Sosyal Medya

Güncel

İsmail Kılıçarslan: Gelir adaletsizliğinin en yakıcı sorunu; Sağlıklı besine erişim

İsmail Kılıçarslan- Yeni Şafak



Aslında bugün gelir adaletsizliÄŸi baÅŸlığını konuÅŸurken ÅŸunu konuÅŸmuÅŸ oluyoruz büyük oranda: “Hayat standartları adaletsizliÄŸi.”
 
“Toplumsal eÅŸitlik” meselesini “vatandaÅŸlık bağı”, “yasalar önünde eÅŸitlik”, “fırsatlar karşısında eÅŸitlik” v.d bakımlardan ele almanın yanı sıra “kaynaklara eriÅŸim bakımından eÅŸitlik” meselesi üzerinden de tartışmak gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Bir çeÅŸit “baseline” eÅŸitliÄŸi. Bir çeÅŸit “standart” eÅŸitliÄŸi…
 
Hani “boÅŸu” deriz ya araçlar için. “Standart eÅŸitliÄŸi” odur iÅŸte. Koltuk ısıtması, yol bilgisayarı, alüminyum jantı olmasa da trafikte güvenle ilerlemeyi saÄŸlayacak temel bir donanımı vardır. Gelir adaletsizliÄŸi, insan topluluklarının “standartlarını” elinden alır. Ä°nsan topluluklarını “yürüyemez” hale getirir.
 
Dünya gıda günü olarak kutlanan 16 Ekim’de BirleÅŸmiÅŸ Milletlerinden Tarım Bakanlığı’na kadar her kurum ÅŸu yalan cümleyi dolaşıma sokar: “SaÄŸlıklı ve temiz gıdaya eriÅŸim temel insan hakkıdır.”
 
Bu büyük bir yalandır. Zira ne BM, ne herhangi bir bakanlık, ne bilmem hangi kurum “saÄŸlıklı gıdaya eriÅŸim” meselesini sorun etmektedir. Alt sınıfların “ne yediÄŸi” ile asla ilgilenmemektedirler.
 
Dikkat isterim. Burada “açlıkla yüzleÅŸen insan topluluklarından” deÄŸil, asgari kazancıyla “saÄŸlıklı gıdaya” eriÅŸemeyen insan topluluklarından söz ediyorum.
 
Endüstriyel gıda sanayi “her ürünü her fiyattan satacağı” devasa bir düzen kurmuÅŸ, bakanlıkları, denetleme kurullarını, daha bilmem nereleri bir ÅŸekilde “kafalamış”, insan saÄŸlığına (doÄŸal olmayan yollardan) zarar veren gıdaları üretmeyi bir zorunluluk olarak kodlamıştır.
 
Bugün içinde et olmayan dana kuÅŸbaşı, içinde fıstık olmayan fıstıklı baklava, içinde ÅŸeker olmayan tatlı yemek mümkündür.
 
VahÅŸilikten burnunun ucunu görmeyen küresel gıda endüstrisi çift taraflı bir alçaklıkla yoluna devam etmektedir. Birincisi düzenleyici kurumlara söyledikleri ÅŸu cümle: “Biz bunları böyle ucuza üretmesek vatandaÅŸ bunları alamaz, yiyemez, bunlara eriÅŸemez. Dolayısıyla buna göz yummanız gerekir.”
 
Türkiye dâhil olmak üzere, insan saÄŸlığına “doÄŸrudan veya dolaylı olarak uzun erimli zarar verecek gıda üretimine” göz yummayan ülke yoktur böylece. Vatandaşın ucuz ÅŸekilde karnını doyurması, gelecekteki olası sonuçlarını hesaba katmazsak, ülkeler için iyi bir ÅŸeydir sonuçta. Sosyal çalkantıyı engeller.
 
Gelsin modifiyeli mısır niÅŸastası, gitsin soyadan kavurma, glikoz bir yandan hücum etsin, lesitin ÅŸuradan gelsin. Bazen ucuza mal etmek, bazen uzun süre depolamak, bazen raf ömrünü, bazen tüketim ömrünü uzatmak için ver katkıyı, ver coÅŸkuyu. Sonuç: “20 gün dursa bozulmayan yoÄŸurt yapmışlar”, “bu sucuk da hem ucuz hem lezzetli.”
 
Ä°kincisi ise ÅŸudur. Gıda endüstrisi, “saÄŸlıklı ve temiz gıdaya eriÅŸim”in bir “üst-orta sınıf hakkı ve ayrıcalığı” olduÄŸunu da kabul ettirmiÅŸtir tüm dünyaya. “SaÄŸlıklı gıda” doÄŸal olarak pahalıdır yani. Yapacak bir ÅŸey yoktur. Elden bir ÅŸey gelmez. SaÄŸlıklı beslenmek istiyorsan çok paranın olması gerekir.
 
Yani özetle ÅŸu. Dünyadaki her bir bireyin en temel hakkı olan “saÄŸlıklı gıda ile beslenebilme hakkı”, bugün itibariyle son derece normal ÅŸekilde bir orta-üst sınıf ayrıcalığı haline getirilmiÅŸtir.
 
Üstelik kanaatim ÅŸudur ki, yakında üst-orta sınıf da bu “saÄŸlıklı beslenme dayatması” yüzünden topyekûn delirecektir. “Organik gıda aldatmacası”, üzerine müstakil yazı yazılacak denli rezalet bir aldatmacadır söz gelimi.
 
Yeri geldi söyleyeyim. DoÄŸru planlansa kargas fiyatı 17-18 liralara pekala düÅŸebilecek kırmızı eti doÄŸru planlamazsan gıda endüstrisinin maymunu haline gelince aÄŸlamaya da hakkın yoktur nitekim. Bilmem anlatabildim mi derdimi?
 
Kaynaklara eriÅŸimin herkes için eÅŸitlendiÄŸi bir dünya mümkün müdür peki? Elbette mümkündür. Yine dikkat isterim. Herkesin en iyi, en kaliteli gıdaları yemesi söz konusu deÄŸildir belki. Ama herkesin saÄŸlıklı gıdaya eriÅŸimini saÄŸlayacak bir dünya mümkündür.
 
Sadece bu fikrin hayata geçmesinden nefret eden insanlar, bu fikrin hayata geçmesini isteyen insanlardan çok daha güçlüdür. Hepsi bu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.