Sosyal Medya

Güncel

Ahmet Taşgetiren Yeni Parti oluşumunda kimlerin olduğunu tek tek yazdı...

Ahmet TaÅŸgetiren- Karar



Ä°ki hareket var Ak Parti bünyesinde.  
 
Biri Ahmet DavutoÄŸlu merkezli, diÄŸeri Ali Babacan... Ali Babacan biraz da Abdullah Gül ile alakalı. Her iki hareket henüz rüÅŸeym halinde. RüÅŸeym, yani embriyon, tohum özü, oÄŸulcuk… Hani ana kovandan ayrılıp yeni bir küme oluÅŸturan yapı.  
 
Bir süredir buluÅŸmalar gerçekleÅŸiyor.  
 
Her iki yapının ana gerekçesi, uzunca bir süre içinde sorumluluk aldıkları partinin “rota kayması” yaÅŸadığı. Bir anlamda “Biz bu deÄŸildik, bunu amaçlamamıştık” diyorlar.  
 
Herkes bu iki hareketi okumaya çalışıyor. Ne yapıyorlar, ne yapacaklar, partiyle ve birbirleriyle iliÅŸkileri nasıl olacak? 
 
Bir kere partiyle farklılaşıyorlar. EleÅŸtirileri var, itirazları var. Hazırlık yapıyorlar. Hem itiraz hazırlık gerektiriyor hem de farklı ne söyleyeceklerse, o.  
 
Her iki hareketin içinde, Ak Parti hükümetlerinde önemli görevler üstlenmiÅŸ, partinin doÄŸum-geliÅŸme seyrine tanıklık etmiÅŸ isimler var. Mahremi biliyorlar. Halen olan bitenleri biliyorlar.  
 
Bir yanda Abdullah Gül, Ali Babacan, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Nihat Ergün, BeÅŸir Atalay var. Ekonomi, yargı, çözüm süreci vs’nin ana aktörleri. BildiÄŸim kadarıyla Abdullah Gül iÅŸin ön aktörü deÄŸil, olmak da istemiyor, ama katkıda bulunacak.   
 
DiÄŸer yanda DavutoÄŸlu. Danışmanlık, dışiÅŸleri bakanlığı, baÅŸbakanlık, Ak Parti genel baÅŸkanlığı… Bütün bir dış siyaset, artı partiden ayrılış süreci… DavutoÄŸlu kimi eski Ak parti milletvekilleri ile ve onların ifadesiyle “15 Temmuz gecesi darbe giriÅŸimine direniÅŸi organize edip de bugün görevde olmayan il baÅŸkanları…”   
 
DavutoÄŸlu artık siyasi literatürde “Manifesto” diye anılan bir çıkış yaptı. O manifestodaki her madde bir tür petek kabul ediliyor ve illerde yapılacak toplantılarla “Ä°çinin doldurulması” ön görülüyor. Ankara’da “Devlet yapılanması”, Diyarbakır’da “Kimlik Meselesi”, Konya’da “Din-Devlet-Siyaset iliÅŸkileri...” gibi. DavutoÄŸlu ayrıca entelektüel muhitlerle, kimi kanaat önderleri ile de görüÅŸmeler yapıyor.  
 
***
 
Ali Babacan eksenli grup da, ülke meseleleri üzerine dosyalar hazırlıyor. Hem mevcudun analiz edildiÄŸi hem gelecek perspektiflerini içeren dosyalar… Ne zaman kamuoyu önüne çıkacaklar? Belki sonbahar… 
 
Ä°ki hareket tabii ki birbirlerinin farkında. Karşılarına çıkacak ilk sorunun “Neden ayrı? Birlikte olunmayacak mı?” olacağını da görüyorlar, çünkü buluÅŸtukları her platformda ilk karşılaÅŸtıkları soru bu. Kapılar kapanmış deÄŸil. Rezervlere raÄŸmen Babacan’la DavutoÄŸlu’nun “çok yakın dost olmaları”nın altı çiziliyor.  
 
Peki “Ana yapı” ile iliÅŸkiler ne olacak? 
 
Birçok ortamda bana bu konu “Kaygılı” ifadelerle soruluyor. Kitlenin bu tür ayrışmaların getireceÄŸi zaafı önemsediÄŸi söylenebilir. Ä°nsanlar böyle durumlarda “Bunların her biri 17 yıllık yolculukta önemli sorumluluklar üstlenmiÅŸ insanlar. Misyondan davadan söz edilen bir yolculukta neden problemli alanlar tedavi edilmez de yollar ayrılır? Ya kayıplar ne olacak?” derler ve bu deniyor. 
 
Tabii herkesin bir cevabı var. Çünkü siyaset demek halkın huzuruna çıkmak, ve halkın kabul edeceÄŸi bir gerekçe oluÅŸturmak demek.  
 
DavutoÄŸlu henüz parti içinde ve “15 sayfa” halinde diyeceÄŸini dedi. Åžöyle deniyor: “Hâlâ parti bünyesinde olan hiç kimse ‘Bunlar doÄŸru deÄŸil’ demiyor, ‘Altını imzalarız’ deniyor, ama hareket zaafa uÄŸramasın, ÅŸimdi zamanı deÄŸil’ gibi ifadeler kullanılıyor. Zamanı ne zaman gelecek? Ve bir ÅŸey söylemek cesaret meselesi ise ona kim cesaret edecek?”  
 
DiÄŸer grup da henüz parti dışından konuÅŸmuyor, hatta konuÅŸmuyor.  
 
Bir konu daha: Acaba parti liderliÄŸi ne düÅŸünüyor bu odaklanmalar hakkında? LiderliÄŸe yakın medya, her iki odaÄŸa yönelik yıpratma dilini tercih etmiÅŸ durumda. Bu, liderliÄŸin de yaklaşımı mıdır, muhtemelen… CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın partide olan bitenler konusundaki hassasiyeti biliniyor. CumhurbaÅŸkanı olarak “Partili” olmakta ısrarının ardında da bu hassasiyet var. Parti’nin geleceÄŸi üzerinde kimi tasarımlarda bulunduÄŸunu düÅŸünmek de yanlış olmaz. Albayrak’ın böyle bir tasarımda yeri nedir mesela?  
 
Acaba CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan her iki oluÅŸumun mimarlarını davet edip, “Ne istiyorsunuz, gelin birlikte yapalım, dava zaafa uÄŸramasın” der mi? OluÅŸumları “Trenden inenler” kategorisi içinde “Fesat giriÅŸimleri” olarak mı deÄŸerlendirir? OluÅŸumların buna cevabı ne olur, onlar gemileri yakmışlık duygusu içinde midirler?  
 
Zordur böyle ayrışma dönemleri… Bunu en iyi Ak Parti’nin kuruluÅŸ seyrinde Fazilet’ten ayrılışı yaÅŸayanlar bilir.  
 
Halkın kaygı duyması da olaÄŸandır. Ama “Ä°ç onarım”ı baÅŸaracak bir murakabe sistemini geliÅŸtirmek gibi bir problemimiz de bulunuyor. O problem giderilemezse bu tür sancılar kaçınılmaz olacaktır, bu da böyle bilinmeli. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.