Sosyal Medya

Güncel

Yasin Aktay- Nasibimize düşen kitaplar

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Daha önce kitap tavsiyesiyle ilgili bir prensibimden bahsetmiÅŸtim. Hiçbir zaman herkese aynı kitabı tavsiye etmem. Hangi kitabın kimde nasıl bir tesir bırakacağını kestirmeniz kolay deÄŸildir. Beni çok etkilemiÅŸ bir kitabın herkesi aynı ÅŸekilde etkilemesi kaçınılmaz deÄŸildir. Bende çok güzel etkilere yol açan bir kitabın kimleri nasıl bir onulmaz maceraya sevk edeceÄŸini bilemezsiniz.
 
Elbette okumak lazım, ancak kimin hangi kitabı okuyacağı büyük ölçüde kendi durumuyla muvafık olmalıdır. Bir gazete köÅŸesinden herkese ilaç bir kitap tavsiyesinin saÄŸlıklı bir yol olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Ancak okuduklarımızı paylaÅŸmamız, okuduklarımız üzerine de düÅŸünmemiz ve tartışmamız da düÅŸüncenin geliÅŸimi, derinleÅŸmesi ve zenginleÅŸmesi açısından kaçınılmaz bir ÅŸey.
 
Türkiye’de kitap üzerine yeterli bir tartışma ve paylaşım ortamı olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Oysa zannedildiÄŸinin aksine çok iyi bir üretim var. Giderek artmış olan üniversitelerimizde sayıları hızla artan akademisyen ve araÅŸtırmacılar bana göre çok sayıda iyi eserler ortaya koyuyorlar.
 
Kitap okuma hızımızla mütenasip olmayan bir kitap yazma, çevirme ve yayınlama hızımız var gibi. Kitap fuarlarına uÄŸradığınızda bu izlenimi edinebilirsiniz. Tabi bunun uluslararası karşılaÅŸtırmalı düzeyde nasıl bir rakamsal karşılığı var, bilmiyoruz ama bir ara baktığımda Türkiye’nin özellikle eser çeÅŸitliliÄŸi noktasında hiç de fena olmayan bir noktada olduÄŸunu görmüÅŸtüm.
 
Bu Ramazan günü nasibime düÅŸen kitaplardan sözedecek olursam, ilk sırada Mekke’ye Giden Yol isimli ÅŸaheser nitelikteki anlatı kitabının yazarı Muhammed Esed’in bu eserinin devamı niteliÄŸindeki kitabı geliyor. Esed’in Mekke’ye Giden Yol isimli kitabı Müslüman siyasi varlığının çözülme sürecinde olduÄŸu, hilafetin kaldırıldığı ve Ä°slam dünyasının paramparça olduÄŸu bir sürece Arabistan’daki kabileler arasından detayları çok iyi gören ve deÄŸerlendiren bir anlatıya dayanıyordu. Yola bir Yahudi olarak baÅŸlamış, yolculuÄŸunun sonucunda yaÅŸadıklarının da birikimsel etkisiyle Müslüman olmuÅŸtu. Bu serüveni baÅŸlıbaşına bu eserini ÇaÄŸdaÅŸ Ä°slami edebiyatın en önemli isimleri arasına koyuyordu. Esed’in Kalbin Yuvaya DönüÅŸü isimli kitabı Mekkeye Giden Yol’un 2. Kitabı olarak sunulmuÅŸ. Kitabın ilk bölümü Esed’in 1932 yılından itibaren, yani Suudi Arabistan’dan dönüÅŸünden sonra Ä°slam dünyasının farklı ülkelerine yaptığı seyahatler üzerine yaptığı ilginç deÄŸerlendirmelerden oluÅŸuyor. 2. Bölümü ise eÅŸi Pola Hamide Esed tarafından Esed’in yine uzun süreli ziyaretlerde bulunduÄŸu Pakistan, Bereketli Hilal, Ä°sviçre ve Portekiz gibi bölgelerle ilgili yaÅŸadıklarına dair tuttukları notlardan oluÅŸuyor. Kitabın Ä°ngilizceden çevirisini Sinan Yapıcı yapmış.
 
Müslüman olduktan sonra Müslümanların ahvali üzerine düÅŸünmeye, sorunlarına çözüm üretmeye kendini adamış olan Esed’in bu çalışmalarını tamamlayan diÄŸer bir kitabı yine Ä°ÅŸaret Yayınları tarafından Hukukumuz ve Ahvalimiz baÅŸlığı altında ve yine Sinan Yapıcı’nın Ä°ngilizceden çevirisiyle yayınlanmış. Esed Ä°slam hukukunu geçmiÅŸ dönemlerin tarihsel sorunlarına üretilmiÅŸ cevapların ebedileÅŸtirilerek bütün zamanlar için kapalı fıkıh paketlerine dönüÅŸtürülmesine karşılık daha dinamik, günümüzün yeni koÅŸullarına Ä°slam’ın temel ilkelerini yeniden konuÅŸturarak cevap arayan bir akletme biçimi olarak yaklaÅŸmayı öneriyor, belli konularda bu önerisine uygun bir hukuk ilmi pratiÄŸi ortaya koymaya çalışıyor. Ä°ÅŸaret Yayınları Esed’in bütün eserlerini titiz bir çeviriyle ve güzel bir sunumla yayınlıyor.
 
Kur’an araÅŸtırmalarında son zamanlarda kendine özgü bir çizgi ortaya koyan Kuramer Yayınları düzenlediÄŸi baÅŸarılı sempozyumları referans metinler haline gelecek ÅŸekilde kitaplaÅŸtırıyor. Bu çerçevede yayınladığı son kitaplarından biri Makâsıdî Tefsir: Kur’an-ı Kerîm’i Amaç ve Hikmet Eksenli Anlamak baÅŸlığı taşıyor. Makâsıd konusu baÅŸlıbaşına önemli bir konu. Tam olarak bilinebilir mi? Bildim derken Allah’a, Resulüne veya sözün ve hükmün sahibine kendi maksatlarımızı mı atfediyoruz? Maksatları bilmek hermenötiÄŸin en esaslı konusu. Bir metni anlamak için yazarının niyetini, maksadını bilmek gereÄŸi, hükmün ortaya koyulmasındaki hikmeti bilme gereÄŸi bir arayış olarak hepimizin bütün anlama çabasına yön veren bir saik. Ancak çoÄŸu kez çuvalladığımız yer.
 
Neden ve nasıl çuvallıyoruz? Bu da tam da insan bilimiyle alakalı bir konu. Okuyan ve anlayan insanı tanımak lazım yani. Kitap (sempozyum) bu alandaki çalışmalarını bugünlerde kurumsallaÅŸtırma yönündeki çabalarıyla temayüz eden, eski Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Mehmet Görmez’in açılış bildirisiyle baÅŸlıyor ve bir çok uzman akademisyen tarafından etraflıca tartışılıyor. Bütün tartışmaları bitiren veya bitirecek bir tartışma deÄŸil ama bu alandaki tartışmalara kesinlikle yeni bir referans oluÅŸturacak bir çalışma.
 
Kuramer’den bir de dikkat çekici hacim ve kalitede, bir o kadar da kaynaklara ve detaylara vukufiyetiyle hazırlanmış bir Siyer Kronolojisi çalışması var. Peygamber efendimizin hayatı, mücadelesi ve bu esnada Kur’an’ı Kerim’in nüzulü, savaÅŸları, görüÅŸmeleri, ayet ve hadislerin iÅŸaret ettiÄŸi bütün olaylar kronolojik olarak tespit edilerek dökümü yapılmış. Bu alanda ciddi bir boÅŸluk olduÄŸu muhakkak. Bu titizlikte ve bu teferruatta bir eseri ortaya koyduÄŸu için Mehmet Apaydın hocayı tebrik etmek gerek. Ülkemizde ilahiyat alanında akademik seviyeye yeni bir çıta koyduÄŸunu söyleyebilirim.
 
Ä°brahim Kalın’ın daha önce yayınladığı Ben, Öteki ve Ötesi isimli kitabı, çok basılıp sattığı halde, üstelik hakkında epey yazılar yazıldığı halde, henüz tartışılmadı. Aslında çok iyi tartışmaları baÅŸlatabilecek böyle bir kitabın bile yeterli tartışmayı tetikleyememesi hepimizin ayıbı. Oysa düÅŸünce tartışarak ve hatta çatışarak ilerler. Bunun için belki iyi-kışkırtıcı metinlerle baÅŸlar süreç. Oysa bizde kışkırtıcı metinler sadece linç dalgalarını harekete geçirir, tartışmayı deÄŸil.
 
Kalın’ın bu kitabı yeterince tartışılmadan diÄŸer kitabı çıktı: Barbar, Modern, Medeni baÅŸlıklı kitap, özündeki barbarlığı hegemonik modernizmiyle örtbas ederek kendini bir medeniyet olarak sunmaya çalışan Batı Medeniyetine karşı insani ve Ä°slami deÄŸerlere dayalı alternatif, ama tarihte uygulama imkanı bulmuÅŸ, gerçek bir medeniyet perspektifinin bir takdimine çalışıyor. Önceki kitabı gibi yine alanında tartışmalar tetikleyebilecek bir kitap ve her ikisi Ä°nsan Yayınları’ndan yayımlanmış.
 
Bu aralar kitaptan yana nasibimiz bunlardan ibaret deÄŸil, çok ÅŸükür epeyce var; amma bu köÅŸenin de bir sınırı var. Belki sonra devam ederiz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.