Güncel
Ahmet Zarifoğlu: Babam yaşasaydı en büyük derdi Filistin olurdu
Alışılmadık söz diziminin yanı sıra imge ve bütünlüğe verdiği önemle, Türk şiirinde kendine has üslubunu oluşturan Zarifoğlu, 47 yıllık yaşamına sığdırdığı onlarca eseri ardında bırakarak, 7 Haziran 1987'de yaşama veda etti.
Alışılmadık söz diziminin yanı sıra imge ve bütünlüÄŸe verdiÄŸi önemle, Türk ÅŸiirinde kendine has üslubunu oluÅŸturan ZarifoÄŸlu, 47 yıllık yaÅŸamına sığdırdığı onlarca eseri ardında bırakarak, 7 Haziran 1987'de yaÅŸama veda etti.
Usta ÅŸairin oÄŸlu, gazeteci Ahmet ZarifoÄŸlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babası vefat ettiÄŸinde 7 yaşında olduÄŸunu belirterek, "Aslında çok küçük bir yaÅŸ deÄŸil ama maalesef babamı, konuÅŸmalarımızı çok fazla hatırlamıyorum. Aslında ben hatırladıklarımdan ziyade, babam yaÅŸasaydı acaba nasıl olurdu, o tarafını daha çok düÅŸünüyorum." dedi.
Ä°letiÅŸimin oldukça kısıtlı olduÄŸu bir dönemde yaÅŸamasına raÄŸmen babasının her zaman mazlum ve savaÅŸ halinde olan ülkelerin insanlarıyla mektuplaÅŸtığını aktaran Ahmet ZarifoÄŸlu, ÅŸu bilgileri verdi:
"Babam Afrika'daki bazı ülkelerle, özelikle Afganistan'la, hep birebir mektuplaÅŸmış. Edebiyat anlamında, ÅŸiir, öykü konularında istediÄŸi kiÅŸileri bulmuÅŸ. Onun dışında 'Oranın durumu nasıl? Nasıl yardımcı olabilirim?' diyerek, o mazlum insanlarla çok yazışmış. Åžimdi de muhtemelen ilk derdi, ilk yarası herhalde Filistin olurdu. Elinden ne geliyorsa yapardı. Åžu an belki maddi ve manevi imkanlar biraz daha fazla o döneme göre. BaÅŸta Filistin olmak üzere Suriye gibi savaÅŸ altında yaÅŸayan insanlara bir ÅŸekilde mutlaka yardımı dokunurdu. Birebir kiÅŸisel olarak da bunu yapardı. Devletle birlikte mutlaka oralara yardım ulaÅŸtırmaya çalışırdı."
"BENÄ°M OÄžLUM ÇOK KONUÅžMAZ, DÜÅžÜNÜR"
Ahmet ZarifoÄŸlu, fiziki olarak babasına çok benzediÄŸine iÅŸaret ederek, "Özellikle biraz saçım sakalım uzun olduÄŸu dönem daha çok benziyorum. Onun dışında babamın yazılarını okuduÄŸumda huy ve karakter olarak her satırda kendimle ilgili, kendimde onun herhangi bir olaya bakışıyla ilgili çok yakınlık görüyorum. Fiziken olduÄŸu kadar, iç dünyasını da muhtemelen üstümde taşıyor ve ona benziyorum." ifadelerini kullandı.
Babasının biraz içine kapanık olduÄŸunu kaydeden Ahmet ZarifoÄŸlu, kendisinin de küçüklükten beri az konuÅŸtuÄŸuna vurgu yaparak, babasıyla bu konudaki bir anısını ÅŸu sözlerle aktardı:
"Åžair yazar Nurettin Durman berberlik yapıyordu Beylerbeyi'nde. Dedemlerin evi de Küplüce tarafında, Beylerbeyi'ndeydi. Biz hafta sonu babamla gidiyorduk. Dört kardeÅŸ girip, tıraÅŸ olmamız gerekirse tıraşımızı yapardı Nurettin amca. Babamla da sohbet eder, o dönemdeki mevzuları konuÅŸurlardı. Ben de sessiz sakin, orada masadaki kitap ve dergilerle ilgilenirmiÅŸim. Nurettin amca babama, 'Cahit Bey, maÅŸallah Ahmet çok uslu, efendi. Çok az konuÅŸuyor.' demiÅŸ. Babam da 'Benim oÄŸlum öyledir. Çok konuÅŸmaz, düÅŸünür.' demiÅŸ."
Gazeteci Ahmet ZarifoÄŸlu, babası hayatta olsa, ÅŸiirleri, yazıları, hikayeleri, romanları ve ortaya koyduÄŸu tüm eserleri hakkında yüzlerce soru sormak isteyeceÄŸini söyleyerek, "Babamla uzun uzun konuÅŸmak isterdim." ifadelerini kullandı.
Cahit ZarifoÄŸlu'nun çocuklarına çok ilgi gösteren bir baba olduÄŸunun altını çizen Ahmet ZarifoÄŸlu, "YaÅŸasaydı, muhtemelen bir baba - çocuk iliÅŸkisinden daha sıcak bir iliÅŸkimiz olurdu. Annemin anlattıklarından biliyorum. YaÅŸ itibariyle çok net kareler yok hafızamda ama bizimle bir anne gibi, bir kadın nasıl ilgilenirse, nasıl çocukları için içi titrerse öyle bakar, öyle severmiÅŸ bizi." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Henüz yorum yapılmamış.