirilmesinin saÄŸlanmasıdır.
DiÄŸer yönden, feminizmin ortaya çıkmasına sebep olanlar da, bu sebeplere baÄŸlı olarak onu çıkaranlar da erkekler olduÄŸu gibi, sonra onu sulandıranlar, kendi çıkarlarına alet edenler, yaÄŸlı bir ideoloji haline getirenler de yine erkekler oldu. Derken kullanılmak istenen amaca göre pek çok feminizm türleri ortaya çıktı.
Åžimdi tekrar soralım, Müslüman feminist olabilir mi? GöreceÄŸiz.
Henüz yorum yapılmamış.