Güncel
Abdurrahman Dilipak / YSK gerekçeli kararı açıkladı da!
Abdurrahman Dilipak / YSK gerekçeli kararı açıkladı da!
“Geciken adalet adalet deÄŸildir.” YSK bir yargı kurumudur ve toplumun bu kadar ilgisinin yüksek olduÄŸu bir konuda açıklanan kararda geç kalınmıştır.
Kaldı ki, kararın vicdanları tatmin edeceÄŸinden emin deÄŸilim. Karar “Karşı oy”larla birlikte 250 A4 sayfa. 4 karşı oy ise yaklaşık 40 sayfa. Ä°lk karşı oy baÅŸkana ait 9 sayfa. 2. karşı oy yaklaşık 6, 3. karşı oy 5.5 sayfa. 4. karşı oy Yunus Aykın’a ait. O da 15 sayfa yazmış.
Bakın çoÄŸu tekrar, “kopyala - yapıştır” yöntemi ile yazılmış, roman boy 600 sayfalık kitap. 30 ramazanda Kur’an-ı Kerim mealini bile okumuyor ki insanlar, bu “Gerekçeli karar”ı okusunlar.
Hemen göz gezdirecekler ve arama motorundan, mesela “oy hırsızlığı”nı aratacak, ki, ilk aranan o olmuÅŸ. 600 sayfalık dokümanda böyle bir ÅŸey geçmiyor. Birileri bunu tartışacak. Ve herkes hemen ve daha çok “Karşı oy” yazılarını okuyacak. Ve tabii baÅŸtan baÅŸkanın yazdığı ilk 9 sayfalık bölümü. Ve bütün metni o ilk bakış açısı ile deÄŸerlendirecek, fanatik taraftarlar ve uzmanlar dışında.
Bu kararı savunan üyeler, öyle anlaşılıyor ki, kararın bölümlerini paylaÅŸmışlar, sonra da herkes kendi bölümünü yazmış ve daha önce yapılan açıklamalardan da geniÅŸ alıntılar yapmışlar, ama birbirinin yazdıklarını bile okumaya fırsat bulamamışlar. Onun için de çok fazla tekrar oluÅŸmuÅŸ.
Ä°yi bir okuma ile böyle bir metinde çok fazla tenakuz bulmak zor olmasa gerek.
Zaten bu kadar zamanda böyle bir metnin tamamını müzakere yoluyla bırakın yazmayı, okumak da mümkün deÄŸil.
Sonuçta karar vericiler, toplumun suali mukadderlerine odaklanmak verine, verdikleri kararı gerekçelendirmeye odaklanmışlar. Oysa bu tür metinlerin baÅŸarısı, muhatabının anlayışı ile sınırlıdır. Ve sonuçta bu kararın siyasi polemiklere konu olması kaçınılmazdır. Onun için de yanlış anlama, yorumlama ve çarpıtmalara kapı aralamayacak bir hassasiyetle “efradına cami, aÄŸyarına mani” bir dille yazılması gerekirdi.
Ä°lk düÄŸmeyi yanlış iliklemiÅŸseniz, ötekileri size doÄŸru geldiÄŸi gibi iliklemenizin bir faydası yok. Bana kalırsa bu iÅŸ, daha seçim günü baÅŸladı ve hâlâ domino etkisi ile yanlış süreç devam ediyor.
Bakın bu süreçte alınan kararlar geçmiÅŸe ve geleceÄŸe sirayet edecek. Yani metastaz yapma riski çok yüksek. Yani kriz bir kara deliÄŸe dönüÅŸme istidadı gösteriyor. Hukukun dejenere olması ile ortaya çıkacak kara delik hakikatleri yutsa da doymayacaktır.
Daha ilk günden, gerekçeli kararın yazılması aÅŸamasında yine sorun yaÅŸandı. Karar vericiler, kısa kararla sınırlı kalmayıp, genel deÄŸerlendirmelerle oldu bitti yeni hükümler ÅŸeklinde yorumlanacak ifadeler kullanınca, karşı oy sahipleri, gerekçeli karardaki bu yeni tesbitlere mukabil de karşı görüÅŸ yazmak istediler. Ve zaman doÄŸal olarak uzadı.
Hukuk, polemik konusu yapılmamalı. Adaletin terazisi hassastır.
Bakın adalete güven sarsılırsa barış tehlikeye girer. Adalet mülkün temelidir. Adalet yoksa barış teslimiyettir. Adalet yoksa barış da yoktur. Bu evrensel bir kuraldır. Adalet ve barış yoksa hiçbir özgürlük güven altında deÄŸil demektir.
Bakın, bunları söylemek için metni okumayı bekleyecek olursak seçimin sonuna geliriz. Üretilecek sorulara kimse de cevap veremez. Kaldı ki, daha ilk günden YSK’nın asil ve yedek üyelerinin oylamaya katılması ile bir tartışma da baÅŸlamıştı. Bunlar baÅŸka yerlere sirayet edecek hadiseler.
Bu kararlarda bir sürü usulsüzlük, yanlışlık, kasta mebdi suç nitelikli müdahaleler sözkonusu. Bakın yarın bir savcı bu gerekçeli kararı alıp, bu tesbit ya da iddialardan yola çıkarak bir soruÅŸturma baÅŸlatacak olursa ne olacak. Ya da soruÅŸturmaması mı gerekiyor.
Suç varsa, kusur varsa, bunun bir cezası olması gerek. Bunun ucu da YSK ilçe, il ve merkezdeki karar vericilere kadar uzayabilir. Siyasi kiÅŸilere uzayabilir. O zaman ne yapacağız. Yapanın yanına kâr kalırsa o da sıkıntı, hesap sormaya kalkarsanız o da sıkıntılı bir konu.
KaÅŸ yapayım derken göz çıkarmamalıyız.
Ben ilk bir göz gezdirmemde, karşı oylardan birkaçına bakınca, hiç detaya girmeden, daha ilk bakışta göze çarpan ÅŸeyleri yazmak istedim.
Birkaç hukukçu arkadaÅŸ, birkaç farklı açıdan konuyu gözden geçiriyor, ama öyle anlaşılıyor ki, bu koÅŸuÅŸturmaca içinde kimse bu kadar kapsamlı bir kararı, bu kadar kısa sürede yeteri kadar deÄŸerlendiremeyecek. Ve biz yine yargıyı, siyaseti, seçimleri tartışmaya devam edeceÄŸiz.
Bilgi sahibi olmadan kanaatlerimiz üzerinden birbirimize verip veriÅŸtireceÄŸiz.
Bir kısmı rahat, yukarıdan ne derlerse aÅŸağıdakiler onu tekrarlayacaklar. Ama sorun da bu ya! Hakikati aramaktan vazgeçmek ve papaÄŸanlaÅŸmak.
Bu iÅŸler nasıl böyle giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ä°ÅŸin içinde muhakkak Åžeytani bir yan vardır da. Bizim “akıllılar” nerede. Ne yapıyorlar. Paniklemeden kaynaklanan bir ÅŸaÅŸkınlıkla açıklanabilir mi bütün bunlar. Sanırım, yasama, yürütme, yargı, STK, Media, birbirimizin iÅŸini kolaylaÅŸtırmak yerine, zorlaÅŸtırıyoruz. Birbirimize yardımcı olmuyoruz. Bu doÄŸru deÄŸil. Hepimiz bu anlamda önce kendimizi eleÅŸtirmemiz gerek.
Sanki, birileri de, bulanık suda balık avlamak ister gibi, iÅŸi daha da içinden çıkılmaz hale getirmek için çalışıyor. Krizden nemalanan bir kesim var. Peki bu kötü gidiÅŸe kim dur diyecek.
Daha anlaşılır, tekrarlardan arındırılmış, baÅŸlangıçta verilen tartışmasız veri tablolarının referans alındığı, daha kısa bir metin hazırlanamaz mı idi.
Zaten süreçte farklı yerlerde çeliÅŸkili kararlar da verilmiÅŸ. Åžaibeli oy sayısı seçimlerin yenilenmesine yeterli olacakken, bir de sandık kurullarının yanlış ya da eksik teÅŸkilinin seçimin sonucunu etkileyebileceÄŸi gibi bir yorumla konu farklı bir tartışma zeminine taşınmıştır.
“Karşı oy” yazılarında birçok tartışmalı, çeliÅŸkili, yoruma açık konu, tekrar liste halinde sunularak aslında tartışma gündemi için yeni bir zemin oluÅŸturulmuÅŸ oldu. Ancak, bu çeliÅŸkili durumlarla ilgili hâlâ toplum vicdanında tatmin edici bir açıklama ortaya konulmamakta, taraflar kendi siyasi çıkarlarına göre tartışmaya devam etmektedir. Merakla beklenen gerekçeli karar konunun vuzuha kavuÅŸması ve adil bir sonuç için mevcut beklentilerin aksine, tartışmayı ÅŸiddetlendirici ya da arada kalan insanların siyasetten uzaklaÅŸmasına sebeb olacak bir siyasi ortamın doÄŸmasına vesile olacak bir süreç baÅŸlatacağından ciddi anlamda endiÅŸe ediyorum.
Neyse olan oldu. Hayat devam ediyor. Can sıkıcı baÅŸka olaylar da var ülkemiz, bölgemiz, dünya ile ilgili. Bazan gelince gelir iÅŸte. Sonra gün gelir bu da geçer ya hu!
Bu anlamda gözden kaybetmememiz gereken tek bir gerçek var: Ä°mtihan oluyoruz. Sahi bütün bunlar olmasa, cennete ya da cehenneme gidecekler nasıl belli olacak. Ä°man edenler için gam yok! Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var. “Sebeb ey!” Sabır! Allah’ın yardımının bize ulaÅŸmasını engelleyen söz ve iÅŸlerden uzaksak ne gam! Selâm ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.