Güncel
Mehmet Ocaktan: Hukuku, adaleti konuşmayı ne çok özlemişiz
Follow @dusuncemektebi2
Mehmet Ocaktan- Karar
CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan’ın geçtiÄŸimiz hafta Yargı 2019 Reform Strateji Belgesi’ni açıklaması, hepimizin Türkiye’ye iliÅŸkin umutlarını yeniden tazeledi. MeÄŸer hukuku, adaleti yeniden konuÅŸmayı ne kadar çok özlemiÅŸiz. Aslında AK Parti bu kavramların hiç yabancısı olan bir parti deÄŸil.
Zira 2002 yılında yola çıkarken, ‘hukukun üstünlüÄŸü’ konusunda Türkiye’nin önüne öylesine saÄŸlam hedefler koymuÅŸtu ki, hepimiz artık Türkiye’yi evrensel hukuk normları hedefinden kimsenin döndüremeyeceÄŸine canı gönülden inanmıştık. Çünkü AK Parti 2002 Türkiye’sinde hiçbirimizin hayal bile edemeyeceÄŸi ve adeta manifesto niteliÄŸi taşıyan bir hukuk devleti hedefiyle yola çıkmıştı: “Partimiz hukuku, korkutmanın ve cezalandırmanın deÄŸil, adaleti saÄŸlamanın aracı olarak görmektedir. Mevzuatımızdaki yasakçı hükümler nedeniyle, ülkemiz hukuk devletinden çok kanun devleti görüntüsü vermektedir. Türkiye, kanunlarını hukuka, hukukunu evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayandırarak ve temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını sınırlayan yasakçı hukuk sistemini deÄŸiÅŸtirerek gerçek anlamda hukuk devleti olacak ve uluslararası camiada saygın bir yer kazanacaktır.”
Aslında o günün ÅŸartlarında bu söylemler uzak bir hayal gibi görünüyordu, ama AK Parti iktidarı 2011 yılına kadar bu ‘hukuk devleti’ hedeflerinin önemli bir bölümünü hayata geçirmiÅŸtir. Ancak ÅŸu da bir gerçek ki, Türkiye özellikle son beÅŸ yılda ‘hukukun üstünlüÄŸü’ anlamında çok kıymetli zamanlarını kaybetmiÅŸtir. Ve bugün hepimizin bizzat yaÅŸayarak gördüÄŸü gibi Türkiye hukuk konusunda pozitif haberler duymaya hasret kalmıştır.
DüÅŸünün ki CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan Strateji belgesini açıklar açıklamaz, döviz kuru bile düÅŸüÅŸ trendine giriyor. Oysa bugün açıklanan Strateji Belgesi, geçmiÅŸte yine AK Parti iktidarı tarafından açıklanan, hatta açıklanmakla kalmayıp uygulanan hedeflerden farklı deÄŸil. Dolayısıyla, bu reform stratejileri konusunda çok da fazla iyimserlik havasına girmeye gerek olmadığını düÅŸünenler olabilir. KuÅŸkusuz bu tür itirazlarda bir haklılık payı olduÄŸu muhakkak, ama son beÅŸ yılda hukuk alanında yaÅŸadığımız fukaralıktan sonra iyi ÅŸeyler duymayı o kadar özlemiÅŸiz ki...
Evet yargının bağımsızlığı-tarafsızlığı ve hukukun üstünlüÄŸü konusunda ciddi sıkıntılarımız var, bizzat AK Parti iktidarı tarafından gerçekleÅŸtirilen hukuksal zihniyet deÄŸiÅŸiminin bile çok gerisine düÅŸtük. Dolayısıyla, reform stratejisi ile geriye doÄŸru gittiÄŸimiz yolları bugün tekrar yürüyecek olsak bile hiç dert deÄŸil, yeter ki belgede ortaya konulan reform hedeflerinin arkasına samimi bir irade konulabilsin.
Galiba bugün gelinen noktada ÅŸöyle bir tespit yapmakta yarar var; strateji belgesindeki yargısal reformlarının gerçekleÅŸebilmesi için öncelikle bir zihniyet deÄŸiÅŸimine ihtiyacımız olduÄŸu kesin. Zira son dönemde hukukun üstünlüÄŸünden, adaletten, daha fazla özgürlükten bahseden, tutuklu yargılamanın rutin hale dönüÅŸmemesi gerektiÄŸini dile getiren herkes neredeyse bölücülükle itham edilir hale gelmiÅŸ bulunuyor. Bu yüzden de reform stratejisini ete kemiÄŸe büründürecek yasalar çıkar mı, ya da çıkarsa ne ölçüde hayata geçirilebilir doÄŸrusu ÅŸu aÅŸamada onu düÅŸünecek durumda deÄŸiliz. Er azından hukuksal reformları konuÅŸuyor olmak bile bir kazanımdır.
Ayrıca unutmayalım ki, eÄŸer siyasi iradeden yargıda sorumluluk taşıyanlara kadar herkes güçlü bir hukuk devleti ve reform duygusuna sahip deÄŸilse, saÄŸlam hukuk metinleri ve çıkarılan yasalar çoÄŸu zaman istenen pozitif sonucu üretmeyebilir.
Evet yargı strateji belgeleri ve yasalar önemlidir, ama uygulama konusundaki irade hepsinden daha önemlidir.
Henüz yorum yapılmamış.