Güncel
Mehmet Acet: S-400 için kum saati işliyor
![](resimler/detay/184015.jpg?1558326232)
Follow @dusuncemektebi2
Mehmet Acet- Yeni Åžafak
S-400 füzeleri konusunda bir süredir sessiz bir duruÅŸ sergileyen CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan, önceki gün yeniden topa girdi.
Acaba yeni bir durum değerlendirmesi mi yapıyor?
Acaba ABD ile yeni bir kriz yaÅŸamama adına, bir çıkış formülü mü arıyor sorularını akıllara getiren bu sessizlik bitince, ErdoÄŸan’ın duruÅŸunda milim deÄŸiÅŸiklik olmadığı fark edilmiÅŸ oldu.
Önceki akÅŸam iftar sonrası gençlerle yaptığı programda konuÅŸan ErdoÄŸan,
“S-400 konusunda geri adım atmak söz konusu deÄŸil” dedi, “S-400’den sonra bir de S-500 söz konusu. S-500’de de yine bir ortak üretim söz konusu olacak” diye ilave etti.
ErdoÄŸan’ın bu sözleriyle ‘satış iptali’ öncesi bir yumuÅŸak geçiÅŸ olarak gündeme gelen ‘erteleme’ seçeneÄŸinin de rafa kalktığı anlaşılıyor.
Bu durumda, yine ErdoÄŸan’ın iÅŸaret ettiÄŸi üzere S-400’lerin Haziran sonu gibi parça parça Türkiye’ye gelmesi, öngörülen bölgelere kurulumunun yapılması, yazılım ayarlarının hayata geçirilmesi, dost/düÅŸman tanımının yapılması gibi iÅŸlemlerin belirlenen takvim içerisinde yerine getirilmesini bekleyebiliriz.
Ä°ki yıl önce anlaÅŸması yapılan bu füzelerin teknik görüÅŸmelerini CumhurbaÅŸkanlığına baÄŸlı Savunma Sanayii BaÅŸkanlığı yürütüyor.
Bu konuları kendisi ile deÄŸerlendirme fırsatı bulduÄŸum SS BaÅŸkanı Ä°smail Demir, Rusya ile yapılan sözleÅŸmeye uygun ÅŸekilde takvimin ilerlemeye devam ettiÄŸini, kendileri açısından herhangi bir sorun olmadığını söylüyor.
S-400 NATO SÄ°STEMÄ°NÄ°N DEĞİL TÜRKÄ°YE’NÄ°N KENDÄ° MALI OLACAK
Savunma Sanayii BaÅŸkanı Demir’e sorduÄŸum sorular ve aldığım cevaplar üzerinden birkaç kritik noktayı vuzuha kavuÅŸturmakta fayda olduÄŸunu düÅŸünüyorum.
Geçen hafta Türkiye’ye gelen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, NTV televizyonuna verdiÄŸi mülakatta, Türk makamlarını kastederek, “NATO’da farklı sistemlerin çalışamayacağını söyledik” ÅŸeklinde bir ifade kullanmıştı.
Ä°lk bakışta bu cümle, NATO’nun pozisyonu ABD’ninkinden farksız mı acaba diye düÅŸündürtüyor.
Hâlbuki aynı NATO’nun aynı Genel Sekreteri daha önce yaptığı açıklamalarda, ittifakı tehdit etmemesi ÅŸartıyla her üye ülkenin bu füzeleri alma hakkının olduÄŸunu dile getirmiÅŸti.
Demir’e Stoltenberg’in bu sözlerini hatırlattığımda, aynı soruya defalarca cevap vermiÅŸ olmanın ‘hazırcevaplığı’ ile karşılık verdi.
Åžöyle dedi:
“Biz bu sistemin NATO sisteminde çalışmayacağını, gerekli çalışmaları usulüne uygun yapacağımızı defalarca söyledik. Gerekli tedbirleri aldıysanız NATO sistemini kesinlikle tehlikeye sokmayacaktır. Bu endiÅŸelerini gidermek için de her türlü diyaloÄŸa açık olduÄŸumuzu belirttik.”
Bu ifadeler;
1-S400 füzelerinin NATO’nun deÄŸil, Türkiye’nin malı olacağını,
2-“Gerekli tedbirlerin” alınması ile yani dost/düÅŸman tanımının NATO sistemine uygun hale getirilmesi ile ittifaka dönük herhangi bir tehdit durumunun kalmayacağını,
3-Varsa baÅŸka her türlü endiÅŸeye karşılık olarak Türkiye’nin diyaloÄŸa açık kalmaya devam edeceÄŸini gösteriyor.
ABD’NÄ°N DERDÄ° BAÄžCI DÖVMEK MÄ°
Ankara’nın ABD’ye dönük S-400 yaklaşımının da benzer temel ilkeler üzerine oturduÄŸu anlaşılıyor.
Bir defa Washington’un asıl niyetinin ne olduÄŸu sorusu üzerindeki rezervler saklı tutulmakla birlikte, mazeret bırakmayan bir düÅŸünce pratiÄŸi ile ilerlendiÄŸini söyleyebilirim.
Amerika’dan gelen ‘erteleme’ önerisine karşılık, DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu’nun açıklamalarına yansıyan “AnlaÅŸması bitmiÅŸ, sözleÅŸmesi yapılmış, parasının bir kısmı ödenmiÅŸ bir konunun nesini erteleyelim” sorusu soruluyor.
Devamında ise, eÄŸer mesele NATO sistemi yahut F-35 savaÅŸ uçaklarının güvenliÄŸini tehdit etme meselesi ise, bu konuları bütün boyutlarıyla görüÅŸmeye hazırız mesajı verilmiÅŸ oluyor.
ABD’ye ‘mazeret bırakmama’ stratejisi dediÄŸim nokta burası.
Tersinden bakarsanız, günün sonunda “Amerika’nın asıl derdi ne” sorusunu iyot gibi açığa çıkaracak bir yaklaşımdan söz ediyoruz.
Gerçekten S-400’ler NATO sistemini ya da F-35 savaÅŸ uçaklarını tehdit eder korkusuyla mı hareket ediyorlar, yoksa Türkiye’nin böyle bir sistemi satın almasına kategorik olarak karşı oldukları için mi cingar çıkartıyorlar.
Ä°smail Demir’in tam da bu baÄŸlama oturan ÅŸu sözlerine dikkat çekerek noktalayalım:
“Biz meselenin teknik durumundayız. EndiÅŸesi olan var ise biz bunu çözüme kavuÅŸturacağımıza inanıyoruz. Gerek TSK’daki arkadaÅŸlar gerek diÄŸer teknik arkadaÅŸlar masada her türlü çözümü bulmaya hazırız. Bize almamamız için somut sebep gösterirlerse bunu konuÅŸmaya hazırız.”
Henüz yorum yapılmamış.