Sosyal Medya

Güncel

Abdurrahman Dilipak: Şeytan bizimkileri nasıl kandırıyor?

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Åžeytanın müthiÅŸ bir tecrübe ve bilgi birikimi var. Bir de dehÅŸetli bir kibir, sabır ve inat. Peygamberlerden bile vazgeçmiyor.
 
“Åžeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye bir ayet var biliyorsunuz. “Ä°nsanlar! Allah’ın vâdi elbette gerçektir, öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o çok hilekâr ÅŸeytan da Allah’ın kerem ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın.” (Fatır 5)
 
Åžeytanın aldatması «Allah çok bağışlayıcıdır, en büyük günahları bile affeder; bu kadarcık günahtan bir ÅŸey çıkmaz” ÅŸeklindeki telkinlerle ortaya çıkar.. (Bkz. ZemahÅŸeri tefsiri) Bu anlamda ÅŸeytan insanı: “Allah kerîmdir, senin ibadetine ihtiyacı yoktur. O gafurdur, rahîmdir, o her ÅŸeye vekildir” diyerek günahlara ve tembelliklere sevketmek ister. Kimisi de “günahın benim üzerime” diye, birilerini kendi yanına çekmek için baÅŸkalarının günahına talip olur.
 
Åžeytan çok kurnaz. Ä°nsanın zaaflarını biliyor. Para yemek için, zina için, kibir için bir sürü bahanesi var. Hacca git defteri sildir, son nefeste kelime-i ÅŸehadet getir, bitir!.
 
Bunların Bel’am karakterli hocaları da vardır. “Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduÄŸunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduÄŸunu bilmediler mi?” Tevbe 104. Ya da Taha 82’deki “Åžüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller iÅŸleyen, sonra da doÄŸru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.”, Zümer 53’deki “De ki (Allah ÅŸöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aÅŸan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doÄŸrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir” ayetlerinin arkasına saklanarak kendilerini ve dostlarını kandırmaya çalışırlar.
 
Allah’ın ayetlerini günahlarını sürdürmek için baÄŸlamı dışında tevil ederek yorumlamaya çalışanlar, aslında iÅŸte lanetlenmiÅŸ ve taÅŸlanmış ÅŸeytanının oyununa gelmiÅŸ oluyorlar.
 
En’am suresi 125. ayette ÅŸöyle buyurulur: “Allah, iyiye ve güzele götürmek istediÄŸinin göÄŸsünü Ä°slam’a açar; saptırmak dilediÄŸinin de göÄŸsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göÄŸe yükseliyormuÅŸ gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliÄŸi iÅŸte böyle atıverir.” Ayrıca Bakara 7. ayette de ÅŸöyle buyurulur: “Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüÅŸtür.”
 
Allah cahil, zalim, fasık, yalancı ve nankörleri, kâfirler, zalimler topluluÄŸuna hidayet nasib etmez
 
Hidayette olup olmadığımız, Allah, Resul, Kitap, yani Kur’an ve sünnet yolunda olup olmadığımızla ilgilidir. Bunlara uyanlar hidayette, deÄŸil ise ise dalalettedir. 
 
Yoldan çıkanları yola getirmek Resullerin gayretlerinin ötesine geçebilir. “(Resulum!) Onları hidayete / hak yola getirmek senin görevin deÄŸil, lâkin Allah dilediÄŸini hidayete / doÄŸru yola getirir.”(Bakara, 2/272), “Bu müminler hâlâ öÄŸrenmediler mi ki Allah dileseydi bütün insanları hidâyet eder, doÄŸru yola koyardı.” (Rad, 13/31); “Hiç kötü iÅŸleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst iÅŸler iÅŸleyen kimse gibi olur mu? Allah dilediÄŸini dalalete / sapıklığa, dilediÄŸini hidayete / doÄŸru yola iletir. O halde o insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını bilir.” (Fatır, 35/8) “EÄŸer Senin Rabbin dileseydi, dünyada ne kadar insan varsa hepsi imana gelirdi. (Ama bunu irade etmedi). Åžimdi sen mi, imana gelsinler diye insanları zorlayacaksın? Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün deÄŸildir.”(Yunus, 10/99-100), “(Resulüm!) Sen dilediÄŸin kimseyi hidayete / doÄŸru yola eriÅŸtiremezsin, lâkin ancak Allah dilediÄŸini hidayete / doÄŸruya ulaÅŸtırır.”(Kasas, 28/56). “De ki: “Ä°ÅŸte Rabbiniz tarafından gerçek geldi. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”(Kehf, 18/29)
 
Åžeytanın görevi insanların hidayete girmelerini engellemektir. Åžeytanın peÅŸinden gidenleri kitap “acıklı bir azab”la korkutur. Allah onları iÅŸlerini kolaylaÅŸtırmaz, aksine sarp daÄŸlara sardırır. “(Åžeytan) Öyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiÄŸin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doÄŸru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım. Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh saÄŸlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini ÅŸükreden kullar bulmayacaksın.” (Araf, 7/16-17)
 
Allah kitabında cennet ve cehennemi ne için yaratığını, onları kimlerle dolduracağını tek tek anlatır: “Biz kendi hakkımızdaki hükmümüzü deÄŸiÅŸtirmedikçe O bizim hakkımızdaki hükmünü deÄŸiÅŸtirmeyecektir.” Yani, Allah’ın kimlerin kurtuluÅŸa erenlerden olacağını, kimlerin hidayetini dilediÄŸini kitabında tek tek anlatır.
 
Ali Ä°mran 7’de ÅŸöyle denir: “O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. DiÄŸerleri de müteÅŸabihtir. Kalplerinde bir eÄŸrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteÅŸabih âyetlerinin ardına düÅŸerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. Ä°limde derinleÅŸmiÅŸ olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliÄŸi) ancak akıl sahipleri düÅŸünüp anlar.” Åžimdi dilediÄŸi gibi günah iÅŸleyip, sonra tevbe edip, ya da Hacca gidip tevbe edip, günahlarını affettireceklerinin hesabını yapanlara Allah hidayet nasib etmez. Åžeytanları onları kandırmaktadır.
 
Kimi, dini hükümleri te’vil ederek, kimileri kendilerine fetva verecek Belamlar bularak, kimi sapkınların uydurdukları delillerle kendini avutarak, ya da tarihten, gelenekten kötü misalleri örnek alarak ÅŸeytanın tuzağına düÅŸmektedir.
 
Bunlar bu akılla, Zina’ya, Kumar’a, Åžarab’a, Riba’ya, kamu malına el uzatmaya bile deliller bulmaktadırlar.
 
Kimisi bir günahı, bir baÅŸka günahın delili saymaktadır. Yalan söylüyorsa, zina da haram o da. Åžarap da öyle. O zaman diÄŸer haramları da yapabilir.
 
Åžeytan onun kulağına fısıldar: “Senin kalbin temiz. Allah senin kalbine bakar. Senin yaptığın iyilikler, günahlarına kefaret olur.”
 
Kimisi sırtını bir ÅŸeyhe, din büyüÄŸüne dayamıştır. Ona, onun ÅŸefaat garantisi yeter. Onun duası yeter.
 
Bilmem anlatabiliyor muyum? “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”. Selam ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.