Sosyal Medya

Güncel

Hayrrettin Karaman / Naqîb el-Attâs

Hayrrettin Karaman - Yeni Åžafak



Ramazan boyunca “Araifler Meclisinden” hikmetler aktarmıştım. Åžimdilik bu çerçevede son yazımı, Gazzâlî’nin çağımızdaki temsilcisine, Malezyalı ilim, fikir, edeb ve aksiyon adamı Naqîb el-Attâs’a tahsis edeceÄŸim.

Nakib el-Attas, 1931’de Endonezya’nın Java eyaletine baÄŸlı Bogor ÅŸehrinde doÄŸdu. “Raniri ve 17. Yüzyılda Açe’de Vücudiyye Hareketi” adlı teziyle 1962 yılında McGill Üniversitesi’ne baÄŸlı Ä°slami AraÅŸtırmalar Enstitüsü’nden yüksek lisans derecesini aldı. Aynı yıl London Üniversitesi’ndeki DoÄŸu ve Afrika Çalışmaları Bölümü’nde (SOAS) doktora çalışmalarını tamamladı ve Arthur Arberry ve Martin Lings’in idaresinde “Hamza Fansuri’nin Mistisizmi” adlı teziyle doktor oldu. 1965’te Malezya’ya dönen el-Attas, Malaya Üniversitesi ve Malezya Milli Üniversitesi’nde idareci ve öÄŸretimm üyesi olarak hizmetler ifa etti. 1987’de, Ä°slami bir düÅŸünce ve bilim geleneÄŸinin ihyası amacıyla Uluslararası Ä°slam DüÅŸüncesi ve Medeniyeti Enstitüsü’nü (International Institute of Islamic Thought Civilization, ISTAC) kurdu.

Mehmed Aydın, Ä°brahim Kalın, Alparslan Açıkgenç gibi kendisine talebe olmuÅŸ ve yakından tanımış kimselerden birçok menakıbını ve özelliklerini dinlediÄŸim bu zatın Ä°slam anlayışını ve çağımızda bu anlayışı insanlığa sunmak için ortaya koyduÄŸu projeyi, kitaplarından, öÄŸrencilerinden ve hakkında yapılan çalışmalardan yararlanarak/aktararak kısaca tanıtmaya çalışacağım.

El-Attas’ın çaÄŸdaÅŸ Ä°slam düÅŸüncesindeki yerini modernizm-sekülerizm karşıtlığıyla ÅŸekillenen ve gelenek yanlısı bir yaklaşım olarak ifade edebiliriz. Yalnız buradaki gelenek, Ä°ranlı düÅŸünür Seyyid Hüseyin Nasr’ın ve Guenonyen ekolün savunduÄŸu anlamda, tüm dinleri içine alan büyük harfli GELENEK (Tradisyonalizm, Perennializm) deÄŸil, köklerini Ä°slam düÅŸüncesinde bulan ve özellikle Gazzalici çizginin modern versiyonu olarak deÄŸerlendirilen orta yolcu bir gelenektir. (Kalın, 2007, s. 195; Dîn Muhammed, 2011, s. 65-66).

Attas, gelenek içerisinde Gazzali’yi kendine en yakın alim-mutefekkir olarak kabul eder. Bu yüzden Attas’ın geleneksel Ä°slam düÅŸüncesine, özellikle kelam ve felsefe ekollerine yönelik eleÅŸtirileri, Gazzali’den önemli izler taşır. Bu noktada Attas’in ‘islamileÅŸtirme’ projesi, Gazzali’nin düÅŸünce sisteminin modern dönemde yeniden formüle edilmesi olarak deÄŸerlendirilebilir. Gazzali’nin kelam, felsefe ve ismaili düÅŸünce aracılığıyla yaygınlık kazanan dogmatik teoloji, indirgemeci rasyonalizm ve siyasetin emrindeki felsefi söylemlere karşı, tasavvuf ve ÅŸer’î ilimler merkezli ‘orta yol’ arayışı, Attas’ın eserlerinde yeni bir ifade tarzı bulur.

Bilginin Ä°slâmîleÅŸtirilmesi:

Ä°smail Raci el-Faruki, Seyyid Hüseyin Nasr, Ziyaüddin Serdar, Yasin Muhammed gibi çaÄŸdaÅŸ Ä°slam düÅŸünürlerinin tartıştığı ve çaÄŸdaÅŸ Ä°slam düÅŸüncesinde önemli bir baÅŸlık olan “Bilginin Ä°slâmîleÅŸtirilmesi” konusunda el-Attas’ın yaklaşımı öncelikle “Bilginin BatılılaÅŸmaktan Kurtarılması” yönündedir. (Bakınız: Ä°slam, Sekülerizm ve GeleceÄŸin Felsefesi, 5. Bölüm). Attas’a göre “Günümüz bilgisini olduÄŸu gibi kabul ederek ona bazı Ä°slami bilimleri ve ilkeleri “yama yaparak” veya “aşılayarak” bu bilginin Ä°slamileÅŸmesini beklemek çok yanıltıcı sonuçlar doÄŸuracaktır ki bu da ne faydalı ne de arzu edilendir. Ne bu “yamama” ve ne de “şırınga etme” iÅŸi, beden yabancı unsurlarla dolu hastalıktan bitap düÅŸmüÅŸken bir ÅŸifa vermez. Bilginin bedeni Ä°slam potasında yeniden ÅŸekillendirilmeden önce bu yabancı unsurlar ve hastalık ondan sökülüp atılmalı, sterilize edilmelidir. Mütakip önemli görevimiz, her bir düzeyin standardına göre belirlenmiÅŸ, en alt düzeyden en yükseÄŸine kadar tüm eÄŸitim sistemimizde sunulacak olan öz bilgiyi içeren bir bileÅŸim üretmek için Ä°slami unsur ve anahtar kavramları formülleÅŸtirmek ve entegre etmek olacaktır. (El-Attas, 1989, s. 183).

Ä°slâmî EÄŸitim:

El-Attas’a göre Ä°slâmî eÄŸitimin gerçek amacı “iyi bir insan” yetiÅŸtirmektir. DiÄŸer eÄŸitim sistemlerinde amaçlanan “iyi bir vatandaÅŸ” yahut “iyi bir iÅŸçi” ideali “iyi bir insan” idealini gerektirmezken; “iyi bir insan” hedefi zorunlu olarak “iyi bir vatandaÅŸ” ve “iyi bir iÅŸçi” ideallerini de bünyesinde barındırmaktadır. (Wan Muhammed Nor, 1993-94, s.56).

Allah’ı, Ä°slâm metafiziÄŸinin ve ona dayanan Ä°slâm dünya görüÅŸünün merkezindeki anahtar kavram olarak belirleyen el-Attas, eÄŸitim felsefesini de bazı anahtar kavramlarla ÅŸekillendirmekte, tasarladığı eÄŸitim modelini ÅŸu kavramlar üzerine bina etmektedir: Din, Ä°nsan, Bilgi (ilim ve marifet), Hikmet, Adalet, DoÄŸru amel (edep), Üniversite (külliye, camia). Bu kavramlardan birincisi bilgi araÅŸtırmasının gayesi ve eÄŸitim olayıyla olan iliÅŸkisine, ikincisi bunun faaliyet alanına, üçüncüsü münderecata, dördüncüsü ikinci ve üçüncü için bir kritere, beÅŸincisi dördüncüyle ilgili olarak dağıtım olayına, altıncısı birden beÅŸe kadar olan kavramlar için gerekli olan yönteme, yedincisi ise tüm bunların ifa biçimine atıftır. (el-Attas, 1989, s.180-181).

(Bu zatı bir yazıda ne kadar kısa da olsa anlatmak mümkün olmadı, devamı gelecek yazıda olsun.)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.