Sosyal Medya

Güncel

Mehmet Ocaktan: Hukukun üstünlüğü olmadan güçlü ekonomi zor

Mehmet Ocaktan- Karar



Türkiye ekonomide, dış politikada ve siyasi istikrar anlamında ciddi bir sıkışmışlık yaşıyor. Siyasetteki negatif dalgalanmalar ve ekonomideki belirsizlikler yüzünden yerli yatırımlar durma noktasına gelmiÅŸ bulunuyor. Demokratik görünürlüÄŸümüz ve hukuka olan güven zafiyeti yüzünden, emlak alımı için gelen bir kaç Arap yatırımcıyı saymazsak, hatırı sayılır yabancı yatırımcının geldiÄŸini söylemek ne yazık ki pek mümkün deÄŸil. 
 
Maalesef, zaten kırılgan olan demokrasimizin görüntüsünü 31 Mart seçimleriyle daha da negatif hale getirdiÄŸimiz için Türkiye özellikle yabancı yatırımcı nezdinde güven kaybetmiÅŸ, YSK’nın hukuki meÅŸruiyeti tartışmalı iptal kararıyla da bu kanaat daha da güçlenmiÅŸtir. Galiba bu gidiÅŸle “dış güçler”den tümüyle kurtulacağız, artık bizimle uÄŸraÅŸamayacaklar! 
 
Oysa Türkiye ikibin öncesinde siyasi istikrarsızlığın kronikleÅŸtiÄŸi, yargıya güvenin kaybolduÄŸu dönemleri yaÅŸamış ve bunun bedelini ağır ödemiÅŸ bir ülkedir. Ä°ÅŸte o günkü Türkiye’deki demokrasi kalitesinin düÅŸüklüÄŸü, insan hakları ihlalleri ve yargıya olan güven kaybı toplumu yeni arayışlara itmiÅŸ ve esas itibariyle de bu arayış AK Parti’yi var etmiÅŸtir. 
 
Her ne kadar bugün yaÅŸanan zaafların arkasında bir takım iç ve “dış güçler” aransa da, aslında demokrasi kalitesi yüksek, hukukun üstünlüÄŸünün egemen olduÄŸu bir ülkede bu tür “siyaset mühendisliÄŸi” benzeri planların iÅŸlemesi mümkün deÄŸildir. Bunun en somut kanıtı, bizzat AK Parti’nin var oluÅŸ hikayesidir. 
 
Çünkü AK Parti, ‘kendini dünyadan tecrit eden bir ulusal sistemin uzun süre ayakta kalmasının mümkün olamayacağına’ inanarak yola çıkmış ve gerçekleÅŸtirdiÄŸi reformlarla da bunu kanıtlamış bir partidir. Nitekim o gün ortak akılla inÅŸa ettiÄŸi ilkeleriyle de bunu bütün dünyaya ilan etmiÅŸtir, iÅŸte o ilkelerden bazıları: 
 
“Partimiz hukukun üstünlüÄŸüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır. Ülkemizde yaÅŸanan krizlerin temelinde, evrensel normlara uygun bir hukuk devleti ve adalet sisteminin eksikliÄŸi yatmaktadır. Demokratik bir hukuk devleti anlayışını hayata geçiremeyen ve adalete güveni tesis edemeyen ülkelerin, ekonomik yönden kalkınması da mümkün deÄŸildir.”  
 
Bugün AK Parti’nin bu reformist kimliÄŸine dönmesini isteyenleri ihanetle suçlayanlar için bu ilkeler adeta bir cevap niteliÄŸindedir. 
 
Dün olduÄŸu gibi bugün de Türkiye için çıkış yolu bellidir; iÅŸleyen ve kalitesi yüksek bir demokrasi, bağımsız ve tarafsız bir yargı ve de hukukun üstünlüÄŸünün tesis edilmesi... Bu ilkeleri hayata geçiremeyen bir ülkenin kalkınması ve refah üretmesi mümkün deÄŸildir. 
 
Artık kendi baÅŸarısızlıklarımızı bir takım afaki güçlere havale etmekten vazgeçelim; hamaset üreterek, eski Türkiye’de olduÄŸu gibi memleketi “beka” meselesine kilitleyerek toplumun refah düzeyini yükseltemeyiz, eÄŸitimin kalitesini arttıramayız, özgürlükleri geniÅŸletemeyiz ve ülkeyi yabancı yatırımcı için cazip hale getiremeyiz. 
 
EÄŸer sorunlarımızı özgürce tartışabilirsek, çözüm üretme kabiliyetimiz de o oranda yüksek olacaktır. Dolayısıyla tartışmaktan, eleÅŸtirel düÅŸünceden korkmamak lazım. Bu konuda, geçtiÄŸimiz hafta TÜSÄ°AD Yüksek Ä°stiÅŸare Kurulu’nun (YÄ°K) açılışında bir konuÅŸma yapan Tuncay Özilhan’ın ÅŸu sözleri son derece ufuk açıcıdır: “Demokrasi iÅŸler kılınırsa, hukukun üstünlüÄŸü tesis edilirse, eleÅŸtirel düÅŸünmenin önünü açan bir eÄŸitim reformu yapılırsa, ekonomimizin performansı yükselecek... Biz bu nedenle ekonomi derken demokrasi diyoruz; yargı bağımsızlığı diyoruz; hukukun üstünlüÄŸü diyoruz; insan hakları diyoruz; akademik özgürlükler diyoruz; liyakat diyoruz; ifade özgürlüÄŸü diyoruz.” 
 
EleÅŸtirel düÅŸünceden hoÅŸlanmayabiliriz, eleÅŸtiriler zaman zaman canımızı da sıkabilir, ama unutmayalım ki hukukun üstünlüÄŸüne dayalı saÄŸlam bir demokrasi inÅŸa etmeden güçlü ve büyük Türkiye hayali sadece bir hayal olarak kalmaya mahkumdur. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.