Güncel
Antidepresan kullanan kadın kısıtlı seçmen listesine girdi, oy kullanıp kullanamayacağına mahkeme karar verecek
Follow @dusuncemektebi2
Bu yılın başında eşinden boşanan 2 çocuk annesi C.Ç. antidepresan ilaç alınca “kısıtlı” listesine girdi, YSK’nın “makul şüphe var” talimatıyla savcılığa sevk edildi
31 Mart seçimlerinin iptali için AK Parti tarafından Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılan başvurudaki gerekçelerden biri de “kısıtlı seçmenler oy kullandı" iddiasıydı.
AK Parti, 41 bin 132 kısıtlı seçmenin oy kullandığını iddia etmiş, YSK bu gerekçeyi reddetmişti.
YSK karar öncesi kısıtlı seçmen listesiyle ilgili ilçe seçim kurulu düzeyinde bazı araştırmalar yaptı, tespit taleplerinde bulundu. YSK, AK Parti’nin itirazı üzerine “Zihinsel Engelliler ve Kısıtlılar” başlıklı liste oluşturarak, adı geçenler hakkında vesayet ihbarında bulunulması için, 26 Nisan’da Fatih 3. İlçe Seçim Kurulu’na yazı yazdı.
Seçim Kurulu hastayı görmeden “makul şüphe” dedi
İlçe seçim Kurulu, 7 Mayıs’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na vesayet ihbarında bulundu ve adı geçen isimler savcılıklara sevk edilmeye başlandı. Fatih İlçe Kurulu'nun savcılığa yaptığı ihbarda “Listenin YSK’dan gelmesi nedeniyle kişinin zihinsel engeli yönünden makul şüphe bulunduğundan vesayet yargılaması yapılması gerektiği düşünülmektedir” denildi.
Muhalefet partileri sadece Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan, vatandaşın özel hayatına dahil bilgiler içeren kısıtlı listesinin AK Parti tarafından ne şekilde elde edilip YSK’ya sunulduğunu sordu.
Tartışma sürerken “kısıtlı seçmen” listesinde olduğu iddiasıyla 28 yaşındaki C.Ç. savcılığa çağrıldı.
Bir şirkette satış danışmanı olarak çalışan, iki çocuk annesi C.Ç., geçen ocak ayında eşinden boşanmıştı. Boşanma sonrası Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri bölümünde iki kez muayene oldu, doktor tavsiyesi ile antidepresan kullanmaya başladı.
Savcılıktan gelen bir tebligat üzerine YSK’nın araştırdığı kısıtlı listesinde olduğunu öğrenen C.Ç. ve aynı durumdaki diğer seçmenlerin İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne açılan dava kapsamında hastaneye sevk edilecekleri bildirildi.
Verilecek rapor uyarınca yurttaşlara vasi atanıp atanmayacağına karar verilecek, vasi atanırsa C.Ç. ve listedeki diğer isimler oy kullanamayacaktı.
"Artık ilaç kullanmıyorum, herkes doktora gidiyor"
Cumhuriyet'ten Cüneyt Muharremoğlu'nun haberine göre tebligatla şaşkına dönen C.Ç. “Eşimden boşanınca psikolojim bozulduğu için psikiyatride muayeneye gitmiştim. İlk başta ilaç kullanıyordum. Artık kullanmıyorum. Sağlık sorunum yok. Yalnızca ben değil, herkes doktora gidiyor.” dedi.
C.Ç.’nin avukatı Turgut Kazan ise Independent Türkçe'ye konuştu. Vatandaşın sağlık bilgilerinin siyasal amaçlı kullanıldığını söyleyen Kazan, “Kişiye ait sağlık bilgileri seçim itirazına malzeme olsun diye bir siyasi partiye verilmiş görünüyor. Bu inanılmaz bir olay, hukuka aykırı ve suç. İnsanların onuruyla oynanıyor.” dedi. Kazan süreci şöyle anlattı:
“O bilgiler Sağlık Bakanlığı’nda toplanıyor, bir bilgi bankası gibi. Hastalığı teşhir edemezsiniz, bu bilgileri kimseye veremezsiniz. Boşanma davası açmış eşi aleyhine. İki çocuğu var ve küçük bir gerginlikle bitmiş evliliği. Annesi de onu Haseki Hastanesi'ne götürmüş, antidepresan vermişler. YSK ilçe seçim kuruluna yazı yazmış, listedekiler için vasi kararı aldırın diyor. Fatih İlçe Seçim Kurulu da İstanbul Cumhuriyet Savcılığına yazmış, listede adı bulunan, Fatih’te oturan şu kişi hakkında vasi kararı alınsın diye. İlçe Seçim Kurulu yazıyor savcılığa, ‘kısıtlı olabileceği yolunda makul şüphe var’ diye. Anlaşılır şey değil, şüpheliyi görmemiş, bir doktor değil, seçim kurulu üyesi makul şüphe var diyor.”
Av. Kazan: YSK, temel haklara saldırmıştır
Av. Kazan mahkeme sürecinin henüz başlamadığını belirterek şöyle devam etti:
“Bu iş kaç kişinin başına gelecek? Bu onur kırıcı bir şey. İkincisi temel haklarla da bağdaşmayan bir şey. Kanunumuzda Anayasaya aykırı bir düzenleme var. Seçmen olamayacaklar arasında kısıtlılar da var. AYM’nin seçmenler için böyle bir yasa olamaz diye bir kararı var. Kısıtlı olmak ya da vasi tayini, insanın büyük bir zarara uğramaması için yapılmış bir yasa, kısıtlıyı korumaya dönük bir yasa, malını, mülkünü satmasın, toplum zarar görmesin diye. Bu kısıtlılık seçme hakkını etkilemez. Nasıl bir kısıtlı seçmen olarak oy kullanabilecek ki, ya yanlış kullanacak oyunu ya da hiç kullanamayacak. Temel haklara saldırıdır bu. Bunu da YSK yapmıştır."
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de her yıl yaklaşık 9 milyon kişi ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle doktora başvuruyor.
Yine Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre 2017'de depresyon tanısı konulanların oranı yüzde 7,2.
Henüz yorum yapılmamış.